Paylaş
Murat Boz’un bu konuda savcılığa şikayette bulunması, savcının da “Ünlüler böyle haberlere katlanmak zorunda” diyerek takipsizlik kararı vermesiyle olaydan haberdar olduk.
İşte o günden beri eve böcek koyup izinsiz ses kaydı yapan o muhabiri arıyorum.
Bulsam önce ben canına okuyacağım!
Murat Boz “Evimde bile rahat konuşamayacaksam nerede konuşacağım” diyerek takipsizlik kararına sitem etti.
Hadise elinde bidonla koşup benzini döktü; “Murat Boz’un evine böcek koydular” diye ortalığı yangına verdi...
Ben ise muhabiri arıyorum hâlâ...
Bizim gazetenin Bodrum ekibine soruyorum, “Kim yapmış olabilir bunu?” diye...
Programın muhabirlerine soruyorum “Duydunuz mu böyle bir şey?” diye...
Gececileri, gündüzcüleri didikliyorum yok yok...
Hepsi aynı yanıtı veriyor:
“Abi üç kuruş para alıyoruz zaten, böceği nereden bulup da yerleştirelim biz? Sen bizden iyi biliyorsun, hangi gazete ya da televizyon muhabirine böcek verip git dinleme yap der?”
Vallahi haklılar...
Ben magazine muhabirlerinin pek çoğunu tanıyorum, bugüne kadar yanında böcek taşıyan bir muhabir görmedim daha.
Peki Murat Boz nereden çıkarıyor bu iddiayı?
Murat’ın Gümüşlük’teki evinin bahçe tarafı yola bakıyor. Ailesi ve Aslı Enver’le birlikte otururken yapılan konuşmalar haber oluyor.
Peki ses kaydını yayınlayan var mı? Yok.
Öyleyse ortada bir ses kaydı yok.
Belki muhabirler konuşmaları duyup haberi yaptılar...
Belki uzaktan çekim yaparken kameranın mikrofonlarına takıldı bu konuşma...
Aynısı yıllar önce Hande Yener’le benim başıma gelmişti.
Cihangir’de bir mekanda otururken kameranın mikrofonunu duvarın dibine koymuşlar ve sesimizi kaydetmişlerdi.
Hande’yle benim dedikodu içerikli özel konuşmamızı da televizyonda yayınlamışlardı.
Biz de haklı olarak ortalığı yıkmıştık.
Murat Boz’da böyle bir ses kaydı da yok.
Çıkan gazete haberleri, oradan magazin programlarına taşınmış bir içerik var...
Şimdi eldeki veri bu kadarken çıkıp, “Evime böcek yerleştirdiler” demek bütün magazincilere yapılmış bir haksızlıktır.
Hadise’nin bilip bilmeden böcek mevzusu yapması da yakışıksızdır.
Bütün televizyoncular bilir; bırak evini, telefonda yapılan görüşmenin bile ses kaydını izinsiz yayınlamak suçtur.
Murat Boz bu yüzden böcek mevzusuna açıklık getirmek zorundadır.
Kimlermiş bu böcek koyanlar, açıklasın da bilelim.
Açıklasın da Murat’tan önce o böcekçilerle biz mücadele edelim.
Bütün magazin camiasını töhmet altında bırakamazsın Murat Boz.
Bildiğin bir şey varsa açıkla ve ses kaydını ortaya koy, yoksa magazin muhabirlerinden özür dile.
Bu arada takipsizlik kararı veren savcıyı da tebrik ediyorum, ortada somut bir delil yokken neyin takibi yapılacak
2017’de yerli filmler için satılan biletin yüzde 30’u İvedik’e kesildi
Sinema yazarı Nizam Eren, yine güzel araştırmalarından birini yapıp gönderdi bana.
Türk sinemasının 2017 yılını masaya yatırmış.
Nizam Eren’in gözünden tablo şöyle:
* 2017 Kasım aynın ilk hafta sonu dahil olmak üzere gösterime giren yerli film sayısı 118.
* 118 yerli filme kesilen bilet sayısı 25 milyon 841 bin 697.
* 2016’da aynı dönemde 113 yerli filme 19 milyon 880 bin bilet kesilmişti.
* 2017’de yerli filme kesilen biletin yüzde 30’u tek bir filme ait; Recep İvedik 5, 7 milyon 437 bin bilet.
* “Sarı Sıcak”, 49 kişi ile yılın en az bilet kesilen filmi oldu.
* “Kurtlar Vadisi - Vatan” serinin en az bilet kesilen filmi oldu: 620 bin kişi.
* “Vezir Parmağı”, Mahsun Kırmızıgül serisinde en az iş yapan film oldu:
663 bin 676 bilet.
* 2017’de 1 milyon bilet barajını geçen filmler:
Çalgı Çengi İkimiz: 2.798.000
Olanlar Oldu: 1.810.568
Recep İvedik 5: 7.437.000
Kolonya Cumhuriyeti: 1.114.318
Ayla: 1.485.241 (Eylülden sonra listeye giren tek film)
* Kalan haftalarda 15 yerli filmin gösterime gireceği düşünülürse toplamda 133 yerli film gösterime girecek ve böylece geçen yılki rakama ulaşılamayacak.
* 2016’da vizyona giren yerli film sayısı 139’du.
* Türkiye’de tüm filmler 683 lokasyonda gösteriliyor. Toplam perde sayısı 2 bin 750 civarında. Toplam koltuk kapasitemiz ise 350 bin kişi.
Rüzgar’a o soruyu neden sormadım?
Rüzgar Erkoçlar’la Pazar Kelebek’te yapılan röportaj için bir araya geldiğimizde her şeyi konuştuk.
Evliliğinin nasıl gittiğini, babalık özlemini, oyunculuk geleceğini, yeni sahneleyecekleri kabareyi...
Ama herkes garip bir şekilde Rüzgar’ın cinsel hayatını merak ediyor.
“Bu konuyu neden sormadın” diyenler bile çıktı!
Sormaya ne hakkım var arkadaşlar?
Ben her hafta birileriyle röportaj yapıyorum; İrem Derici’ye bu soruyu soruyor muyum? Ya da Yılmaz Erdoğan’a?
Şimdi diyeceksiniz ki “Ama Rüzgar cinsiyet değiştirdiği için merak ediliyor”...
Kimin seks hayatının nasıl olduğunu kim nereden bilebilir?
Kadının cinsel hayatı bellidir, erkeğin bellidir diyen biri çıkabilir mi?
Bunun bir kuralı var mı?
Cinsel hayat dediğimiz şey çok geniş bir yelpazedir ve kimseninkini didiklemiyorsak Rüzgar’ınkini de didikleyemeyiz.
Didiklersek ayrımcılığa girer.
Paylaş