Paylaş
Bu soruyu düşünmeme neden olan durum ise özellikle son zamanlarda Erbakan Hoca’nın çocuklarıyla Saadet Partisi arasında yaşanan anlaşmazlıklar hatta restleşmelerdir.
Niyetim ne Erbakan Hoca’nın ailesini ne de Saadet Partili arkadaşlarımı kırmak… Aksine; haksızlık yapmamak adına şimdilik bu konuda bir şey yazmak istemiyorum. Her iki tarafa da söyleşi talebimi ilettim. Kabul ederlerse amenna, etmezlerse de yapacak bir şey yok.
Geçtiğimiz günlerde Fatih Erbakan, “…abdestimizi tazeleyeceğiz, kaldığımız yerden devam edeceğiz.” Sözleriyle yeni bir parti kurma sinyalini verdi.
Bugün, parti kurma düşüncesinde olan Fatih Erbakan’a sesleneceğim.
Fatih Kardeşim!
Seni de, Elif’i de, Zeynep’i de severim. Babasını kaybetmiş biri olarak “baba davasını devam ettirme” isteğine de saygı duyarım.
Konuşmalarını takip ettiğim kadarıyla babanın siyaset dilini devam ettirmek istiyorsun. Başarılı olur musun bilemem ama şahsım adına yeni bir şeyler katmadığın sürece babanı taklit etmenin sana siyaseten bir geri dönüşü olacağını zannetmiyorum. Nedenlerini anlatacağım ama “tazelemeyi” düşündüğün abdestten önce yapman gerekenler var kanımca. Bilirsin, abdestin tam olabilmesi için öncesinde yapılması gerekenler vardır.
Önce kamuoyuna yansıyan, Saadet Partisi ile aranızdaki “miras” kavgasına açıklık getirmen gerekiyor. Anlaşmazlığa düşülen miras sadece iki tarafın sorunu değildir, Erbakan Hoca’ya inanan ve güvenen insanların da sorunudur. Çıkıp, açık ve net olarak bunu izah etmelisin. Yok sayarak, görmezden gelerek, hacizler göndererek olmaz bu işler.
Aksi takdirde babanın kurucusu olduğu siyasi partinin tabanında “babasının davasına ihanet eden evlat” olarak görülmeye devam edilirsin. Bu durum için “Hakkımda anti propaganda yapanların işi” filan diyebilirsin, orasını bilemem ama Erbakan ailesinin bir ferdi olarak insanların kafalarındaki sorulara açıklık getirmen vicdani sorumluluğundur.
Erbakan Hoca’nın çocuklarının ve dava arkadaşlarının böyle bir konuyla gündeme gelmesi, tabanı fena hâlde rahatsız etmektedir ki bu konuda haklılar da…
Erbakan Hoca, naif olduğu kadar zeki bir adamdı. 90’lı yıllarda özellikle Ortadoğu hususunda söylediklerinin bugün gerçekleşmiş olması bunun açık bir ispatıdır.
Böyle bir babanın evladı olmak kolay değil elbette. Şayet, tarihimize damga vurmuş lider babaların siyasete giren çocuklarıyla aynı akıbeti yaşamak istemiyorsan; babanın yıllar önce söylediklerini değil yeni şeyler söylemelisin. Cam fanusun içinden çıkmalısın, zira halkı salon toplantılarıyla tanıyamazsın.
Hakikaten siyasette var olmak istiyorsan, bu zor yolu göze alabilecek kadar cesursan, sadece bir şeyleri ispat etmek adına hareket etmiyorsan; yolun açık olsun!
Paylaş