Paylaş
Aslında normal...
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy Çeşme için yeni fikirleri olduğunu açıkladığı gün sosyal medyada yabancı bir grubun hazırladığı projeler dönmeye başladı.
Bakan Ersoy; birkaç kere herhangi bir söz verilmediğini, kimseyle konuşulmadığını ve açık bir ihaleyle Çeşme projesinin hayata geçirileceğini söyledi.
İzmir’den giden sivil toplum örgütlerinin liderleriyle Ankara’da bir buluşma gerçekleştirildi.
Bu toplantıda Çeşme planlarıyla ilgili bakanlığın yaptığı çalışmalar masaya koyuldu ve bir bilgilendirme yapıldı.
O gün de yazmıştım, birkaç kere de tekrarladım.
Bakan Ersoy’un İzmir’e gelerek bu yatırımı yerinde anlatması daha doğruydu.
Hem kafalardaki soruları cevaplayabilir, hem de yeni vizyonu kamuoyuyla paylaşabilirdi.
Bakan Ersoy 9 Mart günü İzmir’de olacak.
İzmir Ticaret Odası Meclis Salonu’nda gerçekleşecek “Ege turizm planı değerlendirme toplantısı”nın evsahipliğini Mahmut Özgener yapacak.
Bu sadece turizmcileri ilgilendiren bir konu değil.
Toplumun her kesimini temsil eden fikir önderlerinin Bakan Ersoy’un ziyaretine katılmasını öneririm.
Aslında bu toplantı bir çalıştay kıvamında olursa çok da verimli olur.
İyi bir moderatör, bölgenin değerleri kadar dezavantajlarını da bilen bir bilirkişi heyeti ve geniş bir katılımla Çeşme’nin geleceği planlanabilir.
Üstelik sözkonusu olan sadece Çeşme de değil.
Çeşme sayesinde Ege Bölgesi’nin turizm geleceği de masaya yatırılabilir.
9 Mart günü ben de toplantıyı izleyeceğim.
Her yer her yere
benzemek zorunda mı?
ALAÇATI Turizm Derneği’nin yeni başkanı Celal Bayraktaroğlu oldu. Yeni yönetim gelir gelmez de bir Alaçatı manifestosu yayınladı.
Adını da “korumacı turizm” koydular.
Alaçatı’nın ruhunun korunması gerektiğini söylüyorlar.
Ben de katılıyorum.
Bizim çok kötü bir huyumuz var.
Bir yer popüler olunca olağanüstü ilgi gösteriyoruz.
Ama bir süre sonra orasının da başka yerler gibi olmasını istiyoruz.
Oysa her yerin bir karakteri var.
Alaçatı’yı Alaçatı yapan bazı değerler vardı, onlar giderek unutuldu.
Bayraktaroğlu, “Alaçatı’nın doğası kadar yaşam tarzı da bu değerler arasında yer alıyor ve biz bu yaşam kültürünü korumaya kararlıyız. Alaçatı manifestosu sadece bizim için geçerli değil, Alaçatı’ya adım atan herkes buna uymalı” diyor.
Bakın önemli bir ayrıntı var.
Kim neyi, nasıl seviyorsa sevsin; Alaçatı’nın kendine özgü kuralları var, gelen insanların buna uymalarını istiyoruz, diyor özetle...
13 maddelik bir manifesto yayınlamışlar. İlk madde Alaçatı yaşam kültürünü korumak. İkincisi Alaçatı sakinlerinin köy içinde kalmasını istiyorlar. Sörf, çevre ve gürültü kirliliği de manifestoda yer alıyor.
Hepsine katılıyor ve ilavelerim olduğunu ekliyorum.
Manifestolarını bekliyoruz
BODRUM, Çeşme, Urla gibi yerlerin belediye başkanları şanslı. Kendilerini anlatma gibi bir dertleri yok.
Çünkü herkes biliyor, tanıyor ve oralarda olmak istiyor.
Tabii işleri de zor.
Beklenti çok, istek çok, yapılacaklar listesi uzun...
Ama bu görevlere talip olanlar da bunu baştan biliyorlar.
Bence kimseye taviz vermeden, belirli ilkeler üzerinde hareket etmeliler.
Bu manifesto işini çok doğru buluyorum.
Belirlenen ilkeler herkesi bağlar ve herkes bunlara uymak zorundadır.
Hem böylece kurallar manzumesiyle bir disiplin gelir, hem de kimse başkanlardan ekstra bir talepte bulunamayacaklarını en baştan kabul eder.
Bence Bodrum, Çeşme, Urla ve benzeri turizm beldeleri manifestolarını açıklamalılar.
Milenyum konuşmaları
aklıma geliyor
YABANCI medya günlerdir Coronovirüs vakalarını manşetlerinden veriyor. 2000’deki Başkan Clinton’un milenyum konuşması hep aklıma geliyor. Siber saldırı meselesi hayatımızın içinde bu kadar yoktu. Çünkü dünya bu kadar dijitalleşmemişti. Yıllar içinde gördük ki, herkes her yere canlı bağlı... Ve bir aksilik her şeyi kilitliyor.
Yine kimyasal saldırılar o konuşmada yer almıştı.
Ve biyolojik silahlar, virüs akımları...
Seyahat olanakları gelişti, insanların mobil olma hali arttı. Böyle olunca dünyanın herhangi bir yerindeki bir virüs salgını her yeri etkiliyor.
Bakıyorum bazı yerler okulları tatil ediyor. İtalya’da market rafları bomboş kalmış.
İran’ı dakika dakika takip eder olduk.
Seyahatler iptal ediliyor, maçlar erteleniyor, uyarı üzerine uyarılar yapılıyor.
Dünya global köy sözleri şimdi gerçek oldu.
Paylaş