Paylaş
Bu meseleyi çok önemsiyorum.
Çünkü birbirine çok benzerlikleri olan iki ülkeyiz.
Ve özellikle de turizmde işbirliği yapmamız gerekiyor.
Bu coğrafyaya gelen turistler tatilinin bir bölümünü Ege kıyılarında, diğer bölümünü de adalarda geçirebilir.
Aslında geçtiğimiz yıllarda benzer girişimler de olmadı değil.
Bodrum’un karşısındaki Kos, Datça’nın karşısındaki Simi adaları ortak adımlar attılar.
Ama bütün bu çabalar kişisel gayretlerle, belediye başkanlarının ikili ilişkileriyle, sivil toplumun ortak çabalarıyla oldu.
Bence bunu artık resmiyete dönüştürmek ve ilgili bakanlıkların ortak deklarasyonuyla yapmak gerekir.
Başbakan Binali Yıldırım açık ve net konuştu.
Dedi ki:
“Ege ekonominin merkez üssü olacak. Yunanistan, Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecini hep destekledi. İşbirliğine açığız.”
Yunanistan Ekonomi Bakanı Papadimitriou ise, “İnsanların ve malların serbest dolaşımını sağlayabiliriz” dedi.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de, “Muğla, Selanik ve adalar dünyanın turizm merkezi olabilir. Ürünleri birlikte pazarlayalım” diye konuştu.
Bütün bu sözlerden ve dileklerden sonra somut adımlar da atılmalı.
Ege Ekonomik Forum bu işbirliğine zemin hazırladı.
Bir yılda 16 bin istanbullu gelmiş
EGE Ekonomik Forum’un ikinci günkü açılış konuşmasını İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu yaptı.
Kocaoğlu dedi ki:
“TÜİK rakamlarına göre son bir yılda 16 bin kişi İstanbul’dan İzmir’e taşındı.”
Ve ekledi:
“Eskiden ‘İzmir’den beyin göçü veriyoruz’ diye konuşuyorduk. Ama şu anda İzmir, beyaz yakalı göç almaya başladı.”
Hem rakamlar, hem gözlemlerimiz, hem de konuşulanlar bunu doğruluyor.
İzmir’e ciddi bir ilgi var.
Ve bu daha da artacak gibi gözüküyor.
Büyük firmalar İzmir’de iş yapmak istiyor, büyük gayrimenkul şirketleri İzmir’de projeler gerçekleştirmek için geliyor.
Nitelikli göç almak elbette bir kent için önemli.
Ama defalarca yazdığım gibi böyle bir gerçek varsa, bunun da altyapısını şimdiden yapmak gerekiyor.
Yoksa İzmir’in de sorunları İstanbul gibi olur.
Biliyorum İzmirliler son dönemde artan trafik probleminden son derece dertli.
Korkarım ki, yapısal ve radikal bazı önlemler alınmazsa bu trafiği yakın bir gelecekte arar oluruz.
Bravo Karşıyaka
KARŞIYAKA taraftarının yaptığını gördünüz mü?
Müthiş bir kampanya yaptılar.
Öyle böyle değil.
Bir kere Türkiye’nin gündemine oturdular.
İkincisi kulübün silinecek 9 puanını şimdilik kurtardılar.
“Şimdilik” diyorum, çünkü eski alacak listesi bir hayli uzun.
Ama bütün bu sıkıntılara rağmen taraftarın hala takımının arkasında olduğunu bilmek çok önemli.
Karşıyaka bunun kıymetini bilmeli.
Ve bir araya gelmeli.
Sağlıklı ve doğru bir strateji için konuşmalı.
Kararlar almalı.
Uygulamalı.
Ve takipçisi olmalı.
Bir teşekkür de Mesut Sancak’a
KARŞIYAKA’nın bu muhteşem kampanyasına en son destek Mesut Sancak’tan geldi.
Sancak, İzmir’deki birçok spor kulübünün forma reklamını da üstlenerek, takımlara sezon başı destek vermişti.
Karşıyaka taraftarının kampanyasında herkes kendi bütçesine göre bir katkı sağladı.
Kimisi 50 lira verdi, kimisi bin lira, kimisi daha fazlasını...
Bana göre her kuruş çok değerli.
Biliyorum yük fazla, böyle bir ortamda kimse bu yükün altına girmek istemiyor.
Bunu kabul etmekle birlikte yine de yapılacak çok şeyin olduğunu görüyorum.
İşte bu kampanya bunu gösterdi.
Karşıyaka büyük bir camia olduğunu yeniden hatırladı.
O yüzden Mesut Sancak’ın son dakika desteği önemli.
Paylaş