Paylaş
Bana gelen yorumlardan anlıyorum ki; doğru yoldayız.
Neden mi?
CHP yazıyorum; AK partililer eleştiriyor.
AK Parti yazıyorum; CHP’liler eleştiriyor.
MHP yazıyorum; her partiden insanlar eleştiriyor.
Doğru bildiğimize doğru, yanlış bildiğimize yanlış demeye devam edeceğim.
Eksiği söylemek eleştiri değil; çoğu zaman uyarıdır.
Beni uzun yıllardır takip edenler bilir.
Objektif, tarafsız olmaya, kalmaya çalışıyorum.
Gazetecinin partisi olmaz, ilkeleri olur.
İlkeler de demokrasiyle bağlanır.
Herkesin bunu bilmesini isterim.
***
Seçim dönemlerinde partililer daha duygusal, daha hassas oluyor.
Her partinin seçmeni de siyasetçisine göre hareket ediyor.
Seçimler gelir geçer, önemli olan demokrasinin olgunlaşmasıdır.
31 Mart’a daha iki ay var.
Türkiye gibi bir ülkede iki ay uzun bir zamandır.
Daha çok şey konuşup, çok şey yazacağız.
O yüzden kırmadan, dökmeden siyaset yapmak gerekir.
Siyasetin doğası gereği sertleşme olabilir ama bunun da dozunu ayarlayacak politikacılardır.
Herkes söylediklerinden sorumludur.
Bizler de gazeteci olarak bazen eleştirecek, bazen alkışlayacağız.
Doğrusu da budur.
Eksik var fazla yok
Dünkü yazımda CHP’yi eleştirdim. CHP’liler beni topa tuttu. Neden eleştirdim?
Dedim ki...
Üç, dört dönem belediye başkanlığı yapanlar bir daha aday gösterilmeyince istifa ediyor, bazıları da başka partiye geçiyor. Partisi kendisini aday gösterirken iyi de, göstermeyince mi kötü...
Özetle bunu söyledim.
Bir de parti yönetimini eleştirdim.
Yine dedim ki...
Partinin yapısı buysa, bu duruma göre hazırlık yapmak, iletişim tekniklerini kullanmak gerekir. Bunlar yapılmayınca istifalar da, darılmalar, gücenmeler de normal...
Yazdıklarımda eksik var, fazla yok...
Aile üzerinden siyaset yapılmaz
BİR eleştirim de AK Parti’ye...
Her partiden birçok arkadaşım, dostum var. AK Parti’den de öyle... İzmir’de siyaset yapan birçok AK Partili dostum aradı.
“Biz yapacaklarımızı, projelerimizi anlatmalıyız. CHP Tunç Soyer’i aday gösterdi. Babası Nurettin Soyer üzerinden siyaset yapmak merkezde bizi yıpratır” dedi.
Siyasette bazen çok sert eleştiriliyor oluyor.
Kaldıran var, kaldırmayan var.
Ama bizim siyasetimizde ne olursa olsun; aile hep kutsal bir yerdedir.
Anne, baba, çocuklar bir yana dünya bir yanadır.
Siyasette projeler, hizmetler konuşulmalı.
Yanlışlar varsa elbette konuşulacaktır ama siyaset ayrı aile ayrıdır.
Hayat siyasetten ibaret değil
20 yıldır devam eden bir dost meclisindeydim. Kesintisiz, her ay toplanırız. Siyaset konuşulmaz, herkes bir ay içinde yaptıklarını anlatır. Dünya konuşulur daha çok, hayatın gustosu, gelecek, çokça sanat, yeni kitaplar gibi...
Ama bu ayki toplantıda baktım; herkes kuralları çiğniyor. Siyasetle girildi siyasetle çıkıldı gecenin sonundan...
“Durun ne oluyor” dedim. Ben zaten bütün gün siyaset konuşuyor, siyaset yazıyorum.
Bu toplantıları da siyaset olmadığı için seviyor ve katılıyorum.
Herkes bir kendine geldi.
Bu sefer dost meclisinin anayasası delinmemek üzere bir kez daha revize edildi.
Söyleyeceğim o ki...
Günlük hayatımızda o kadar çok siyaset konuşuyoruz ki; geriye hiçbir şey kalmıyor.
Oysa hayat siyasetten ibaret değil.
Hatırlatayım istedim.
Paylaş