Paylaş
Bugün de benim kadın girişimcileri, yaratıcı ve başarılı kadınları yazdığım gün. O zaman, huzurlarınızda Pelin! O şahane bir ODTÜ’lü. Çok yönlü bir kadın. ODTÜ’de fizik okudu, Boğaziçi’nde master yaptı. Öğrencilik yıllarında reklamcılığa merak saldı, on iki yıllık reklamcılık hayatından sonra da MediaCat’i yayınlamaya başladı. Aynı zamanda akademisyen. Bilgi Üniversitesi Marka Okulu’nun eş yöneticisi ve öğretim görevlisi.
Organizasyon işlerinde kadınların erkeklerden daha becerikli olduğunu düşünüyor.
Al benden de o kadar.
Pelin Özkan’a 5-8 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek olan ‘Brand Week’i sordum...
- Brand Week İstanbul nasıl doğdu?
Aslında bir dönüşüm hikâyesi bu. 16 yıl önce MediaCat olarak İstanbul’da etkinlikler düzenlemeye başladığımızda iki amacımız vardı. Birincisi, markalaşma ve marka yönetimi konusunda dünyada üretilen en etkili fikirleri, en güncel perspektifleri Türkiye’deki iş dünyasıyla buluşturmak. İkincisi de Türkiye’de üretilen fikirlere, yapılan iyi işlere ve başarı hikâyelerine kendilerini gösterebilecekleri bir zemin sunmak. Zaman içinde daha geniş kapsamlı bir paylaşım ortamına ihtiyaç oldu. Ve Brand Week doğdu...
- Kaçıncı yıl bu?
5. yılımız. 2013’te başladık. MediaCat’in 20. yılıydı. Önemli yıldönümlerinde portföyümüze kilometre taşları eklemeyi seviyoruz. 20. yılda iki kilometre taşı ekledik: “Brand Week Istanbul” ve İstanbul Bilgi Üniversitesi’yle ortak gerçekleştirdiğimiz yüksek lisans programı “Marka Okulu”.
KUŞ KONDURMA MESELESİ
BİZİM EN ÖNEMSEDİĞİMİZ KONU!
- Her yıl Brand Week’te bir tema belirliyorsunuz, konuşmacılar da ona göre şekilleniyor. Geçen sene ‘legends’, yani ‘efsaneler’di. Bu sene ne?
“Ideas Without Borders”, yani “sınırları aşan fikirler”. Sınırlara sığmayan ustalar, sınır tanımayan lezzetler, sınır tanımayan yaratıcılık...
- Oooo iyiymiş! Nasıl belirliyorsunuz bu temayı? Kafa kafaya verip, “Bu yıl n’apsak?” mı diyorsunuz? Bir beyin takımınız var mı? Nasıl besleniyorsunuz?
Tam da dediğin gibi, kafa kafaya verip “Bu yıl n’apsak?” diyoruz! Bütün ekip aylarca tartışıyoruz. Bunu yapmadan önce de şöyle bir süreçten geçiyoruz tabii: O yıl dünyada bize ilham verecek pek çok etkinliğe katılıyoruz. Her birimiz başka yerlere gidiyoruz. Ayrıca işimiz gereği dünyadaki trendleri, yenilikleri çok yakından takip ediyoruz. Yıl boyunca biriktirdiklerimizden ve izlediklerimizden yola çıkarak ülkemizin ihtiyaçlarıyla en iyi örtüşen temayı belirlemeye çalışıyoruz.
- Peki, her sene nasıl kuş kondurmaya çalışıyorsunuz?
(Gülüyor) Kuş kondurma meselesi bizim en önemsediğimiz konu! İzlenen bir etkinlik yapıyoruz. Yani bu yıl yaptığımız pek çok yenilik, bir sonraki yıl gerçekleşen birçok etkinlikte tüketilmiş oluyor. O nedenle de “kuş kondurma”yı her yıl yeniden becerebilmemiz gerekiyor. Hafta boyunca yaklaşık 30 bin kişilik bir topluluğu harekete geçirecek pek çok şeye ihtiyaç var. Bunu birkaç açıdan ele alıyoruz: Mekânsal... Örneğin bu yıl fuaye tasarımlarını ünlü mimar Nevzat Sayın’la çalıştık. Ve içeriksel... Onlarca hikâye oluşturuyoruz. Sektördeki tüm paydaşların işin bir parçası olması için çalışıyoruz. Bu da büyük bir katkı sağlıyor.
FARK YARATAN KADINLAR
- Diğer etkinliklerden farkınız ne?
Brand Week, entelektüel, kültürel ve endüstriyel yönleri olan çok büyük bir buluşma. Burada iş dünyasının önde gelen yerel ve küresel temsilcileri; sanat, bilim, teknoloji ve spor dünyasıyla buluşuyor ve herkes birbirinden öğreniyor, ilham alıyor. Kısacası yeni fikir ve trendlerin oluşabileceği bir ekosistem tasarlıyoruz. Bu ekosistemi diri tutmak için ödül ve teşvik mekanizmalarımızı istikrarla sürdürüyoruz. Yaratıcı çalışmaları, tüketicileriyle duygusal bağ kurmayı başaran markaları, endüstrilerine yön veren kadınları ve toplumsal dönüşümü tetikleyen sosyal sorumluluk projelerini ödüllendirdiğimiz yarışmalarımız “Felis”, “Lovemarks” ve “Fark Yaratan Kadınlar” bunun için var. Bir diğer farkımız da tabii ki içeriğimiz. Bu içerik, çok kapsamlı bir küratörlük süzgecinden geçiyor. Şu an için yeterince olgunlaşmamış ancak değer kazanacağına inandığımız gelişmeleri de yansıtmaya çalışıyoruz.
EKİBİM ÇOĞUNLUKLA KADINLARDAN OLUŞUYOR
- Kadın olarak bu yapıyı oluşturmaktan mutlu musunuz?
Çoook. Ekibim de çoğunlukla kadınlardan oluşuyor. Tabii gönül ister ki tüm toplumsal cinsiyetlerin eşit olarak katılım sağlayabildiği bir iş dünyasını da hep beraber yaratabilelim. Bu yıl Brand Week’de en fazla oturum sayısı kadın meseleleriyle ilgili. Hepsinden de çıkarabileceğimiz dersler ve alabileceğimiz ilhamlar var.
BU YIL NELER OLACAK?
SINIR TANIMAYAN DOKTORLAR
- Bu yıl, mesela bir yanda ‘Sınır Tanımayan Doktorlar’ın ilham veren hikâyelerini dinleyebilecek, diğer yanda ekonomik kriz dönemlerinde doğru yatırımların reçetesini öğrenebileceksiniz...
MÜSLÜMAN DÜNYANIN EZBERLERİ BOZAN YENİ KUŞAKLARI
- Müslüman coğrafyasının ezberleri altüst eden genç kuşaklarını yakından tanıyacak, müzik ve tasarımın marka vaadinizi nasıl güçlendirebileceğini anlayacaksınız.
DİJİTAL ÇAĞIN RİSKLERİ VE YAPAY ZEKÂYA DAİR ENDİŞELER
- Dijital çağın risklerini ve yapay zekâya dair endişeleri yaratıcılıkla avantaja dönüştürme stratejilerini görecek; demografik dengeleri değişen bir dünyanın hassas noktalarını analiz edebileceksiniz. Bir hafta boyunca yaklaşık 100 konuşmacıdan yeni şeyler öğrenilebileceksiniz...
ŞENER ŞEN İLK KEZ TOPLULUK ÖNÜNDE KONUŞACAK
- Sürprizler olmazsa olmazınız... Bu yıl ne gibi sürprizler var?
Beni en çok heyecanlandıran Şener Şen’in onur konuğumuz olarak bize katılacak olması. Onun sanatsal kariyerinde yansıttığı tüm tiplemeler, Türkiye’ye dair en az bir kamuoyu araştırması kadar tanıtıcı nitelikte bence. Hayatında ilk kez topluluk önünde konuşacak olması da bizi gururlandırıyor...
Paylaş