Paylaş
Ve öyle gözüküyor ki; bu sıkışıklığın nedeni tramvay inşaatı filan da değil.
Araç sayısı artıyor ve İzmir gibi körfezle bölünmüş bir kent için yol alternatifleri de oldukça sınırlı...
Geçen gün körfez geçişiyle ilgili bir yazı yazmıştım.
Ve demiştim ki...
“Körfez geçiş projesi 2017’de olmadı, 2018’de başlamasını, temelinin atılmasını umuyoruz...”
Eğer doğru bir proje olursa yatırımın İzmir’in sorunlarına çözüm olabileceğini biliyorum.
***
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’yla konuşuyorduk.
“Siz körfez geçişine karşı mısınız?” diye sordum.
“Değilim...” dedi.
Ve devam etti.
“Asla karşı değilim. Aksine biz belediye olarak bir öneride de bulunduk. Projenin tünel geçişle, yani tüp geçişle olması gerektiğini söyledik. Bu sayede körfez sirkülasyonunun daha iyi olacağını düşünüyoruz. Elimizdeki raporlar da öyle... Bakanlık tüp geçişle maliyetin artacağını söyledi. Buna da bir şey demiyorum. Bakanlığın görüşüdür. Başka bir proje öneriyorlar. Bakın açık söylüyorum. Buna da karşı değilim. Ama bir detaya çekmek istiyorum. O da şu... Körfez geçişiyle körfez taramasının ÇED raporunu hazırlayan aynı firma... Geçiş yapılırsa körfez sirkülasyonunun yüzde 40’tan yüzde 10’a düşeceğini raporluyorlar. Projenin sağlıklı olabilmesi ve körfez hareketini engellememesi için 17 milyon metreküp ilave tarama daha gerekiyor. Bu yapılırsa bizim yine itirazımız yok. Merkezi hükümetin İzmir’e yatırım yapmasını istiyoruz ve destekliyoruz.”
***
Başkanın karşı çıkmaması aksine ortak bir noktada buluşma arzusunu önemsiyorum.
Çünkü bu tür büyük projelerde yerelle merkezi hükümetin birlikte çalışmasının büyük faydası var.
Bu arada körfezin ÇED raporu çıkmış durumda.
Büyükşehir güçlü bir ekip de kuruyor.
Bu ekip körfezdeki katı atığın bertaraf edilmesi için çalışacak.
Yılda 3-4 milyon metreküp atığın temizlenmesi bekleniyor.
Bu atıktan aslında bir ada yapılmak isteniyor.
O yüzden körfez geçişiyle tarama aynı anda birlikte yapılmalı.
Bu atıklar projeye entegre edilecek adada kullanılabilir.
***
Özetle...
Şunu söylemek gerekir.
Bu büyük projelerin başlangıcıyla bitişi arasında en az beş yıl gerekiyor.
İzmir gibi giderek büyüyen bir kentte; öyle küçük rötuşlara değil, radikal kararlara ihtiyaç var.
Bunu da yaparken kentin geleceğine, vizyonuna ve beklentilerine göre hareket etmek gerekiyor.
Ben körfez geçiş projesini destekliyorum.
Başbakan Binali Yıldırım’ın önerdiği 35 önemli proje arasında da körfez geçişi yer alıyordu.
Başkan Kocaoğlu da; desteklediğini açıkça ilan ediyor.
Kamuoyunda da bu yönde bir beklenti olduğunu görüyorum.
Toplu taşımayı teşvik etmeliyiz
ÇOK mesaj alıyoruz.
Diyorlar ki...
“Tramvay oldu, biz artık evimizin önünden, yakınından otobüse binemiyoruz.”
En yakınımdaki kişiler bile böyle bir sitemde bulunuyor.
Ben de onlara şunu söylüyorum.
Dünyanın hiçbir yerinde evinin önünden binilen bir toplu taşıma sistemi yoktur.
Türkiye’de biz alışık değiliz belki ama bütün Avrupa böyledir.
Raylı sistemlerle kent içine yolculuk yapar, indiğiniz merkezlerden de dağıtımlar olur.
Paris’te, Berlin’de, Barselona’da, Viyana’da siz dolmuş, minibüs filan hiç gördünüz mü?
Biliyorum, bizim şehirlerimiz de bir Paris, Berlin filan değil.
Ama doğru çözüm toplu taşımayı teşvikten geçiyor.
Sokaklarımız daha canlı olmalı
SOSYAL medya sayesinde dünyanın herhangi bir yerini artık sokak sokak, cadde cadde dolaşıyorsunuz.
Paylaşımlardan o bölgenin ruhunu anlayabiliyorsunuz.
Yeni yıl yaklaştıkça Avrupa’nın birçok caddesinin pırıl pırıl, ışıl ışıl olduğunu görüyorum.
Vitrinler süslenmiş, harika gözüküyor.
Nedense her yeni yıl; benim içimde de o duyguyu hareketlendiriyor.
“Bu yıl gelecek yıldan daha iyi olacak...”
Ve kendimi daha iyi hissediyorum.
Bizim sokaklarımızın daha canlı olması gerektiğine inanıyorum.
Kara kış zaten gelmek üzere, en azından bu canlılık bizi uzunca bir süre daha götürür gibime geliyor.
Kent süslemesinin o kente yaşayanlar için önemli olduğunu düşünüyorum.
Paylaş