Paylaş
2002’de “Seçim yapalım” diyen MHP lideri Devlet Bahçeli’ydi, tarihini de vererek Türkiye’yi sandığa götürmüştü.
Yine “erken seçim” diyen Bahçeli oldu.
Aslında bu söylentiler geçen yılın sonundan itibaren konuşulmaya başlanmıştı.
Bir ara tartışmalar, konuşmalar kesilmiş gibi gözükse de, partilerin üst yöneticileri bir olasılık olarak hep meseleyi sıcak tutmuşlardı.
Önemli olan şudur.
Türkiye demokrasisindeki bütün eksikliklerine rağmen sandığa gidebilen, çözümü halkında arayan bir ülkedir.
Yangın yerine dönen Ortadoğu’yu gördükçe, dünyadaki birçok gelişmeyi yaşadıkça bunun ne kadar değerli olduğunu daha iyi anlıyoruz.
Seçim olur olmaz, daha da erkene çekilir fark etmez... Bana göre önemli olan toplumun bu iradesidir.
Dikkatinizi çekmek istediğim bir diğer konu da, seçimlere halkın katılımıdır.
En gelişmiş demokrasi olarak kabul edilen Amerika’da bile seçimlere katılım yüzde 50’lere kadar düşmüştür.
Bizde ise bir buçuk yılda dört seçim, bir referandum yapılmasına rağmen katılım yüzde 90’lara yakındır.
Benim için bu da değerlidir.
Erken seçim tartışmaları bu yazı daha da sıcak hale getirecek.
Hayırlısı olsun bakalım...
Avrupa’nın eksiklikleri yok mu?
AVRUPA Birliği Türkiye raporunu yayınladı.
Türkiye’ye ağır eleştiriler var.
Tamam; demokrasimiz adına yapmamız gerekenler var, bireysel özgürlükler adına almamız gereken yol var ama Avrupa Birliği’nin hiç mi eksikleri yok, yaptığı yanlışlar yok?
Türkiye’nin yapması gereken özeleştiriler olduğu gibi Avrupa Birliği’nin de var.
İzmir’in dağlarından
çiçek götürüyorlar
14 Nisan günü Karşıyaka Bostanlı sahilinden bir kano yola çıktı. İçinde Gürbüz çifti vardı. İlker - Gülhun Gürbüz çifti... Çanakkale Savaşları’nın 100’üncü yılında hayatını kaybeden askerlerin anısına 2015 yılında İstanbul’dan Çanakkale’ye 150 deniz mili kürek çekmişlerdi.
Bu kez 180 deniz mili yani 330 kilometre kürek çekmek için Karşıyaka’dan yola çıktılar.
23 Nisan Pazartesi günü Çanakkale limanında, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, sivil toplum kuruluş temsilcileri ve vatandaşlar tarafından karşılanacaklar.
***
İlker Gürbüz diyor ki...
“1915 yılında seferberlik ilan edilmesiyle birlikte 33 yaşında Kastamonu Cide’den askere alınan Osmanoğlu İbrahim adını taşıyan büyük büyük dedem önce İstanbul’a geliyor, buradan da Seddülbahir’deki 42. Tabur’da görevlendiriliyor. Edindiğimiz bilgiye göre 2 Haziran 1915 tarihinde Ağadere Hastanesi’nde vefat ediyor. Dedemin ve Çanakkale’de hayatını kaybeden 450 bin askerin anısına saygı ve barışa dikkat çekmek için yaptığımız kürek sporu ile İstanbul’dan yola çıktığımızda Çanakkale’ye erguvanlar götürmüştük. Bu kez İzmir’in dağlarından çiçekler götüreceğiz.”
***
Gülhun Gürbüz ise şöyle konuşuyor: “2010 yılında bu spora başladım. Kendimi güçlü hissediyorum, muhteşem doğa manzarası eşliğinde, Gediz Deltası boyunca filamingolar, pelikanlar, kırlangıçlar ve adını sayamadığımız yüzlerce kuşların eşliğinde kürek çekiyor, bu doğayı seyrede seyrede yol alıyoruz. Her ne kadar Çanakkale savaşlarına atıfta bulunduysak da bu seyahatimiz, onurla mücadele veren tüm atalarımızı yüceltmek ve barışı desteklemek içindir. Bu vesileyle Atatürk’ün de kayıtlı olduğu kütüğümden yola çıkarak kendi dedelerimi anmak isterim.”
***
Gürbüz çifti Karşıyaka’dan çıktıkları yolda Foça, Dikili, Ayvalık, Assos, Babakale, Bozcaada, Seddülbahir molalarının ardından Ağadere Şehitliği’nden sonra Çanakkale’ye ulaşacaklar.
Paylaş