Paylaş
Tartışmaya konu olan madde; il ve ilçe müftülerinin, evlendirme memurları arasına eklenmesi.
Müftülerin resmi nikâh akdini yapmasına karşı çıkan sivil toplum kuruluşlarının açıklamalarını ve KADEM’in tasarıyı savunan açıklamalarını okudum.
Nedense KADIN’ı ilgilendiren konularda kendi içinde uzlaşı sağlamakta zorlanıyoruz (2016 yılındaki “Cinsel istismar” yasası istisna).
Elbette tartışacağız, konuşacağız…
Müftülerde nikâh yetkisi olmasının avantajlarını ve dezavantajlarını konuşalım tamam da olayı neden Laiklik üzerinden konuşuyoruz onu anlamıyorum. Bir kesimin laikliği, diğer kesimin de dini tekelinde bulundurmasından artık gına gelmedi mi?
Laiklik, bugün muhafazakâr kesimin de sahip çıktığı bir değerdir. Bunu da millet olarak Gülen’e borçluyuz.
Zira ülkemizde laiklik adına yapılan uygulamalarla, haksızlıklarla sistemden uzaklaştırılan bizler Gülen sayesinde aslında laikliğin önemini kavradık.
“Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması”nın dindar olsun olmasın herkes için bir güvence olduğunu yaşayarak gördük.
Laikliği kişilerin yaşam tarzıyla bağdaştıran vatandaşlarımız için de aynı şey geçerli. İnsanların inancı değildir tehlikeli olan, inancını sistem üzerinden sana dayatmasıdır.
Bu yüzden lütfen birbirimize ahkâm kesmek yerine oturup mantıklı olarak konuşalım.
Adil bulmadığım bir husus; belediye başkanları, köy muhtarları, il nüfus ve vatandaşlık müdürlükleri, nüfus müdürlüklerine itiraz etmiyoruz da neden müftülere itiraz ediyoruz. Müftülerin varlığı laik sistem için bir tehditse bunu konuşalım; aynı müftünün cenazede varlığı tehdit olarak görülmüyor fakat nikâhtaki varlığı tehdit olarak görülüyorsa orda durup düşünmemiz gerekir.
Kanun çerçevesinde yapacağı resmî muamele için görevlendirilen müftünün bir köy muhtarından, nüfus müdüründen veya yetkilendirilen herhangi bir memurdan ne farkı vardır?
Paylaş