Paylaş
- Hep “Sağ-sol yok, herkese hizmet var!” diyorsunuz. Kutuplaşmanın bu kadar yüksek olduğu bir ülkede bunu nasıl başaracaksınız?
Bu konuda marifetli olduğumu düşünüyorum. Çünkü pek çok farklı görüşten insanın olduğu bir ailede büyüdüm. CHP’lisi, MHP’lisi, Adalet Partilisi... Birleştirici olmayı ailemde öğrendim. En önemlisi, farklı görüşten olmanın “araç” olduğunu, esas olanın o ortamı yaşamak olduğunu öğrendim. Bazen diyorlar ki “Sen her kesimle kolay ilişki kurabiliyorsun!” E sebebi bu. O insanların hepsinden benim ailemde var çünkü! Ben insanların siyasi kimlikleri ve eğilimleriyle değil, kişilikleriyle, hayata katacaklarıyla ilgileniyorum. Biz siyaseti partileri, hayatımızın çok önüne koyduk. Bence bu biraz geride kalmalı. Esas olan hizmet olmalı. Beylikdüzü’nde ortaya koyduğumuz kültür merkezlerinden, kütüphanelerinden, yeşil alanlardan, eğlence merkezlerinden, festivallerden herkes faydalanıyor. “Bir kesime kapalı, bir kesime açık!” mı diyoruz? Hayır. Herkes geliyor. Zaten şehirler söz konusu olduğunda ideolojiler değil, felsefeler ve o felsefeyi korumak vardır. O yüzden benim için sağcıymış, solcuymuş, o partiliymiş, bu partiliymiş hiç önemi yok! Gözlerinin içine bakarım, duygularımı ve yapacaklarımı anlatırım. Ayrıca benim anlattığım şeylerin bedeni yok, her bedene uyar!
GÜÇLÜ BİR DEMOKRATIM
- Sizin için “Tipik CHP’li değil” diyorlar. Ne demek istiyorlar?
Tipik CHP’liyi nasıl tanımladıklarını bilmiyorum. Ben CHP’in örnek bir üyesiyim. Hem bu ülkenin değerlerine hem de evrensel değerlere saygılı bir insanım. Cumhuriyet’i çok seviyorum. Atatürk’e çok düşkünüm. Ama dindarım da, inançlı bir insanım. Bu benim kişisel hayatım. Kişisel hayatlar özeldir, kimsenin o çembere girmemesi lazım. Ben kendi inancıma ne kadar saygılı bir insansam, başkalarının inançlarına da o kadar saygılıyım. Bu anlamda kendimi güçlü bir demokrat olarak tanımlıyorum. Toplumda bir kişi bile inançlarının karşılanmadığını düşünürse, bu beni çok mutsuz eder...
AŞK ENGEL TANIMIYOR
- Eşinizle nasıl tanıştınız? Nasıl bir aşk sizinki?
Bir arkadaşımın işyerinde tanıştım. O kadar etkilendim ki sıklıkla gidip gelmeye başladım. Sonra anladım ki arkadaşımın kız kardeşiymiş. Biraz geri adım atmak istedim... Ama aşk engel tanımıyor. 24 yaşındaydım, eşim de 20’ydi evlendiğimizde. Benim eğitim hayatımın son dönemiydi. Yeni çalışmaya başlamıştım. Hayatı her anlamıyla paylaştık, beraber mücadele ettik. Aynı anda 3 çocuk büyüttük. En büyük oğlumuz İstanbul Teknik Üniversitesi’nde üçüncü sınıfta okuyor. Küçük oğlumuz 8. sınıfta, kızımız 2. sınıfta. Eşim eğitimine hâlâ devam ediyor. Doktora sınavını verdi, şu an tez aşamasında. İşletme master’ı yaptı. Üzerine yönetim organizasyon doktorası yapıyor...
EŞİ DİLEK İMAMOĞLU: EN GÜÇLÜ MUHALEFET EVDE
- Ailede patron kim?
Tabii ki çocuklar! Bütün hayatımızı onlara göre ayarlıyoruz...
- Eşiniz müthiş konuşuyor. İkna edemeyeceği kimse yok gibi...
Bilmez miyim? Beni de öyle ikna etti. Ama her şeye değdi. Sözünün eridir.
- Eşinizi en iyi tanıyan sizsiniz... Neden İstanbul’a başkan olmalı?
Çünkü İstanbul’un ihtiyaçlarını gerçekten çok iyi bilen ve onlara çözüm getirebilecek biri. Beylikdüzü’nde harikalar yarattı. Ben başta, “Gerçekten hizmet edeceksen, bu işi çok çok yapacaksın kalkış, ben de seni destekleyeceğim!” dedim. O da fazlasıyla yaptı. Karşılığını da İstanbul adaylığı olarak aldı. Şimdi daha fazlasını İstanbul için yapacağından hiç şüphem yok.
- Siz onu eleştirir misiniz?
Hem de nasıl! En büyük muhalefet evde. Sadece ben değil, çocuklar da eleştiriyor...
EKREM İMAMOĞLU: (Gülüyor) Bir tek 7 yaşındaki kızım savunuyor beni! İşin esprisi bir yana, zor beğenen eşim ve çocuklarım var. Ama onların eleştirileri ve yorumları beni diri tutuyor. Bazen hizmetlerimi anlatmakta sıkıntı çekiyorum evde. “Bu mu?” falan diyorlar. Vasat buluyorlar. Benim de çıtayı sürekli yükseltmeme sebep oluyorlar. En güçlü ve en yapıcı muhalefet evde yani!
BİZ HAVAALANLARINA GİDİYORUZ, 4-5 GAZETEYİ GÖREMİYORUZ
- Akit’e göre röportajınızın çıktığı Cumhuriyet’ten binlerce alıp dağıtmışsınız. Doğru mu?
İl başkanımızın bir organizasyonuydu, benim bir alakam yok. Evet, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilçe başkanlıklarına bir dağıtım gerçekleşti. Sonra da benim yaptırdığım söylendi. Ben yapmadım. Ama kaldı ki propagandanın bir parçası olarak yapılabilir de, kimsenin itiraz etmeye hakkı yok. Biz havaalanlarına gidiyoruz, 4-5 gazeteyi göremiyoruz, bu gerçeği değiştirebiliyor muyuz? Sadece hükümete yakın gazeteleri görüyoruz...
Paylaş