Denizi geçtik derede boğuluyoruz

Denizi geçtik, derede boğuluyoruz.
İnsanları elbette anlıyorum; çok sıkıldık, evde kaldık, en yakınlarımızı bile görmeye çekindik.
Türkiye bana göre çok başarılı bir Kovid-19 süreci yönetti.
Ama normalleşmeyi çok hızlı yaptık.
Net yazayım.
Cuma Bodrum’daydım, Cumartesi Çeşme’de, dün de İzmir’i dolaştım, İstanbul’dan gelen fotoğraflara baktım.
Sonbahara bu görüntülerle girersek çok sıkıntı yaşarız.
Bodrum’da diğer yazlardan bir fark yoktu, her yer kalabalıktı, maskeler çene altında ya da kollardaydı, mesafe yoktu.
Çeşme’de de öyle...
İlk defa Alaçatı sokaklarında dolaştım ve kaçtım.
Bildiğin Alaçatı, yine o kalabalık...
Böyle devam ederse okullar açılmaz, açılmamalı da...
14 vakanın olduğu gün okulları kapatmıştık, binli rakamlarla açmak çok kolay bir karar değil.
Evlere kapanmayız belki, çok sıkı karantina tedbirleri olmayabilir ama yeni yasakları bekleyebiliriz.
Türkiye yazın sıcaklığıyla, sokakların hareketliliğiyle önlemleri biraz unutmuş gibi gözüküyor.
Ama salgın devam ediyor.
Ve üstelik Avrupa’da en ağır faturayı ödemiş olan İtalya ve İspanya’nın rakamları bizden çok daha iyi gözüküyor, vaka sayılarını 200’lere indirmeyi başardılar.
Herkesin başına bir polis dikemeyeceğimize göre, bize düşenleri yapmamız gerekir.

Sosyal medya detoksu
bana çok iyi geliyor

Arada sosyal medya detoksu uyguluyorum. Böyle olunca elimdeki telefona da daha az bakıyorum. Hedefim her hafta yüzde 10 azaltmaktı. Galiba detoksu fazla kaçırmışım; yüzde 25’lere geriledi. Valla memnunum... Hem gözlerim hem beynim dinlendi. Size de tavsiye ederim.

Yeni normalde esnaflık kolay değil

Dünya ekonomisiyle ilgili epey kaygı var. Pandemi sırasında bütün merkez bankaları likiditeyi destekleyerek çözümleri ertelediler. Piyasaların keyfi yerinde, faizler düşük ama bu böyle devam edemez. Eninde sonunda bu paralar piyasalardan çekilecek ve her ülke de kendine göre yapısal değişimler yapacak. Bu Türkiye için de geçerli...
Devlet kısa çalışma ödeneği, kredilerle, kamu bankaları kanalıyla piyasaları dengede tutmayı bugüne kadar başardı.
Ama kışın zor geçeceği bir gerçek ve herkesin bu sürece destek olması şart...
Bu arada çok sayıda kapanmış mağaza görüyorum.
Esnafın işi gerçekten zor...
Bana göre bu yaşananlardan herkesin ders çıkarması da gerekir.
En başta esnafımızın, mal sahiplerinin özellikle...
Esnaf daha rekabetçi olmalı, kendi standartlarını yükseltmeli, finansman yapısını bir holding yönetir gibi yönetmeli.
Mal sahibi de artık yüksek kiraların garanti olmadığını bilmeli. Mal sahibi gibi değil de o işletmenin bir ortağı gibi davranmalı.
Yoksa...
Yoksa, yeni normalde işler çok kolay değil.

Ancak kültür büfeleri olursa

Esnaf bu kadar sıkıntılıysa biraz eğilmek, çözüm üretmek gerekir. Herşeyi devletten beklemenin kolaycılık olduğunu da hatırlayarak.
AVM’lerin kente yakın olması esnafı zor duruma düşürdü. Çünkü yeni binalarda, farklı aktivitelerle ve iyi markalarla mücadele etmek zordu.
Bir de çok sayıda ve kentin geneline yayılmış büfeler esnafı etkileyen unsurlardandı.
Avrupa’da büfeler var ama çoğunluğu kültür büfeleri...
Dergiler, gazeteler, kitaplar satarlar, arada da küçük ürünler bulunur.
Bizde ise büfeler neredeyse küçük AVM’ler gibi çalışıyor.
Tekstil bile var.
Yeni büfeler olacaksa kentte, bunlar kültür büfesi olmalı.
Aksi halde zorda olan esnaf daha da zorlanır.

İhtiyatlı iyimserim

Gayrimenkul sektörü hareketli. Stokların erimesi adına önemli. Ama yeni projeler için biraz temkinliyim. Çünkü bu rüzgar uzun sürmez. Türkiye inşaatla büyüyemez. Gayrimenkul yatırımları, kaynakları bundan böyle sadece kentsel dönüşüm için kullanılmalı. Devletin bazı muafiyetleri, destekleri bunun için kullanması gerektiğini düşünüyorum. O da büyük ve kenti dönüştürecek adımlar için kullanılmalı.