Sanal fuarlara bile alıştık

Hem yeni teknolojiler buluşuyor, hem de turizmi canlı tutuyor.
Pandemi döneminde bugüne kadar hiç ertelenmemiş fuarlar bile ileri tarihlere atıldı.
Şimdi takip ediyorum; 2020’de büyük bir fuar yapmak neredeyse imkansız gözüküyor.
Şimdi sanal fuarları takip ediyoruz.
Ticaret Bakanlığı salgın sürecinde ertelenen ya da iptal edilen fuarları sanal ortama taşıyor. İlk sanal fuarımız Shoedexpo’ydu.
22-26 Haziran tarihlerinde Agrivirtual-Sanal Tarım Makineleri Fuarı ile devam edecek.
Hatırlıyorum;: beş yıl önce sanal fuar tartışmaları yapıldığında “Olmaz, fazla talep görmez” deniyordu.
Ama pandemi bazı şeyleri zorunlu hale getirdi.
Şimdi fikirlerin değiştiğini görüyorum.
Etkinlik ve sergi pazarı dendiğinde akla ilk Amerika geliyor.
Onu sırayla Almanya ve Çin takip ediyor.
Çin’de Alibaba koronavirüs nedeniyle fiziksel ortamlarda açılamayan fuarları sanal platforma taşıyor.
Anlayacağınız pandemi öncesinde hayır dediğimiz birçok şeye bugün olabilir diyoruz.
Ve biliyoruz ki; bunların sayısı artacak.
Yeni bir döneme girmiyoruz.
Zaten var olan, kullandığımız teknolojileri daha etkin hale getiriyoruz.
Bu da yeni platformları, yeni fikirleri getirecek.
Sanal fuarların olabileceğini tahmin ediyorduk ama verimliliği konusunda bir rezervimiz vardı.
Artık bu rezervlerin kalktığını, herkesin olaylara biraz daha esnek baktığını hissediyorum.
Bu olumsuz bir şey değil.
Hele çocuklarımızın, gençlerimizin dijital dünyaya adaptasyonunu düşündükçe önümüzdeki günlerin sürprizlerle dolu olduğunu söyleyebilirim.
Sanal fuarlar belki başlangıçta yadırganacak ama böyle bir dönemde işimizi kolaylaştıracak gibi gözüküyor.

Tanıtım sürekli olursa işe yarar

İSPANYA 80 milyondan fazla turist ağırlayan bir ülke... Bu yıl 8-10 milyonu başarı gibi görüyor. Turizm denince akla gelen ilk ülkelerden İtalya ve Fransa da öyle…
40 milyar dolarlık gelir bekleyen Türkiye için de gerçekler ortada.
Bu yıl farklı olacak.
Ancak hep aynı şeyi söylüyorum.
Tanıtımı istikrarlı ve sürekli yapmak gerekir.
Ve hatta kriz dönemlerinde daha fazla yapmalıyız.
Bu dönemler geçer ancak iyi yapılmış bir tanıtım asla unutulmaz.
Ve insanlar ilk fırsatta yine o akıllarında kalan yere giderler.
Türkiye turizm açısından gerçekten çok şanslı bir ülke…
Bunun kıymetini bilmeli ve tanıtımlara devam etmeliyiz.

Daha fazlasını üretmeliyiz

GAYRİMENKUL sektöründeki hareketlilik piyasaları canlandırdı. Faizler tarihte görülmemiş fırsatlar sunuyor. Tabii bu talebi anlıyorum. Bizim gibi ülkelerde ev ve araba sahibi olmak önemlidir. Hatta konut en önemli yatırım aracı olarak da görülür. İnsanlar haklı da; faizler düşmüş, döviz uzun bir süredir sabit olursa konut satışlarında da bir artış olur.
Ancak şunu unutmamalı.
Türkiye yeni bir başarı hikayesini konut sektörüyle yazamaz.
O yüzden sanayiye, imalata dönmesi gerekir.
Yazılımda, hizmet sektöründe, yeni teknolojilerde mutlaka daha iyisini yapmalıyız.
Aksi halde bu heves geçtikten sonra yine gerçeklerle baş başa kalacağız.
İnşaat sektörü birçok alanı harekete geçiriyor, kabul ediyorum.
Ancak bizim gibi ülkeler için önemli olan ihracattır.
Bu da daha çok üretmekten geçiyor.
Üretmiyoruz demiyorum; daha fazlasını üretelim diyorum.

Kentsel dönüşümü güncelleyelim

MEVSİMLER değişti. Mart gibi haziran yaşıyoruz.
Sonra sıcaklar gelecek. Bu sefer bunalacağız. Sonbaharla kış birbirine karışmış durumda. Yani iklim değişikliğini elbirliğiyle başardık. Bu bütün dünyanın başarısıdır.
Son hafta yağan yağmurlar Bursa’da çok etkili oldu.
Bu kadar yoğun bir yağmura altyapı dayanmaz biliyorum. Ancak bizim altyapılarımızın da hala sorunlu olduğunu görüyoruz.
Türkiye çok başarılı işler yaptı. Gerçekten de örnek gösterebileceğimiz birçok konuda başarı hikayeleri var.
Ancak kentleşmede sınıfta kaldığımızı söylemeliyim.
Yoğun göçleri yönetemedik.
Çok kötü yapılar ürettik.
Dere yatağı filan dinlemedik.
Ev yaptık yol yapmayı ihmal ettik.
Sonuçta bunun faturasını hep birlikte ödüyoruz.
Ve bir yağmur yağıyor gerçekler ortaya çıkıyor.
Tekrar ediyorum.
Bu kadar yoğun yağmur Paris’e, New York’a, Londra’ya yağsa oralarda da benzer görüntüler olabilir.
Ama bu kadar ağır tablolar olabilir mi bilemiyorum.
Türkiye daha iyi kentlere layık.
Kentsel dönüşümü hızlandırmalı ve doğru modellerle güncellemeliyiz.