Korona sınavını iyi veriyoruz

Koronavirüs krizini Türkiye iyi yönetti, yönetiyor.
Bunda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yerinde, zamanında bilgi vermesinin, verileri kamuoyuna açıklamasının ve iyi bir kriz yönetiminin olmasının büyük etkisi var.
Yabancı medyayı sürekli takip ediyorum.
Hastalıkla ilgili kaygılar artık bir histeriye dönüşmüş durumda.
Bakıldığında vaka ve ölüm sayısı normal bir gribin çok altında.
Ancak yayılma riski ve gerekli önlemlerin daha alınamamış olması bu histeriyi büyütüyor.
Son verilere göre Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüsü, Antarktika hariç tüm kıtalara ve 100’den fazla ülkeye yayılmış dudumda.
8 Mart itibarıyla virüs görülenlerin sayısı dünya çapında 109 bini aştı, ölenlerin sayısı ise 3 bin 689 oldu.
Dediğim gibi Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, her gün ve günün belirli saatlerinde kamuoyunu bilgilendiriyor.
En azından Türkiye’deki endişenin azalmasına yardımcı oluyor.
Sınırlardaki güvenliğin de birçok Avrupa ülkesinden çok daha sıkı olduğu söyleniyor.
Bu ara ben yurtdışına çıkmadım ama gidip gelenler Türkiye’nin önlemler konusunda açık ara önde olduğunu söylüyor.
Türkiye’de birçok şirket seyahat yasağı koymaya başladı.
Zorunlu seyahatler dışında bütün toplantıların sanal ortamda yapılması tavsiye ediliyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, koronavirüs için alınan tedbirler kapsamında, yurt dışından son 14 gün içinde Türkiye’ye dönenlerin, ilk 14 günlerini evlerinde geçirmeleri gerektiğini söyledi.
Elbette hepsi ticareti, günlük hayatı kısıtlayıcı tedbirler ancak bu tür salgınlara hazırlıklı olmamız gerektiğini bir kez daha hatırlatıyorum.
Türkiye bu sınavı iyi verdi.

 
Toplantı formatları
değişiyor artık

DÜNYA değişiyor.
Bizim sektör de bu değişimden en fazla etkilenenlerden biri...
Medyada aslında uzun zamandır sanal toplantılar yapıyoruz.
Yani biz korona gelmeden alışkanlıklarımızı değiştirmeye başladık.
Örneğin her sabah yazı işleri toplantısına bağlanıp İstanbul merkezdeymişiz gibi çalışmayı bir alışkanlık haline getirdik.
Her şeyin anlık, canlı olduğu bir dünyada önce bizim bu konuya adapte olmamız gerekiyordu.
Yüz yüze, bire bir, iletişim kurarak bir araya gelmeyi her zaman tercih ederim ama teknolojinin faydalarından da yararlanmamız şart.
Bugüne kadar bu alışkanlığı hayata geçirmeyen şirketler de korona bahanesiyle toplantı formatlarını değiştirebilirler.

 
Trafik büyük dert
farkında mısınız?

YAZINCA bazı çevreler kızıyor.
“Şu Körfez Geçiş Projesi’ni gündemde tutma” diyorlar.
Nasıl tutmam...
Gün içinde birçok yere, toplantıya gidiyorum.
İzmir’in trafik problemi bu eleştirileri getirenlerin düşündüklerinden çok fazla...
İkinci çevre yolunu zaten yıllar önce yapmamız gerekiyordu.
Bu projeyi konuşmak, yazmak bile istemiyorum.
Karşı çıkan duymadım ama varsa lütfen biraz sokağa çıksın ve sıkıntıyı görsün.
İzmir’in nüfusu artmaya devam edecek.
Bütün göstergeler bunu söylüyor.
O zaman şimdiden önlemleri almak gerekiyor.
Minik rötuşların bile büyük sonuçlar vereceğini biliyorum.
Ama bunlar yeterli olmayacaktır.
Körfez geçiş gibi, metro hatlarının uzatılması gibi, yeni tramvay hatları gibi projelerin başlaması gerekir.

 
İnciraltı plansız
Sasalı da plansız

TÜRKİYE’nin en değerli alanlarından biri olan İnciraltı plansız...
Yine bana göre bir cennet olan Sasalı bölgesi plansız...
Hem de 11 yıldır plansız...
Birkaç metrekare, birkaç dönüm için yapılan itiraz sonrası mahkemeler binlerce dönümü, hektarı ilgilendiren toptancı bir yaklaşımla o bölgenin imarlarını iptal ediyor.
Bürokrasi, öncelikler, yeniden davalar derken; yıllar geçiyor.
Büyük kentlerin nefes alacağı, aktivitelerini yapacağı bu büyük yerleşim yerleri yıllardır öyle duruyor.
Plansız olan yerlerden hep korkarım.
Bunu da duyan, takip eden var mı, merak ediyorum.

 
Çok şanslıyız

BAHAR geldi. Benim modum bahar... İlkbaharı da, sonbaharı da seviyorum. Kışı kıyılarda seviyorum. Bodrum’da, Çeşme’de, Marmaris’te, Ayvalık’ta kışlar bir başka güzel oluyor. Çok şanslıyız gerçekten...
Ege’nin her köşesi muhteşem.
Ama baharları buraları başka güzel...