Paylaş
Eğlenceli de buluyorum.
Gün içindeki o yoğun tempodan biraz olsun uzaklaşmamı sağlıyor.
Ve çok şey de öğreniyorum.
Örneğin yeni açılmış mekanları sosyal medya sayesinde takip ediyorum.
Hiç karşılaşmadığım, hiç tanımadığım birçok kişiyle bu sayede tanışıyorum.
Bir gazeteci olarak birçok okur direkt ve anında benimle diyalog kurabiliyor.
Bu sayede hem toplumsal birçok konuda daha hızlı bilgi sahibi oluyorum hem de bunları yazma imkanım oluyor.
Özetle...
Ben sosyal medyadan memnunum.
İstediğim zaman, istediğim kadar kullandığım sürece hiçbir sıkıntı da görmüyorum.
İtirazım ise abartıya...
Gereksiz konuların sosyal medyada işlenmesine...
İnsanların hayatın sadece burada geçtiğine inanması...
Koca koca adamların, koca koca kadınların bir sosyal medya maymunu haline gelmesine...
İnsanın günlük hayatını bile etkileyecek hale gelmesine...
Bu yakınmalarımın sizler için de geçerli olduğunu düşünüyorum.
***
Niye bunları yazdım?
Önceki gün bir haber vardı.
Adana Yüreğir’deki bir sulama kanalında vatandaşlar bir kadın cesedi görüyor.
Siz olsanız ne yaparsınız?
Polisi arar, bilgi verirsiniz değil mi?
Böyle yapanlar olmuş tabii...
Bir de canlı yayına geçip sulama kanalındaki cesedi bütün Türkiye göstermek isteyenler olmuş.
Sayıları öyle az da değil.
Kalabalık bir grup telefonlarını aldığı gibi canlı yayına geçip üzerine yorum da yapmışlar.
Eminim selfie yapan da olmuştur.
***
Akşam yemeğine çıkıp sohbeti bırakıp instagramda gezinen çok çift gördüm.
Konsere gidip canlı yayın yapmaktan konseri evde telefondan izleyen de gördüm.
Ama canlı yayında cesedi anlatanları ilk kez görüyorum.
Toplum olarak bazı şeyleri abarttığımızı düşünüyorum.
Biraz kendimize gelelim.
Bazı şeyler artık fazla oluyor.
Türk insanına yakışmayan, bugüne kadar görmediğimiz kadar vefasız, görgüsüz, anlamsız şeyler yapıyoruz.
Sosyal medya perhizi öneriyorum
Son yıllarda tavsiye edilen bir diyet önerisi var.
Diyorlar ki...
Haftanın en az iki günü; akşam yemeğinden sonra 14 - 16 saat aç kalın.
Akşam 8’de yemek mi yediniz; çay, kahve, su dışında 16 saat boyunca ağzınıza hiçbir şey koymayın.
Bu hem mideyi dinlendiriyor hem vücudu fabrika ayarlarına getiriyor.
Kadınlar için 12 – 14 saati öneriyorlar.
Ben de bir sosyal medya diyeti öneriyorum.
Günde 16 saatlik bir kopuş yaşayın.
Kim Whatshapp’tan bir şey soruyorsa sorsun cevap vermeyin.
Kim bir yere gidip instagrama fotoğrafını koyuyorsa koysun; 16 saat sonra beğenin.
İnanın iyi geliyor.
Siyasetin normalleşmesi lazım
Uzun bir süredir siyasette normalleşmeyi yazıyorum.
Çünkü siyasetin bu dili bana iyi gelmiyor.
Meydanların dili çok sert, kullanılan üslup da öyle...
Siyaset toplumu gererse, toplumun günlük hayatı da gerilir.
Buna çok inanıyorum.
Bakın geçen akşam İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in evinin önüne gelen bir grup, olmayacak sözlerle tacizde bulunuyor.
Şunu unutuyoruz.
Herkes her konuda bizler gibi düşünmek zorunda değil.
İnsanlar düşüncelerinde özgürdür.
Demokrasinin güzelliği de budur.
Önemli olan bunun nezaketli bir şekilde yapılmasıdır.
Konuşulur, tartışılır; ama her şey orada kalır.
İnsanlar farklı düşündükleri için hiçbir şekilde taciz edilemez.
Çıkarsın dersin ki...
“Ben sizin gibi düşünmüyorum. Gerekçelerim de bu...”
Bir başkası çıkar, “Ben de böyle düşünüyorum” der.
Anlaşırsın, anlaşamazsın.
Demokrasilerde bu da var.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Üsküdar teşkilatının görevden alındığını dün açıkladı.
Doğrusu budur...
Her şeyi konuşmalıyız, her şeyi tartışmalıyız, her şeyi siyasi nezaket içinde yapmalıyız.
Takvim netleşiyor
AK Parti yerel seçimlerde aday adayı olacaklar için takvimini uzattı. Yani başvuruları kasım başına öteledi. Bu demektir ki kasım ayı, aday adaylarının değerlendirileceği, anketlerin yapılacağı, temayüllerin alınacağı bir ay olacak. Sonra genel merkez raporları alınır, ardından da partinin yetkili kurullarının önüne listeler gelir. Bu da en iyimser şekliyle aralık ortasını bulur.
Aralık sonu, ocak başı AK Parti adaylarını açıklayacağına göre CHP, İYİ Parti, MHP’den de farklı bir takvim beklememek gerekir.
Adayların sahaya inmesi, sokaklarda dolaşması, projelerini açıklaması da ocak sonunu bulur.
Durum budur...
Paylaş