Paylaş
Bir Avrupalı’nın bir ayda yaşadığı gelişmeleri bizler birkaç günde yaşıyoruz.
Bazen bir güne neler sığdırmıyoruz neler...
Ama şunu söylemem lazım.
Türk insanı pratiktir, krizleri yönetmeyi bilir.
Her zaman akılcı, kendine özgü çözümler bulmayı da bilir.
O yüzden son yaşanan dalgalanmaların da geçici olduğunu düşünüyorum.
Bizim asıl meselemiz kendimizle olmalı.
Biz ev ödevlerimizi yapmalıyız.
Bunun için de daha fazla bir demokrasiye ihtiyacımız var.
Ben her zaman demokrasiyi ekonominin önüne koyuyorum.
Çünkü ekonomik zorluklar bir şekilde çözümlenir.
Önemli olan Türkiye’nin demokrasi çarklarını hızlı ve zamanında çalıştırabilmesidir.
Sivil toplumu ne kadar güçlendirirsek o kadar iyidir.
Daha çok konuşan, daha çok güçbirliği yapan ve Türkiye’nin meselelerine sahip çıkan bir sivil toplum hepimizin yararınadır.
Her şeyi devletten, siyasetçilerden beklememek gerekir.
Siyasi otorite elbette düzeni sağlamak, devletin işleyişini hızlandırmak için önemli.
Ama en az bunun kadar sivil toplumun duyarlılığı da şart.
Önemli olan bu yaşadıklarımızdan dersler çıkarmamız.
Türkiye’nin büyümesi, bunun için de üretmesi lazım.
Mevcut potansiyelin çok altında üretiyoruz.
Teknolojiyi daha iyi kullanmalıyız.
Ve teknoloji üretip satabilmeliyiz.
Elbette aldığımız çok mesafe var ama bizim olmak istediğimiz yerden henüz uzaktayız.
Türkiye güçlü bir ülkedir ve güçlü olmaya devam edecektir.
Yerli üretimi desteklemeliyiz
CUMHURBAŞKANI Erdoğan dün “Amerika’nın IPhone’u varsa, burada Samsung, bizim de Vestel Venüs’ümüz var” dedi.
Borsaya baktım; Vestel’in hisseleri tavana yakın bir yerlerdeydi.
Şahsen ben ev, kendime, yakınlarıma bir şey alacaksam, önce yerli marka olmasını tercih ediyorum.
Çünkü Vestel gibi Türkiye’de üretim yapan birçok fabrikayı gezdim, biliyorum.
Arçelik’in, Beko’nun tesislerinin Avrupa’da bile olmadığını görüyorum.
O zaman önce yerli markalarımızı kullanmalıyız.
Ve bunu bir alışkanlık haline getirmeliyiz.
Örneğin Fransız bürokrasisi ya Citroen ya da Peugeot kullanır.
Özetle...
Üretimi desteklemeliyiz.
Ben körfez geçişi destekliyorum
KÖRFEZ geçiş projesine yargı dur dedi; projenin koruma alanları ve Gediz Deltası sulak alanı üzerinde oluşturabileceği olumsuz etkilerin yeterince incelenmediğine karar verdi.
Yargının kararları her şeyin üzerindedir, saygımız sonsuz...
Ama şunu belirtmek isterim.
Dünyada benzer örnekleri çok var.
Ve yıllar önce hayata geçirilmiş projeler...
Koruma alanları konusunda herkes gibi ben de hassasım.
Ancak şunu da unutmamak gerekir ki, bugünün teknolojileriyle her zaman çözümler bulunabilir.
Körfez geçiş Türkiye’nin önceliği midir, İzmir’in daha acil çözülmesi gereken problemleri var mıdır?
Evet, vardır.
Yine de bu projenin İzmir için büyük bir ihtiyaç olduğunu görüyorum.
Mahkeme projeyle ilgili daha detaylı teknik çalışma istemiş olabilir.
Ama bu projenin yanlış ve gereksiz olduğunu göstermez.
Bugün çevreyle, doğayla dost yatırımlar yapmak zorundasınız.
Kimse aksini istemez, desteklemez.
O yüzden herkes her şeyi bir kez daha düşünsün.
Körfez geçiş İzmir için bugün olmasa yarın, yarın olmasa gelecekte yapılmalıdır.
Projenin teknik özelliklerine ve zamanına elbette bürokrasi karar verecektir.
Yanlış varsa karşı çıkalım
doğrunun da yanında olalım
ŞİMDİ “Körfez geçişi destekliyorum” diye yazınca; onlarca mesaj mail kutuma düşecek biliyorum.
“Sokak hayvanlarıyla ilgili çözüm üretmeliyiz” diye de yazdığımda mesaj kutusu doluyor.
Şu konuda anlaşalım.
Çevre, doğa, hayvan hakları konusunda hem benim, hem çalıştığım kurum Hürriyet’in büyük hassasiyeti var.
Yıllarca bu haberleri destekledik, toplumun bilinçlenmesi için araştırmalar yaptık, yazılar yazdık.
Geçmişin yanlış örneklerini elbette biliyorum.
Bu yanlışların hafızalarımızda kötü anılar bıraktığını da düşünüyorum.
Bugün olaylara yaklaşırken biraz soğukkanlı olalım, toplumun genelini düşünelim, gerçekçi planlar yapalım. Yoksa çözüm bulmakta zorlanacağız.
Çevreyle, doğayla dost yatırımları destekleyelim.
Hayvanlarımızın daha sağlıklı şartlarda yaşaması için doğru projelerin arkasında olalım.
Yanlış ya da eksik varsa hep birlikte karşı çıkalım.
Ama doğruların da yanında olalım.
Paylaş