Endişeler azalıyor güven de artıyor

Ya da bana öyle geliyor.
Çünkü bazen sokağa çıktığımda gördüğüm kalabalık beni yanıltıyor mu diye de düşünmüyor değilim.
Can Selçuki’nin yönettiği İstanbul Ekonomi Araştırma’nın Türkiye raporlarını dikkatle izliyorum.
Yanılıp yanılmadığımın cevapları yine bu araştırmada vardı.
Nisan ayının sonlarına yapılmış anket sonuçları önümde...
Anket, nisan başına göre endişe oranında düşüşü gösteriyor.
Genel sonuçlara göre katılımcıların yüzde 57’si ya ‘Endişeli’ ya da ‘Çok endişeli’. ‘Endişeli değilim’ veya ‘Hiç endişeli değilim’ yanıtını verenler ise yüzde 29. Nisan ayının başından beri endişe seviyesinde 13 puanlık düşüş yaşandığı görülüyor.
Bunda sağlık sisteminin hastaları iyileştirme becerisi ve kamuoyuna açıklanan olumlu gidişatın büyük etkisi olduğu anlaşılıyor.
En baştan beri söylüyorum.
Türkiye bu süreci iyi yönetti. Sağlık sisteminin güçlü, doktorlarımızın deneyimli olduğu bir kez daha kanıtlanmış oldu.
Biraz daha sabır, biraz dava evde kalalım.
Yazı rahat geçirelim.

 
En endişeli grup
35-44 yaş arası

İSTANBUL Ekonomi Araştırma’nın Türkiye raporlarında dikkatimi çeken bir anket daha vardı.
Bir önceki ankete göre 7.6 puan düşüş yaşamalarına rağmen yüzde 61.5’la en endişeli yaş grubu 35-44 olmuş.
Nisanın başına göre endişe seviyesinde en çok düşüş yaşayan yaş grubu 21.3 puanlık düşüşle 25-34 arası olmuş.
65 yaş ve üzeri katılımcıların yüzde 23.9’u hiç endişeli olmadıklarını belirtmiş.
Bu yaş grubunda bu oran nisanın başına göre 18.3 puan artış göstermiş.
‘Hiç endişeli değilim’ yanıtını en az veren yaş grubu 18-24 arası.
Bu yaş grubu için bu oran martın ortasına göre 16.8 puan düşmüş.

 
Havalar iyileşince
pozitif bakanların
sayısı da artıyor

RAPORDA şöyle bir not da var.
Salgın konusunda toplumun genelindeki endişe düşüşünün havaların iyileşmesi, ekonomik sorunların artıyor olması, vaka sayılarındaki düşüş ve vatandaşların sıkılıyor olmasından kaynaklandığı söyleniyor.
Endişedeki genel düşüşün alınan kişisel tedbirlere de yansıdığını söylemek mümkün.
Katılımcıların yüzde 28’i işe gitmediklerini belirtirken, bu oran nisan başında yüzde 55 ve martın ortasında yüzde 26 olmuştu.

 
Maske takanlar artıyor
yine de yeterli değil

MASKE takarken sıkılıyorum. Ama benim sıkılmam önemli değil... Kural buysa uyacağız ve maske takacağız. Maske takan ülkelerin salgınla mücadelesi çok daha başarılı oldu. Bunu istatistiklere bakınca da görüyoruz. Türkiye’nin maske konusuna bakışını merak ediyordum, cevabını buldum.
Maske takma oranı yüzde 41 gözüküyor. Nisan başına göre düşüş göstermiş olsa da, martın ikinci haftasının iki katı olarak not edilmiş.
Yüzde 61.3’le maske takma oranı en yüksek olan yaş grubu 18-24 arası.
Maske takma oranı en düşük olan yaş grupları 25-34 ve +65...

 
Evde kalmayanlar
35-44 yaş grubu

KATILIMCILARIN yüzde 60’ı evden çıkmamaya dikkat ederken, bu oran nisan başına göre 2 puan, martın ortasına göre 6.4 puan düşüş göstermiş. Evden çıkmamaya en az özen gösteren yaş grubu yüzde 46 ile 35-44 aralığı olmuş. Bu yaş grubu için bu oran nisan başına göre 13.4, martın ortasına göre 8.1 puan düşmüş. Nisan başına (yüzde 55.7) göre düşüş, martın ortasına (yüzde 32.8) göre artış göstererek işe gitmeme oranı en yüksek olan yaş grubu 55-64 arası olmuş. Nisan başına (yüzde 50.8) ve martın ortasına (yüzde 26.1) göre düşüş göstererek işe gitmeme oranı en düşük olan yaş grubu ise 25-34 aralığı olmuş.

 
Kısa notlar

* KATILIMCILARIN yüzde 11’i evden çalıştığını söyledi. Evden çalışmanın nisan başına göre daha az kişi için bir seçenek olduğu görüldü.
* Devletin istihdam destek programlarının işe yaradığı söylenebilir. Kısa dönem istihdam programına 250 bin başvuru yapıldığı açıklanmıştı.
* Nisan başına göre 30 puanlık düşüşle el sıkışmaktan en çok kaçınan yaş grubu 18-24 aralığı oldu.