Fikir sörfü yapılan bir adres: Yalı Hanı

Murat; uzun yıllar benim de çalıştığım gazetelerin temsilciliğini yaptı.
İyi haberci olduğunu herkes bilir.
Ve aynı zamanda iyi bir sivil toplumcudur. Troya kazılarının gelişmesinde, müzenin kurulmasında, kentin ve çevresinin iyi anlatılmasında da önemli roller üstlenmiştir.
Ve birçok kez kazıldığı Troya toplantıları...
Bir gönüllü ordusu vardı, bir kentin sevdalıları...
Tarih severler, vatan severler, yaşadığı coğrafyayı sevenler...
Bu toplantıların da bir adresi vardı.
Yalı Hanı...
Troya kazılarını başlatan Heinrich Schliemann’ın ikamet de ettiği bu tarihi mekan...
Han; Çanakkale merkez, Fetvane Sokak ile Yalı caddesi arasında yer alıyor.
Her iki sokaktan da bir girişi bulunuyor.
Ana giriş Fetvane Sokak üzerinde... 800 metrekare büyüklüğünde dikdörtgen planlı, avlulu ve iki katlı bir yapı...
Yapının dış duvarları taş, avluya bakan kısımları ahşaptır. Alaturka kiremitli kırma çatıyla örtülü... Tarihi yapının ikinci katına ana giriş kapısının bitişiğinde bulunan merdivenle çıkılıyor. İkinci katı çevreleyen ahşap balkon avluya bakıyor. Üst katta balkondan girişi olan ve avludan aydınlanan odalar bulunuyor.
1887 yılında han olarak yapılan yapının, alt katta bulunan odalardan bazıları ahır ve hizmet odaları, üst kat ise otel odaları şeklinde kullanılmış. 1980’de ve 1997 yılında iki kez onarımdan geçmiş.
Sanat ve kültür buluşmaları burada yapılır.
Sanat atölyelerinde vakit geçirmeye bayılıyorum örneğin...
Sivil toplum kuruluşlarının büroları da burada... Ve buradan öyle güzel fikirler çıkıyor ki...
Ben Yalı Han’da vakit geçirmeye bayılıyorum

Mor salkımlar müthişti

GEÇEN hafta Çanakkale’de Murat Kıray ile buluştuk, eski günleri andık. Troya konuşmalarını, müze çalışmalarını, saatler süren sohbetleri...
Mor salkımlar açmıştı.
Müthiş güzeldi ve harika kokuyorlardı.
Bazı mekanların büyüsüne, cazibesine, etkisine hep inanmışımdır.
Bana iyi gelen mekanlar...
Bana hayal kurduran mekanlar...
Ve onlara eşlik eden insanlar...

Yakında sıcak günler geliyor

YÜRÜMEYİ seviyorum.
Hele Ege’nin kıyılarında bana çok iyi geliyor.
Çeşme’de yürürken üşüdüm.
Hava serin değil, soğuktu.
Üstüm de inceydi, rüzgarı hesaba katmamıştım.
Sıcaklık 18’i gösteriyordu ama rüzgarın etkisiyle 15’lerin altındaydı herhalde.
Çeşme’nin yerlilerinden, tanıdığım büyüklerimden karşılaştıklarım oldu.
Dediler ki;
“Bu yaz sıcak olacak, hatta çok sıcak olacak...”
Ben onlara inanırım.
Havayı öyle iyi tahmin ederler ki, rüzgarı öyle hesap ederler ki, asla yanılmazlar.
Ve Ege’nin kıyılarına nem de eşlik ettiğinde o sıcaklıklar daha da yükselir.
O yüzden bu günlerin kıymetini bilelim.
Yakında sıcak günler geliyor.

Elektrikli araçlar için hazır mıyız?

ELEKTRİKLİ araçları şarj etmenin en ekonomik yolunu ve evden veya işyerinden şarjın aylık maliyetini hesaplamışlar. Ayda 2 bin kilometre yol yapan bir elektrikli otomobilin aylık enerji gideri evden şarj edildiğinde 756 TL, işyerinden şarj edildiğinde bin 96 TL oluyormuş. Eve veya işyerine kurulacak şarj istasyonunun ortalama maliyeti ise 17 bin 500 lira...
Benim arabamın bir deposu bin liradan fazlaya doluyor ve işimden dolayı çok kilometre yapıyorum.
Demek ki benim gibiler için elektrikli araçlar avantajlı...
Türkiye’de şu anda ortalama 4 bin şarj istasyonu var, bunun bin 500’ü özel kullanım için...
Bu konuda devletin, yerel yönetimlerin yapması gereken çok şey var.
Bir kere evler, işyerleri bunun altyapısını sağlamalılar.
Akıllı binalarımızın ne kadarı gerçekten akıllı merak ediyorum.
İş yerlerimizin yüzde kaçı bu altyapıya uygun bu da başka bir ayrıntı...
Ve yeni istasyonlar için nasıl bir plan olduğu da...
Elektrikli araç sayısı artacak, artmalı da...
Devletin bu araçlar için de teşvik kapsamını artırması gerekiyor.