Paylaş
Onu alkışlıyorum.
22 yaşındaki ODTÜ Psikoloji son sınıf öğrencisi bu genç kadın, 10 yıl önce ilkokul öğrencisiyken cinsel istismara uğradığı sınıf öğretmenine 6 arkadaşıyla birlikte dava açtı.
Ve ve ve...
Kazandılar.
Tacizci öğretmen 87 yıl hapis cezası aldı!
Müthiş bir sonuç.
Hem bu cesur kadınlara hem de mahkeme heyetine teşekkür ediyorum. Ve bu davanın sonucunun, diğer cinsel istismar, şiddet ve tecavüz davalarına örnek teşkil etmesini diliyorum...
- Sizi tebrik ediyorum. Örnek bir davranış sergilediniz. Hepimize ilham oldunuz. Bu ülkede istismara uğrayan bütün kadınlara, “Yılma! Vazgeçme! Pes etme! Utanma! Razı olma, hakkını ara!” mesajı verdiniz. En önemlisi de “Yalnız değilsiniz!” demiş oldunuz. 10 yıl önce cinsel istismarına maruz kaldığınız tacizci öğretmeni, 6 arkadaşınızla birlikte toplam 87 yıl 6 ay hapse mahkûm ettirdiniz... Nasıl hissediyorsunuz?
Çok teşekkür ederim. Tabii ki çok mutluyum. Ama biraz şaşkınım da aslında. Bu işe giriştim, benim gibi ilkokulda cinsel istismara maruz kalan diğer sınıf arkadaşlarımı da ikna ettim. Ama açıkçası pek umudum yoktu. Çünkü son günlerde gündemi takip ettiğimde, kadınların yaşadığı durumlara baktığımda, “Muhtemelen bu dava da düşecek ve suçlu ceza almayacak!” diyordum. Ama öyle olmadı. Dava çıkışı sevinçten ağladık hepimiz. Hem şaşkınlık hem sevinç hem de adaletin yerini bulmasının verdiği mutluluk...
İLKOKUL 4’ÜNCÜ SINIFTAYDIM
- Ne güzel! Bu davanın örnek olacağını düşünüyor musunuz?
Kesinlikle! Olmalı da. En önemli özelliği, 10 yıl önce işlenmiş bir cinsel suç olması. Ben ilkokul 4’teki çocuk Dilara’ya bir buçuk yıl boyunca sistematik bir şekilde yapılan bir iğrençliğin cezasının verilmesini sağladım. Bunu yetişkin Dilara sağladı. Bu benim için çok anlamlı. 10 yıldır yaşadığım travma bir anlamda son buldu.
- Şu an ODTÜ’de okuyorsunuz değil mi?
Evet. Son sınıf psikoloji öğrencisiyim.
- Psikoloji eğitimi aldığınız için mi bu cesareti buldunuz?
Muhtemelen etkisi vardır. Çocuk istismarı üzerine okudukça, aslında yaşadıklarımın ne kadar ağır şeyler olduğunu fark ettim. Aldığım eğitim bende ciddi bir farkındalık yarattı. Çünkü genelde, çocukların yaşadığı bu cinsel istismarlar örtbas edilmeye çalışılıyor. “Öğretmen seni sevmiştir kızım” gibi bir yaklaşımla geçiştirilmeye çalışılıyor. “Sen yanlış anlamışsındır!” deniyor. Bakış açımız bu. Halının altına süpürmek, yok saymak, işi büyütmemek, unutup gitmek. Ama istismara maruz kalan açısından hiç de böyle olmuyor. Unutulmuyor! 10 yıl boyunca her Allah’ın günü o öğretmenin bana yaptıkları aklıma geldi, hiç zihnimden silinmedi...
- Olay nasıl oldu peki? Siz kaç yaşındaydınız?
İlkokul 4. sınıftaydım. Ve ödev kontrolü bahanesiyle cinsel istismara maruz kalıyordum. Bir yanlışlık olduğunu fark ediyordum çünkü daha önceki öğretmenlerimden hiçbiri bu şekilde davranmıyordu. Ama yine de cinsel olgunluğum oturmadığı için, neyin ne olduğunu bilmiyordum. Acaba seviyor mu, yoksa başka bir şey mi var? Ama yaptığı basbayağı şuydu: Eteğimizin altından elini sokuyordu. Okşama tarzı hareketlerde bulunuyordu. Sadece bana da yapmıyordu, sınıftaki diğer kız arkadaşlarıma da yapıyordu. Bunun farkındaydık çünkü konuşmaya başladık aramızda.
- Sizinle birlikte 6 kişi daha mı şikâyetçi oldu?
Daha da fazlası var. Ama onlar toplum baskısından, aile baskısından ötürü sessiz kalmayı tercih etti.
ÖĞRETMEN SENİ SEVMİŞTİR KIZIM!
- Ne kadar devam etti bu istismarlar?
Hepimiz ilkokulu bitirinceye kadar sürdü.
- Ailenize söylediniz mi?
Evet, söyledim. Ama tepkileri iç açıcı değildi. “Dilaracım, öğretmenin seni sevmiştir, sen yanlış anlamışsındır!” şeklindeydi. Okula geldiler, müdürle, müdür yardımcısıyla görüştüler. “Tamam biz onu emekli edeceğiz, sizin içiniz rahat olsun!” dendi. Ailem için onun emekli edilmesi yeterli geldi. Önemli olan öğretmenin itibarının zedelenmemesiydi. E ben de çocuğum, mecbur kabul ettim.
Paylaş