Kendime yeni bir ben lazım

Cesur sorulara hazır mısınız?
İçinizdeki cevheri çıkartmaya istekli misiniz?
Bir günde hayatınızdaki her şeyi kaybetseniz ne yapardınız?
Neden bazı insanlar, ne istediğini bilirken ve yaşam tutkuları varken, diğerleri kafa karışıklığıyla güçsüzleşip, amaçsızca sürüklenir?
Herkes gibi ben de bu soruları kendi kendime cevaplamaya çalışıyorum.
Geçenlerde Asuman Sağlam Karadoğan ziyaretime geldi.
Asuman, profesyonel danışman, birçok kurumda eğitimler veriyor.
Ve tabii, bu ve benzeri sorulara katılımcılarla birlikte cevaplar arıyor.
Ben de kendisine sordum.
İşte cevapları...
***
- Hepimiz kendi maceramızı yaşıyor olsak da aslında, hepimiz hayattan aynı şeyleri istiyoruz. Güvende, sağlıklı, başarılı, sevilen, saygı duyulan, mutlu ve zinde olmak istiyoruz, istediğimiz her şeyi almaya yetecek kadar paramız olmasını istiyoruz.
- Ama en çok istediğimiz şey ise mutlu olmak, ne yazık ki, bu yolda sıkça yapılan en önemli hata, isteklerinizi başkaları üzerinden yürütmek oluyor.
- Mutluluğunuzu kendi elinizden gelebilecek şeylerle, kendi duygu, düşünce ve davranışlarınızdan yola çıkarak kurgulayın.
Üzerinde çalışacağınız, sadece size ait olan, üstelik de sıfır maliyetli 4 enerji kaynağınız var.
- Sözleriniz, duygularınız, düşünceleriniz ve eylemleriniz.
***
Asuman Sağlam Karadoğan ile epeyce felsefe yaptık, hayata baktık.
Ve dedi ki...
“Şu anki yaklaşımlarımız ve davranışlarımız tamamen bize ebeveynlerimizin, çevremizin yıllarca yaptığı yüklemelerdir. Bu yüklemeleri olumluya çevirip, yeniden yapılandırabilmek için bilinç ile bilinçaltının birlikte çalışması gerekli. Çünkü, patron bilinçaltıdır. Zihnin yüzde 90’ı bilinçaltı, yüzde 10’u bilinç seviyesidir. Dolayısıyla seçimlerimizde bizi yönlendiren hakim güç, bilinçaltıdır.”
***
Asuman’ın bir tavsiyesi de var.
“Karmaşa doyumsuzluğu getirir, enerji yollarını tıkar. Bu nedenle evlerimizde eşyalara değil, kendimize yer açalım, düşüncelerimizde başkalarına değil, kendimize yoğunlaşalım.”

 
İzmir’in siyaset iklimi
Türkiye’ye örnek olmalı

İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, geçen hafta partilerin il başkanlarını ziyaret etti. Her ziyaretine bir dosyayla gitti.
Dosyanın içinde İzmir’in devam eden ve Ankara’nın onayında olan projeler vardı.
AK Parti’nin yeni İl Başkanı Aydın Şengül siyaseti iyi bilen biridir.
Hem il başkanlığı, hem milletvekilliği tecrübesi var.
Kocaoğlu’nun ziyareti öncesinde o da İzmir’deki AK Partili belediyelerin taleplerini içeren bir dosya hazırlatmış.
Kocaoğlu’nun dosya hamlesine Şengül de dosyayla karşılık vermiş.
Kim ne derse desin?
Ben İzmir’in hayata, olaylara ve de siyasete bakışını seviyorum.
Ve hep söylüyorum.
İzmir’in siyaset dili Türkiye’ye örnek olmalı.

 
Dosyaya dosya

BENCE Aziz Kocaoğlu’nun Aydın Şengül’e, Aydın Şengül’ün Aziz Kocaoğlu’na verdiği dosyaları önemsiyorum.
Bazen iletişim, diyalog, ziyaret, atılacak bir adım, bazen bir jest gelişmeleri tetikliyor, hızlandırıyor.
Ben Aydın Şengül’ün Ankara’da imzada bekleyen projeleri takip edeceğine, Aziz Kocaoğlu’nun da Şengül’ün verdiği İzmir’deki AK Partili belediyelerin taleplerini yerine getireceğine, takip edeceğine inanıyorum.

 
Artık maçlara gitmiyorum

BİRKAÇ yıldır, ne maça gidesim var, ne de salonlara...
Zaten İzmir’in doğru düzgün bir stadı yok.
Gittiğimde hem keyif almıyorum, hem de her seferinde pişman oluyorum.
Ama bundan da önemlisi...
Sahalarda, salonlarda bizim çocuklarımız, gençlerimiz yok.
Sahaya çıkan 11’lere bakıyorum, Türk oyuncu neredeyse yok gibi...
İstiklal Marşı çalınıyor, marşı söyleyen kimse yok.
Tezahürat yapılıyor, ama anlayan yok.
Avrupa ligi maçlarına bakıyorum.
Tek bir Türk oyuncumuz yok.
Basket maçları daha da felaket, yedekler bile yabancı...
İyi de bu nasıl devam edecek.
Bizim çocuklarımız kendilerine nasıl yer bulacak.
Ve...
Bizim gençlerimiz bu yabancılardan daha mı yeteneksiz?

 
Yazık paralarımıza

Robin Van Persie Fenerbahçe’de doğru düzgün iki maç üst üste oynamadı. Hep sakattı, hep isteksiz... Gittiği Feyenoord’ta harikalar yaratıyor bir süredir. Ve ayın futbolcusu seçildi Hollanda’da...
Ey büyük takımlarımız, ey büyük yöneticilerimiz...
Yazık Türkiye’nin parasına, yazık bu ülkenin gençlerine...