Sağlık ordusuna çok şey borçluyuz

Son bir haftada yüzde 63’lerden 65’lere yükseldi.
Ventilatör doluluk oranı da yüzde 32’lerde şu an...
Birçok Avrupa ülkesine göre çok iyiyiz.
Çünkü Fransa ve İspanya’da hastanelerdeki doluluk oranlarının yüzde 90’lara geldiği biliniyor.
Zaten bütün bu endişe bunun için değil miydi?
Yani sistemin tıkanması, hastanelerin beklentilere cevap verememesi...
Bir şey daha var.
Çoğumuz yazın tatildeydik.
Yarı esnek çalışma modeliyle bir evde bir işyerindeydik; çoğunlukla da dijitaldik.
Bazıları yazlıklarından gelmeyerek bu süreyi daha da uzattılar.
Bence doğrusunu yaptılar.
Ama hiç tatil yapmayanlar, evlerine bile zor gidenler oldu bu arada...
Onlar da sağlık çalışanlarımız, doktorlarımız.
Ve öyle gözüküyor ki, bu kış da aynı tempoda olacaklar.
Buna ne enerji dayanır, ne vücut, ne de kafa...
Hepsine minnettarız.
Ve sağlık kadromuza çok şey borçluyuz.

 
Söyleyecek söz bulamıyorum

SAĞLIK ekipleriyle sık konuşuyorum.
Filyasyon ekipleri gecenin çok geç saatlerine kadar çalışıyorlar.
Aile hekimleri hastaları çok sıkı takip ediyorlar.
Ama öyle şeyler duyuyorum ki, inanın şaşırıyorum.
Testin pozitif olduğunu bile bile insanlar dışarı çıkıyor, kalabalıklara karışıyor.
Her kişinin peşine bir polis takacak haliniz yok ya...
Zaten hiçbir ülkenin imkanları buna yetmez.
Ama kendini bilmezler, hiçbir şey yokmuş gibi dışarı çıkıyorlar ve herkesi riske atıyorlar.
Gerçekten söyleyecek söz bulamıyorum.

 
Bizde tam kapanma olmaz

AVRUPA’da kapatmalar başladı. Örneğin Fransa gece 21.00’den sonra sokağa çıkma yasağı ilan etti. İspanya daha sert önlemler getirdi, bütün ülkede OHAL ilan etti.
Türkiye’de çok sert tedbirleri henüz beklemiyorum.
Ama 65 yaş üstü için yeni kısıtlamaların olabileceği söyleniyor.
Bir de Fransa modeline uygun bir kısıtlamaya gidileceği, gece 23.00’ten sonra toplu yerlerin kapatılabileceği ifade ediliyor.
Gerekli görülüyorsa yapılsın.
Ama diyorum ki;
Biz bunları devlet söylemeden, zorunlu hale gelmeden yapalım.
Hem ekonominin çarkları dönsün, hem de mümkün olduğu kadar kendi karantinamızı yapalım.

 
Bayraklarla donatılmış
balkonları seviyorum

29 Ekim gibi bizim için çok önemli, çok değerli, çok anlamlı günlerde evlere asılan Türk bayrakları beni çok duygulandırıyor, çok mutlu ediyor. Hem evler çok daha güzel gözüküyor, hem içimizdeki o heyecan dışarıya yansımış oluyor.
Hem de tek vücut olduğumuzu bir kez daha hatırlıyorum.
29 Ekim hepimizin bayramı, bayraklarımızı asalım.

 
Küçükköy de tescillendi

AYVALIK’ın Küçükköy’ü de tescillenmiş.
Çok mutlu oldum.
Kuruluşu 1462’li yıllara dayanan bir yer Küçükköy...
Bir süredir buraya olan ilgiyi takip ediyordum.
Böyle yerleri korumalıyız.
Ama dediğim gibi kimliğini koruyarak bunu yapmalıyız.
Türkiye’de bir yer popüler olunca herkes orada olmak istiyor.
Bunu anlıyorum.
Ama koruyarak bir yerin güzelleşeceğini de hatırlatmak isterim.

 
İçimi sızlatıyordu

HEP içimi sızlatan tarihi mekanlardan biriydi Aya Triada Kilisesi...
Burasıyla da ilgili kurul onayı alınmış.
Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin’e teşekkür ederim.
Israrla takip ettiğini biliyorum.
174 yıl önce kilise olarak inşa edilen, mübadele sonrası camiye çevrilen, bir dönem tütün deposu olarak kullanılan tarihi Aya Triada Kilisesi (Hagia Triada) bir an önce restore edilip turizme kazandırılmalı.