Şehrin problemi: Taksi değişim saatleri

Kadın yolcu tartışmayı telefonla kaydetti, daha sonra taksi şoförü İBB tarafından sürücü belgesine el konularak meslekten men edildi.
Şoförün her ne olursa olsun bir kadın yolcuya kabalaşması kabul edilemez.
Ama bu meselenin temeli, şoförden kaynaklanan bir durum değildir.
Kimse üzerinde durmuyor ama İstanbul’da en büyük problemlerden biri taksi değişim saatleridir.
14.30-16.00 saatleri arasında yollarda boş taksi bulamazsınız.
Bulsanız da sizi almazlar.
Alsalar da sadece gidecekleri, arabayı teslim edecekleri yöne doğru götürürler.
Onun dışında “İki katı ücret vereceğim” deseniz de sizi götürmezler.
Çünkü arabayı gece şoförüne teslim edecek, geç kalırlarsa şoförün çalışma saatinden yiyeceklerdir...
Araç değişen şoförler, teslimat konusunda birbirlerinin saatine saygılıdırlar.
Tüm mesele de bundan kaynaklanıyor zaten.
Şişhane’den Kurtuluş’a yakın mesafe değildir, 15-20 lira arası yazar. Şehrin içinde bu indi-bindileri zaten taksiciler tercih eder.
Ama hiçbir zaman değişim saatinde değil...
O yüzden meslekten men edilen taksici aslında haksız değildir, çünkü bu değişim saatleri meselesi şehrin çözemediği sorundur.
Saat 14.30-16.00 arasında çıkın bakalım yollara bir taksi bulabilecek misiniz.
Çıldırırsınız...
Hele şehrin merkezindeyseniz, hele yağmur falan varsa taksiyi düşünmeyin bile...
Sistem böyleyken ve kimse düzeltmek için bir formül aramazken sisteme ayak uydurmak zorunda kaldığı için yolcuyla tartışan taksicinin lisansı iptal ediliyor.
En kolayı budur da ondan...

Bu bir karpuz çekirdeği

Grafik tasarımcısı Lalehan Uysal’ın Cihangir Ark Kültür’de bir fotoğraf sergisi var şu sıralar.
Aynı zamanda bir tohum gözlemcisi Lalehan, işte o tutkusunu fotoğraflara taşımış ve tohumları fotoğraflamış.
Çeşit çeşit bitkinin, meyvenin tohumları... Mesela şu fotoğrafta Lalehan’ın arkasında gördüğünüz ne biliyor musunuz?
Yazılı karpuz denilen bir karpuz türünün çekirdekleri.
Her bir çekirdeğin üzerindeki desen farklı.
Her birinin üzerinde bir sanat eseri var. Doğa en büyük tasarımcı, en büyük ilham kaynağı...
Bu fotoğrafları gördükten sonra hem şaşırıyor hem de hayatın kaynağı tohumun kıymetini çok daha iyi anlıyor insan.
Elinizi çabuk tutun, yarın kapanıyor sergi...

Bu logoyu çok sevdim

Bu yıl, Charlie Chaplin’in 130’uncu doğum yılı.
16 Nisan 1889 doğumlu olan sinema tarihinin unutulmaz komedyeninin doğum yılı kutlamaları kapsamında bir logo tasarım yarışması düzenlendi.
Dünyanın dört bir yanından 200’e yakın logo gönderildi yarışmaya ve yanda yer alan tasarım birinciliği kazandı.
130’un sıfırını Şarlo’nun şapkası ve unutulmaz bıyığıyla tasarlayan bir çalışma.
Peki bunu tasarlayan kim?
Bir Türk tasarımcı.
Mimar Sinan Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü’nden 1996 yılında mezun olan Erhan Ay.
Yıl boyunca vakfın tüm iletişim çalışmalarında ve İsviçre’deki Chaplin Müzesi’nde bu logo kullanılacak.
Sade ama yaratıcı bu logoyu çok sevdim.
Altında bir Türk tasarımcının imzasının olmasını daha da sevdim.

Baklavadan soğuttunuz

İçinde hamile kadının ve eşinin bulunduğu araca saldıran, aynasını kırıp kaputunda zıplayan baklavacı kardeşler herkesin büyük tepkisini çekti.
Tam baklavadan soğuduk diyecekken, güzel haber Bursa’dan geldi.
Bilal Şengüloğlu adlı baklavacı kardeşimiz, yapılan saldırıyı kınayıp trafikte yaya ve sürücülere baklava dağıtmış.
Motosiklet sürücüsünün silahını çekip, kendisine çarptığını iddia ettiği sürücüye 14 kurşun yağdırıp öldürdüğü...
Baklavacı kardeşlerin içinde hamile kadın olan aracın aynasını kırıp kaputunda tepindiği...
Halit Ergenç’in trafik zorbalarının saldırısına uğradığı...
Her Allah’ın günü trafikte benzer olayların yaşadığı...
İnsanların tahammülsüz, insanların hoşgörüsüz...
Bencil, kızgın ve kavgacı olduğu bir dönemde baklavacı kardeşimizin bu jesti ağzımızı tatlandırdı.