Paylaş
İstanbul Başakşehir Futbol Kulübü Başkanı Göksel Gümüşdağ, sözlemeyi imzaladıktan sonra şöyle bir açıklama yaptı.
Dedi ki...
“Biz 2014 yılında kurulmuş, 8 ortaklı bir anonim şirketiz. Ben yönetim kurulu başkanıyım. Dolayısıyla borçlardan da alacaklardan da sorumluyuz. Burada başarılı olmak zorundayız. Geçen yıl Beşiktaş’tan sonra Türkiye’de en çok para kazanan kulüp olduk. UEFA’dan gelirimiz 13.5 milyon avro. Aynı zamanda Cengiz Ünder transferinden 15 milyon avro aldık. Enver Cenk Şahin ve Badji’yi sattık. Dolayısıyla bahsettiğim bu üç başlıkta 35.5 milyon avro net gelirimiz olmuş. Başarıyı hepimizin alkışlaması lazım. Türkiye’de doğru bir model var. Biz yanlış yapmamalıyız. Benim yanlış yapmam zor. Her şeyden mesulüm. Belediye ile de hiçbir bağlantımız yok. Bunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Başarımız; çok hızlı karar alıyor olabilmemizdir.”
Ey Karşıyakalılar...
Kurtuluş aranıyor ya; işte size kurtuluşun reçetesi...
Aylardır, yıllardır söylüyoruz.
Derneklerle yönetilen spor kulüpleri dönemi çoktan bitti.
Bittiği için de bazı kulüplerin hali perişan...
Öyle hamasi nutuk atanlar bir kenara çekilsin, taşın altına elini koyanlar konuşsun.
Öyle sahneye çıkıp güzel, duygusal sözler yerine ne yapacaklarını söyleyebilenler konuşsun.
İşte gerçekler ortada...
Başkan Gümüşdağ açık konuşuyor.
“Geçen yılın şampiyonu Beşiktaş’tan sonra en fazla gelir üreten kulüp biziz” diyor.
Öyle olunca iyi transferler de olur, yeni hedefler de belirlenir.
Kooperatifler tarımda
hala en önemli model
GEÇEN hafta Aydın’da bir tarım zirvesi gerçekleştirdik.
Denizbank ve Hürriyet Gazetesi işbirliğinde gerçekleşen zirvede tarım sektörüne yön veren kurumların başkanları ve üreticiler bir araya geldi.
Aslında hangi bölgeye gitseniz; sorunlar üç aşağı beş yukarı aynı...
Tarımla sanayiyi buluşturmak gerekir.
İlave olarak teknolojiyi, inovatif gelişmeleri eklemek lazım.
Her işte olduğu gibi markalaşmayı, iyi bir stratejiyi de unutmamak gerekir.
Bunun için dünyada örnek modeller var.
İspanya ve İtalya kooperatifleşmeyi her zaman dinamik tutuyor.
Biz de ise kooporatifler geçmişin, köhne modelleri gibi görülüyor.
Oysa Türkiye’de başarıya ulaşmış kooperatiflerimiz var.
Örnek mi?
Tire Süt Kooperatifi...
Bugün sütte Tire’yi merkez haline getiren başarı öyküsünün arkasında Tire Süt Kooperatifi vardır.
Yerel kalkınmaya örnek bir modeldir.
Bu sayede Tire ve çevresi hayvancılıkta büyük bir atak gerçekleştirmiştir.
Türkiye’nin büyük üreticileri fabrikalarını Tire’de kurmak zorunda kalmıştır.
Doğru ve iyi yönetilen kooperatifler tarımdaki kalkınma için olmazsa olmazdır.
Bu söz boşuna değil
AYDIN, akla hemen inciri getirir.
Doğru, incirin başkentidir.
Ama kestanede de öyledir.
Bursa bilinir ama Aydın kestanesi meşhurdur.
Türkiye’deki üretimin üçte biri buradan gelir.
Üstelik Bursa’da kestane yoktur ama kestane şekeri meşhurdur.
Pazarlamanın, kendini iyi anlatmanın ne kadar doğru olduğu gösteren güzel bir örnektir Bursa...
Ayvalık’ın zeytinde epey sesi çıkıyor. Son yıllarda Akhisar’ın, Milas’ın da öyle...
Ama Aydın zeytin üretiminde Türkiye’de ikincidir.
Anlayacağınız “Aydın’ın dağlarından yağ, ovalarından bal akar” sözü boşuna söylenmemiş.
Bu mevsimde sivrisinek
PAZAR akşamı CNN Türk’te tartışılıyordu.
Dendi ki...
“Ocak ayında hala sivrisinekler var...”
Valla öyle...
Ben de bazı yerlerde sivrisinek görüyorum.
Normalde kışın, soğuklarda sivrisinek olmazdı.
Ya havaların ılıman gitmesinin etkisi var, ya sivrisinekle mücadele için artık yaz dönemi yetmiyor ya da dünyanın dengesi değişti.
Ama bu gösteriyor ki; mücadeleyi bu sene sıkı yapmak lazım.
Paylaş