Baha’ya birinciliği verilmeli

Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlamalarıyla hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve 10 yıl hapis isteniyor.
Birinci olduğu yarışmada örgütün kendisi lehine oy kullandığını söyledi Atalay Demirci.
Peki hatırlıyor musunuz Atalay’ın birinci olduğu 2013’teki yarışmayı?

Jüride Acun Ilıcalı, Hülya Avşar ve Sergen Yalçın vardı.

Ve Atalay’la birlikte finale küçük yarışmacı Baha Bayırlı kalmıştı.
Bateri performansıyla, konuşmasıyla, sempatikliğiyle bütün Türkiye’nin kalbini kazanmıştı küçük Baha.
Ama FETÖ, küçücük bir çocuğun hakkını yemekte de beis görmedi.
Mesajlarıyla o sene Atalay Demirci’yi “Yetenek Sizsiniz Türkiye”nin birincisi yaptılar.
Küçük Baha’nın final gecesi ekrandaki mahzunluğunu hatırlıyorum...
Konfetilerden ve fişeklerden korkup kulise gitmek istemişti.
Atalay da çıkıp ilk teşekkürünü “Beni bugüne kadar programlarına davet ederek destek olan kurumlar ve kuruluşlara teşekkür ediyorum” diyerek yapmıştı.
Neyi kastettiğini şimdi anlıyoruz...
Atalay Demirci’nin kandırılıp kullanıldığını mı, yoksa bilinçli şekilde terör örgütünün üyesi mi olduğunu yargılama sonucunda öğreneceğiz.
Ama ortada, Demirci’nin ağzından ‘örgütün kendisi lehine oy kullandığı’ itirafı varken, Acun Ilıcalı’nın omuzlarına büyük bir sorumluluk biniyor.
2013 “Yetenek Sizsiniz Türkiye” birinciliğini gerçek sahibine teslim etmek.
Küçük Baha’nın çalınan birinciliğini 4 yıl aradan sonra vermek...
Eğlence dünyasında FETÖ’nün en küçük mağdurlarından biri Baha’dır.
“Yetenek Sizsiniz Türkiye”nin yeni sezon ilk bölümünde bu mağduriyeti gidermelidir Acun.
Birincilik ödülünü Baha’ya teslim ederken, biz de 4 yıl aradan sonra bateride hangi noktaya geldiğini görmüş oluruz genç yeteneğin...

Bu davadan çıkacak tek bir ders var

Davut Güloğlu, değil bir sanatçıya, bir kadına, bir insana kameralar önünde söylenmeyecek şeyi yapmış ve Sıla’ya küfretmişti.
Sıla da haklı olarak dava açtı.
Mahkeme basın yoluyla hakaret suçundan 14 ay hapis cezası verdi Davut Güloğlu’na. Daha sonra bunu 8 bin 400 lira para cezasına çevirdi.
Davanın 9 ay gibi kısa sayılabilecek bir sürede sonuçlanması kadar, Sıla’nın haklı çıkması da güzel.
Çünkü artık şunu hepimiz öğrenmeliyiz;
Fikirlerini, görüşlerini beğenmesek de birbirimize tahammül edeceğiz, kimseye hakaret, küfür etmeyeceğiz...

Yasaklar...

Wikipedia bilmem ne gerekçesiyle kapandı... Booking.com şu nedenle kapandı...
Youtube bu nedenle kapandı...
Facebook’un gözünün üzerinde kaşı vardı...
Twitter’a şu gerekçeyle erişim engellendi...
Geçmişten bugüne yaşadığımız internet
yasakları bunlar.
Kiminde yüzde 100 haklı olabiliriz, kiminde durumu abartmış olabiliriz, bu tartışmalara girmiyorum.
Sadece ortaya çıkan tabloya dikkat çekiyorum.
Bu manzara güzel değil, hiçbir zaman da olmadı.

50 yaşındaki Yüzyıllık Yalnızlık

Gabriel Garcia Marquez’in “Yüzyıllık Yalnızlık” romanı 50 yaşına girmiş.
Üç yıl önce kaybettiğimiz usta yazarın bu unutulmaz romanı 1967’de yazmasının üzerinden yarım asır geçmiş.
Bu kitabı ilk okuduğumda 16-17 yaşlarındaydım.
Romanda birbirine yakın karakterlerin isimlerini karıştırdıkça, ilk sayfadaki soyağacına dönüp dönüp baktığımı bugün gibi hatırlıyorum.
Hayatının filmleri...
Hayatının aşkları...
Hayatının müzikleri vardır ya...
Hayatımın kitaplarından biridir bu.
O kadar sevmiştim ki romanı, Marquez’in kitaplarını peş peşe okumuştum sonra.
O günden bugüne de kim bilir kaç kişiye hediye aldım, kaç kişiye önerdim...
Madem 50’nci yılı, bir kez de buradan önermiş olayım.
Okumadıysanız, mutlaka okuyun.
Okuduysanız, 50’nci yılında bir kez daha okuyun.
Ben öyle yapacağım...



İŞTE SON 24 SAATTE YAŞANANLAR