“Biz başlıyoruz” demek

GEÇEN ay ilgiyle izlediğim bir toplantıya katıldım.

Haberin Devamı


Ege Bölgesi’nin iki seçkin sivil toplum örgütü bu toplantıyı organize etmişti.
Teknik bir konuya sosyal bir başlık atmışlardı.
Temayı ve sloganı şöyle seçmişlerdi.
“Biz başlıyoruz...”
Başlamak iyidir, bir niyeti ortaya koymak ve yol almak...
Sanayide dönüşüm ve endüstri zirvesi için bana göre daha iyi bir tema bulunamazdı.
Bir yanda Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği (ESİAD), bir yanda Ege Genç İşadamları Derneği (EGİAD)...
Ve geleceği konuşan iki başkan...

“Biz başlıyoruz” demek

***
Bir pazar size sanayide, endüstride çok önemsenen ve çok konuşulan 4.0 gibi bir konuyu yazacak değilim.
Asıl yazmak istediğim konu yeni nesil lider tipiyle ilgili...
İki başkanı da çok yakından takip ediyorum.
Güzel işler yapıyorlar, topluma dokunan, kendi üyelerini harekete geçiren işler yapıyorlar.
Son yıllarda neden şikayet ediyoruz?
“Konuşamıyoruz” diyoruz, “bir araya gelemiyoruz” diyoruz, “anlaşamıyoruz” diyoruz.
Ve çokça şikayet ediyoruz.
ESİAD ve EGİAD, bölge ekonomisine yön veren iki önemli işadamı derneği...
Gençler ve Türkiye ekonomisini kuran, geçmişe yön veren kişilerin kurduğu iki ayrı kurum...
Ama bir araya geldiklerinde, aynı konuları işlediklerinde ve en önemlisi geleceği konuştuklarında herkese iyi geliyor.
Topluma örnek oluyorlar.
***
ESİAD’ın başkanı Fadıl Sivri’yi ve EGİAD’ın başkanı Aydın Buğra İlter’i verdikleri bu fotoğraftan dolayı tebrik ediyorum.

Haberin Devamı

“Biz başlıyoruz” demek


Değişmeden olmuyor işte

ŞİMDİ şu 4.0 meselesi konusunda aslında birçok kişinin kafası karışık...
Geçen ay ESİAD ve EGİAD’ın ortak toplantısında çok ilginç öyküler dinledim.
4.0’ı dördüncü nesil sanayi devrimi olarak kabul ediyorlar. Endüstri ve bilişim teknolojilerini bir araya getirerek akıllı üretim ekonomisini doğurmayı vaat ediyorlar.
Çağı ve gereklerini yakından takip edenler için bu kaçınılmaz...
Bir başka görüş de Türkiye’nin buna hazır olmadığı, 4.0 ile binlerce insanın işsiz kalacağı, Türk ekonomisinin bu yükü kaldıramayacağını söylüyor.
Şöyle düşünüyorum...
Yeni teknolojiler klasik yöntemleri bazen ortadan bile kaldırabiliyor.
Ama bunun önünde durabilmek neredeyse imkansız...
Kendi sektörümden örnek vereyim.
Gazeteciliğe başladığımda internet yoktu.
Özel televizyon bile yoktu.
Sosyal medya zaten yoktu.
Bugün bir gazeteci için kağıttan dijitale, televizyondan radyoya kadar okura farklı alanlarda ulaşma imkanı var.
Zor biliyorum, görüyorum, hayat değişiyor, yaptığımız işler de değişiyor.
Ama olayın özü değişmiyor.
Bizim sektörde içerik ihtiyacı, haber alma isteği bitmiyor.
Aksine artıyor.
Çünkü, daha çok bilgi, daha çok hayat demek...
Bugün 4.0, yarın başka bir şey...
Değişmeden olmuyor.

Haberin Devamı


Konuşuyorum o halde varım

“Biz başlıyoruz” demek

ALİ Kayadibi, 30 yıllık arkadaşım, meklektaşım...
Türkçe’yi iyi konuşur.
Hem yazanlardandır, hem de iyi konuşanlardan...
“Konuşuyorum, o halde varım” başlıklı bir kitap yazdı.
İlgiyle okudum...
Kayadibi, “Gelişen iletişim teknolojileri, insanla insanın ilişkisini sınırlayıcı etkisini fark etmemizi de engelliyor. Etkili konuşmanın günümüzde daha fazla ihtiyaç haline geldiğini hatırlatmak, kendimizi bu yönde geliştirmenin yollarını göstermek için bu kitabı yazdım” diyor.
Çok haklı...
İnsan hem iyi yazmalı, hem de düşündüklerini iyi ifade edebilmeli...
Bazı insanların içinde vardır, konuştukça konuşur.
Bazıları için ise tam tersidir.
Topluluk önünde konuşmak, düşündüklerini net ve açık anlatabilmek gerçekten zordur.
O yüzden Ali’nin kitabı bir başucu niteliğinde, tavsiye ederim.

Haberin Devamı


Şiddet sadece kadına mı?

GÖRÜNTÜLERİ hepimiz izledik.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı Tayfun Karali bir zabıta memuruna tokat atıyor.
Zabıta işini kaybedeceği endişesiyle önce dayanıyor, sonra da yere düşüp bayılıyor.
Olay sosyal medyada yayılınca ve haber olunca da Karali, “İstifa ettim” diye tweet atıyor.
Kadına şiddet haberlerini o kadar çok yapıyoruz ki, son dönemde...
Ama inanın şiddet sadece kadına ve hayvanlara değil.
Birbirimize eziyet ediyoruz, birbirimize şiddet uyguluyoruz.
Psikolojik baskı, mobbing yapıyoruz.
Bir müdürün istifa edip etmemesi önemli değil.
Ne yani, görevine devam mı edecekti?
Elbette edemezdi.
Buradaki mesele; şiddetin ve psikolojik baskının giderek yaygınlaşmasında...

Yazarın Tüm Yazıları