Paylaş
Ben de uzmanların ağzından çok dinledim.
Ve bu kritik iki haftalar bir türlü bitmedi.
Galiba aşılama tamamlanmadan da bitmeyecek.
Evet, şimdi uzmanlar yine aynı şeyi söylüyor.
Bu iki hafta gerçekten kritikmiş.
Ve bence kurallara uymayanlar ayıp ediyor.
Restoranların, işletmelerin açılmasına hep destek verdim.
Ama benim de bir şartım vardı.
Birincisi masalar arasındaki mesafenin korunması, ikincisi buralara HES koduyla girilmesi.
Buna uyan çok işletme var.
HES koduyla içeri alıyorlar, ateş ölçüyorlar, mesafeleri koruyorlar, hijyene çok dikkat ediyorlar.
Ama uymayanları da görüyorum.
Uymayanlara söylüyorum.
Hem kendinize ama daha çok kurallara uyan işletmelere haksızlık yapıyorsunuz.
Ve ayıp ediyorsunuz.
Vaka sayıları arttıkça ilk kapanacak yine bu işletmeler olacak.
Ve yazık olacak.
Bu sektörde 2 milyondan fazla kişi çalışıyor, aileleriyle birlikte 10 milyon insan demek oluyor.
İnanın sektör gerçekten zor durumda.
O yüzden herkes kendi karantinasını yapmalı, işletmeler de maksimum düzeyde kurallara uymalı.
Dikkat edilse inanın bir haftada herşey kontrol altına alınmış olur.
Okullar açık değilse
suçlu hepimiziz
Oğlum Atlas, iki gün de olsa okula gidince dünyalar onun oldu. Arkadaşlarını özlemiş, öğretmenlerini de... Baktım, o iki gün yeterli olmamış. “Konuşsan da her gün gitsem” demeye başladı. Anlattım, bu yılın böyle geçeceğini. Sonra her okuldaki gibi ya öğretmenlerden biri, ya sınıftaki ya da yan sınıftaki çocuklardan biri hastalandı. Bu normal...
Açılmalar, kapanmalar pandemi dönemlerinde hep olacak.
Bir süre daha böyle yaşamaya devam edeceğiz.
Önemli olan okulları açık tutmaktı.
Eğitime ara vermemekti.
Oysa tartışmalar hep restoranlar, işletmeler üzerinden yapıldı.
Böyle bir bakış açısı yanlıştı.
İlk günden bu yana yazıyorum.
Herşeyi kapatalım ama okulları açık tutalım diye...
Öyle olmadı.
AVM’lere gitmeye, yasakların ilk gevşemesinde kuralları unutmaya başladık.
Devletlerin suçu yok bunda.
Okullar tam açık değilse suçlu biziz, hepimiziz...
İzmir pandemi sonrasına hazırlanmalı
Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği’nin yeni başkanı Mustafa Karabağlı oldu. Karabağlı, akıllı sayaçlar yapan Luna adlı şirketin sahibi. Başarılı bir girişimci, önemli işlere imza atıyor. İnovasyon gerektiren yatırımlar yapıyor. Mustafa Karabağlı’nın başkanlığının da tıpkı Fadıl Sivri gibi iyi geçeceğini düşünüyorum.
Sivri, derneğin ve Ege Bölgesi’nin, özellikle de yeni ekonomi alanında ufkunu açan projeler geliştirdi.
Ben de kendisini ilgi ve keyifle izledim.
Başkanlığın getirdiği yoğunluktan eskiye oranla daha az sohbet ettik.
Ama şimdi Fadıl’la biraz gelecek sörfü yapabiliriz.
Mustafa Karabağlı da benzer bir dünya görüşünde.
İzmir’in yüksek teknoloji konusunda önemli adımlar atabileceğini düşünüyor.
Bu konuda aynı görüşteyiz.
İzmir pandemiden sonraki yıllar için hazırlıklı olmalı.
Şirketlerini geleceğe hazırlamalı.
Teknolojiyle güçlendirmeli ve bana göre daha da önemlisi tersine göçü sağlamalı.
Dünyada çok başarılı olmuş ama İzmir’i özleyenler ile projelerde buluşmalılar.
ESİAD’ın yeni ufkunda sanayi kadar, teknoloji de yer bulmalı.
Sonraki başkanlar
şimdiden hazır
Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği’nin Başkanı Mustafa Karabağlı’nın iki başkanvekili var.
İkisini de çok yakından tanıyorum.
Perihan İnci ve Sibel Zorlu...
İnci, Türkiye’nin en başarılı holdinglerinden biridir benim için...
Mazhar Zorlu Holding ise İzmir’in eski güçlü günlerini hatırlatır hep...
Şimdi Eplas, Mazhar Zorlu Holding küllerinden yeniden doğuyor. Çok başarılı işler yapıyorlar.
ESİAD’ın bir sonraki başkanı ikisinden biri olmalı.
Belki de sonraki iki dönem başkanı demek daha doğru olabilir. Kadınlarımız sivil toplumda daha güçlü olursa Türkiye’nin demokrasisi de güçlenir.
Bu gençler bir harika
Milli Takım’ın Hollanda, Norveç maçlarını izlerken hepimiz heyecanlandık. Hepimiz gurur duyduk. İkisinin de Avrupa’nın en iyi takımlarından olduğunu unutmayalım. Ama bizim takımımız onlardan çok daha iyiydi. Gençlerimize güvenelim, inanalım, onlara fırsatlar sunalım. Şahsen ben her alanda bu potansiyeli görüyorum. Yeter ki, onların önlerini açalım, destek olalım. O yüzden ben sporda yabancı kontenjanının kademeli olarak azaltılmasından yanayım.
Paylaş