Günlük gelişmelere takılma geleceği planlamayı sürdür

Yılmaz’ın ses tonundan moralinin nasıl olduğunu anlarım.
Aslında her zaman moral veren bir yapısı vardır. Çünkü planlıdır, hep birkaç yıl sonrasını düşünür, günlük gelişmelere takılmaz.
Yine öyleydi.
Sabah evden çıkmış, şantiyeleri dolaşmış, inşaatlar devam ediyormuş.
Yani durmamışlar.
“Verdiğimiz sözler var, yerine getirmemiz lazım” dedi.
Salgından sonra neler olabileceğini konuştuk, özetle şunları söyledi.
“Hayat durmayacak yine kaldığımız yerden devam edeceğiz. Elbette bazı gelişmeler, buna paralel gelişmeler olabilir. Ama ben her zaman olduğu gibi umutsuz değilim. Daha şimdiden Avrupa’da bazı ülkeler mayıstan itibaren tedbirlerin gevşetileceğini duyurmaya başladılar. Bu süreci iyi yönetip hayatımızın akışına devam edeceğiz...”
Ben de çok farklı düşünmüyorum.
Üstelik dün de yazdığım gibi Türkiye’nin, Türk insanının değişime olan kabiliyeti dünyadaki birçok ülkeden çok daha hızlı ve iyi...
Krizleri atlatarak gelen bir ekonomimiz, zorlu günleri birlikte aşma deneyimi olan bir ülkeyiz.
Ziya Yılmaz her zaman olduğu gibi bana moral verdi.
Ama bir şeyi daha hatırlattı.
Bu krizler bundan sonra da olacak.
Önemli olan bu krizlere hazırlıklı olmak ve kriz planlarını ve önlemlerini çok önceden almak.
Ziya Yılmaz, böyle düşünen, davranan tanıdığım insanlardan biri...
Siz de öyle yapın.

 
Evde bakıma talep
yüzde 500 artmış

GÖKHAN Gürel’in hem doktorluğunu, hem de girişimciliğini beğenirim.
Kendisi beyin ve sinir hastalıkları uzmanı...
Benim gibi migreni olanlar için telefonun hemen başında olan insanlardan biri...
Beğendiğim girişimcilik öyküsünü daha önce de yazmıştım.
Kurdukları www.evdebakimizmir.com dijital platformuyla ihtiyaç sahiplerine yardımcı oluyorlar.
İşte böyle dönemlerde bu hizmetin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha iyi anladık.
Mesaj kutuma düşen bir basın bülteni dikkatimi çekti.
İstanbul Medical Center Evde Bakım Uzmanı Dr. Tayyar Vardar, bu dönemde virüs tehdidine rağmen tedavi almak zorunda olan diyabet, hipertansiyon, kalp, kanser hastası, yatağa bağımlı hasta ve kronik rahatsızlığı bulunan milyonlarca hastanın evde bakım hizmetleriyle tanıştığını söylüyor. Bu durumun yüzde 500’e yakın bir talep patlaması yaşanmasına neden olduğunu söylüyor.
Gökhan geleceği gören arkadaşlarımdan biri...
Onun ekibi de İzmir’in genelinde ve Türkiye’nin bazı kentlerinde bu hizmeti sunuyor.
İşte alışkanlıkları değiştiren alanlardan biri daha...
Korona salgını sonrasında iş yapış biçimlerimizi yeniden gözden geçireceğimiz kesin...

 
Hizmet sektörünü
düşünmek gerekir

TÜRKİYE için hizmet sektörü çok önemli...
Hele Ege ve Akdeniz için turizm gelirleri çok daha öne çıkıyor.
Binlerce restoran, işletme, otel salgının bitmesini, tedbirlerin biraz olsun gevşetilmesini bekliyor.
İtalya ve İspanya değil belki ama Hollanda, Belçika, Fransa mayıs başlarında hayatın normale döneceğinin ilk işaretlerini beklediklerini açıkladı.
Yine de insanların bu büyük travmadan sonra hemen otellere, restoranlara gitmelerini beklememek lazım.
O yüzden bu işletmelerin önünde iki aydan fazla bir süreç var.
Ben ısrarla bu yerlerin kiralarıyla ilgili çok daha destekleyici politikalar izlenmesini öneriyorum.
Yoksa mal sahipleri ne bu kiraları bulabilirler, ne de kiraya verebilecek müşteri...

 
Ertele iptal etme kabul
ama hangi şartlarda

TURİZM sektörü planlanmış turlar için “Ertele, iptal etme” diye bir kampanya yürütüyor.
Haklılar, herkes seyahat planlarını iptal ederse acenteler ne yapacak?
Ancak şunu da unutmamak lazım.
Örneğin İspanya’ya ve örneğin Barselona için bir tur satın almıştınız.
Ertelediniz kabul...
Peki o ertelenen tarih seyahat edecekler için uygun olacak mı, iş planlarını bu takvime uydurabilecekler mi?
Yani her şey belirsiz.
Yine örneğin New York’a gidecektiniz.
Söyler misiniz; bugünden gelecek için hangi tarihi verebilirsiniz?
Ben şimdilik göremiyorum.
O yüzden “Ertele, iptal etme” kampanyasını desteklemekle birlikte asıl burada devletin koordinasyon görevini yapması gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü seyahate çıkacaklar ödemelerini peşin yapmadılarsa kredi kartıyla yaptılar. Ama ne zaman ve hangi koşullarda yapılacağı belli olmayan seyahatler için bankalar kredi kartlarından o ödemeleri çekmeye devam ediyor.
Ya BDDK bu kart ödemelerini durdurup bir çözüm önermeli ya da devlet turizm acenteleri ve bu seyahat sözleşmeleri için yeni bir çözüm bulmalı.
Çünkü çok sayıda mağdurun olduğunu biliyorum.