Demokrasi imkanlar sanatıdır

İşte bu demokrasinin olgunlaşmasını sağlıyor. Güçlü demokrasilerde ortak hareket etme kültürü, becerisi gelişmiş oluyor.
Biliyorum zor ama insanlık daha iyisini bulabilmiş değil henüz...
14 Mayıs’ta seçimlere gidiyoruz.
Bu seçimde de ittifaklar yarışı var.
İttifak demek kendi içinde bir koalisyon aynı zamanda...
Belki eski kötü anılar akla gelebilir.
Türkiye’nin uzlaşamayan koalisyon dönemlerinden çok çektiği, zaman kaybettiğini biliyoruz.
Ama bugün Türk demokrasisi çok daha deneyimli ve uzlaşma kültürü toplumun çok daha geniş kesimlerinden destek görüyor.
O yüzden bugün geldiğimiz noktadan memnunum.
Sonuç itibariyle kararı vatandaşımız verecek.
Herkes sandık başına giderek hür iradesini ortaya koyacak ve karşımıza bir sonuç çıkacak.
Demokrasilerde halkın dediği olduğuna göre, vatandaş bir tercihte bulunacak.
Bakın Cumhur İttifakı’nda liste hazırlıkları sürüyor. Bu arada Millet İttifakı içinde de CHP’yle İyi Parti arasında bazı şehirlerde ortak listeyle gitme kararı var.
AK Parti açısından ortak liste konusunun kapanmadığı, MHP ile görüşmelerin devam ettiği yönünde bilgiler var.
Saadet Partisi lideri “AK Parti’den kopmuş yüzde 15’lik bir kesim var, güven arıyorlar. Bu 3’lü ittifak bunu sağlar. Saadet çatısı altında seçime girilirse, üç partinin de daha çok vekil çıkarabileceğini düşünüyorum” demişti. Ama bir sonuç alınamadığı söyleniyor.
Ama listelerin verileceği son dakikaya kadar her an herşeyin olabileceğini de unutmamak gerekir.
Bazı yerlerde partilerin tek listeyle girecek olması, bazı yerlerde ittifak içinde ittifak yapması belki seçmenin kafasını karıştırabilir.
Dediğim gibi, önemli olan demokrasilerin kazanması...
Ben bu süreçten gayet mutluyum.

Üst üste seçimler
dönemine giriyoruz

Şunu da unutmayalım.
14 Mayıs’tan sonra hükümetin kurulması, yeni görevlendirmeler, programın okunması ve sonrasında siyasetin biraz normale dönmesi olağan süreç olur.
Bu da yaz sonunu bulur.
Ama sonrasında yine farklı bir döneme girecek Türkiye...
Bu sefer de yaklaşan yerel seçimler için hazırlıklar, kulisler başlayacak.
Türkiye’de son yerel seçimler genel kadar çekişmeli geçiyor.
Ve daha çok liderler kampanyayı yönettiği için genel seçim havasından kurtulamıyoruz.
Bu arada Meclis dengesinin nasıl ortaya çıkacağı da önemli.
İttifaklar açısından bu matematik 14 Mayıs akşamından sonra belirleyici olacak.
Tablo çıkınca daha net konuşmak gerekecek ama Meclis aritmetiği yeni bir erken seçimi de ortaya çıkarabilir.
Türkiye işte böyle bir döneme giriyor.

Ön seçimleri
hala yapamıyoruz

Normalde önseçim bir partinin tabana yayılmasında en önemli detaylardan biridir. Bu seçimde de İYİ Parti önseçim değil ama ön yoklama yaptı. Parti olarak istedikleri sonuçları aldılar mı bilemiyorum. Ama şunu görüyorum.
Partilerimiz henüz bu sürece hazır değiller.
Tartışılmayacak, olması gereken bir konuyu böyle tartışıyor olmamız demokrasimizdeki, siyasi partiler yasasındaki eksiklerden kaynaklanıyor.
Ve daha da önemlisi siyasetin geleneksel çizgiden bir türlü uzaklaşamaması geliyor.
Konu şu ya da bu parti değil; özellikle belirtmek isterim.
Bu yoklamaları ve önseçimleri aslında mutlaka yapmamız gerekir. Ama bu süreçten de yeni isimleri çıkarmanın ne kadar zor ve hatta imkansız olduğunu belirtmek isterim.
Bu yarışa katılmak gerçekten zor.
Hadi diyelim siyasete yeni girmek isteyen ve cesaretini toplayıp giren biri bu listelerde ön sıralarda nasıl çıkar merak ediyorum.

Bir kaşık suda çıkan fırtına

Sosyal medyaya baksanız hele Twitter’a girip birkaç saat gezinseniz çok başka bir ruh haliyle yatağa girebilirsiniz.
Oysa Türkiye’nin de dünyanın da gerçekleri buradan ibaret değil. Hayat başka türlü akıyor. Sosyal medyaya göre hareket edenleri uyarmıştım. Yine tekrar etmekte fayda görüyorum. Biraz gerçek hayata dönün. Çünkü hepimizi yanıltıyor. Sosyal medya fenomenleri herşeyin kendileri üzerinden döndüğünü zannediyor. Birkaç fazla beğeni için yapmayacakları şey yok. Bir kaşık suda koparılan fırtınanın aslında rüzgar bile olmadığını insanlar anlıyor ama iş işten geçmiş oluyor. Sosyal medyasız olmayacağını biliyorum ama bir süre sonra gerçeklerden kopan bir kalabalık da yaratılmış oluyor.