Paylaş
Bu soruyu durup dururken fantezi olsun diye sormadım elbette. Bir-iki gün önce köyümde yaşanan bir olay üzerine sordum.
Önceki gün medyaya “45 yaşındaki bir Ş.A’nın 11 yaşındaki kız çocuğu B.Ç.’yi darp ederek tecavüz etti!” haberi yansıdı.
Olayda mağdur olan 11 yaşındaki B.Ç’nin annesiyle yaptığım görüşmede olayın iç yüzünü öğrenme fırsatı buldum. Olay şu şekilde gerçekleşmiş:
B.Ç., ailesinin hayvanlarına çobanlık yaparken yine onun gibi hayvanlarını bekleyen Ş.A.’nın saldırısına uğruyor. Ş.A. küçük kızı darp ederek cinsel saldırıda bulunuyor. B.Ç., elinden kurtulamayacağını anladığı Ş.A.’ya ölü taklidi yapıyor. Ş.A., öldüğünü düşündüğü B.Ç’yi 100 m sürükleyerek bir çukura atıp üstünü de taş ve toprakla kapatıyor. Sonrasında da o mevkide hayvanlarını otlatmaya devam ediyor.
B.Ç. de zihni açık bir şekilde çukurda yatmaya devam ediyor. Korkusundan ayağa kalkamıyor, yapabildiği şey sadece dua etmek.
Bu arada komşuları B.Ç’nin annesini arayarak “Hayvanların sahipsiz.” haberini verince anne de evdeki diğer çocuklarını arayarak haberdar ediyor. Ablanın olay yerinde B.Ç’ye seslenmesiyle küçük kız gömüldüğü yerden fırlayarak ablasına “Koş abla!” bağırarak evlerine doğru koşuyorlar. Küçük kızı tecavüzden ve ölümden kurtaran, kızın ölü taklidi yapmış olması.
Ş.A., zihinsel engelli ve kekeme. Konuşamadığı için böyle bir olayı neden gerçekleştirdiğini bilemiyoruz. Lakin B.Ç.’nin annesi bundan iki yıl önce Ş.A.’nın çocuklarını takip etmesinden dolayı rahatsız olduğunu ve aileyi uyardığını söylüyor.
Ş.A.’nın engel durumu nedir tam olarak bilemiyorum ama cinsel anlamda çevresini rahatsız ettiği iddia ediliyor.
Anne A.Ç.; “Ben Ş.A.’nın yayla da olduğunu zannediyordum o yüzden kızımı hayvan beklemeye gönderdim, köyde olduğunu bilseydim asla göndermezdim. Ş.A.’dan da ailesinden de şikâyetçiyim.” diyor.
Olayın duyulmasından sonra vatandaşlar tarafından linç edilmek istenen Ş.A., şu an tutuklu. Engelli olması elbette onu masum yapmaz ama bir gerçeği görmemize vesile olabilir.
Ş.A.’nın ailesi, çocuklarına sahip çıkmamakla suçlanıyor. Evladı zihinsel engelli olan başka bir anne ise “Ya saldıran benim çocuğum olsaydı?” düşüncesinde ve korkusunda. Bunun için yapabileceği tek şey dua etmek, zira kocaman olmuş bir insanı eve kilitleyemeyeceğine göre ne yapacak?
İki gündür düşünüyorum; aile veya köyün muhtarı ne önlem alabilirdi? Dün sorduğum sorunun cevabını bugün vermek istiyorum. Bu ve benzeri olaylarda önlem alması gereken devlettir. Sorumluluk da devlete aittir.
Özellikle kırsal bölgelerde yaşayan ve eğitim imkânı bulamayan engellilerin rehabilitasyonlarını devlet sağlamak durumundadır.
Yurt dışında bu tarz engelli bireyler, hadımın insan haklarına aykırı bulunması sebebiyle devlet tarafından sahipleniliyor. Evlenmek isteyen evlendiriliyor, çocuk sahibi olmak isteyenlere imkân veriliyor.
Engelli hakları konusunda çok yol kat etmiş ülkemize; dua ederek önlem almak, döverek cezalandırmak yakışmıyor.
Köylerde yaşayan insanların ve hayvanların sağlık taramalarını yapma konusundaki hassasiyetin engelli vatandaşlarımız içinde gösterilmesi ve ivedilikle konunun ele alınması gereklidir.
Bundan iki yıl önce Türkiye Beyazay Derneği’nin, engelli bireylerin cinsel eğitimleriyle ilgili hazırladığı bir proje vardı. “Engelli Mahremiyeti” adındaki bu proje iki ilde uygulanmış ama sponsor bulamadığı için durdurulmuştu.
Eminim ülkemizdeki diğer Sivil Toplum Kuruluşlarının da bu tarz sorunlarla ilgili çözüm odaklı projeleri vardır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, Fatma Betül Hanım’dan bu konuda bir şeyler yapmasını ve bu soruna ciddi olarak eğilmesini rica ediyorum.
Paylaş