Paylaş
Bu sene de 19 Mayıs bir bayram havasıyla kutlanamadı. Bayram havası dediğim liseli gençlerin zorla stadyumlara doluşturulması; siyah, likralı, saten taytlı delikanlıların ve fırfırlı mini etekli kızların senkronize hareketler yapmaları ve hatta birbirlerine temas ederek dans etmeleri değil tabi.
Zaten ergenliklerinin tam ortasındalar, hormonlar tavan yapmış. Dans dediğiniz de biliyorsunuz, yatayda olmasa da dikeyde erotik bir yakınlaşma affedersiniz. 19 Mayıs etkinliklerine çalışırken zaten beden hariç diğer derslerden geri kalıyorlar. Gençlere göre ‘ders ekmenin bedencesi’ 19 Mayıs'ın, okullarda gösterişli bir biçimde kutlanmaması milli eğitimimizi çok daha ileri seviyeye götürecektir, orası kesin. Onun yerine gençlerin sınavlara hazırlanmaları, günde 600-700 soru çözmeleri istikballeri açısından çok daha isabetli olacaktır.
19 Mayıs aslında bir milletin işgalci, emperyalist güçlere ve çıkarcı, bireysel yönetime isyanıdır. Bir ilk adımdır. Diyelim ki çeşitli sebeplerle bireysel yönetime karşı değiliz. Bunun sadece işgalci, emperyalist güçlere karşı olma kısmını kutlasaydık bari.
Bizde de Kuzey Kore'de olduğu gibi füzeler, tanklar, toplar dizi dizi stadyumda boy gösterebilirdi. Milli bir bayram sonuçta. Stadyum sırf erkekle dolacağı için kızlı, erkekli bir sıkıntı da çıkmazdı. Hem gurur duyduğumuz yerli yapım savaş araçlarımızı da ahali görmüş olurdu. Gerçi ‘bir çoğunu sokakta da görüyoruz her gün’ derseniz haklısınız. Bir heyecanı yok.
Türlü akrobasi hareketleriyle stadyumun üzerinde alçaktan uçan Türk Yıldızları’nın jet gösterileri de şerefsiz FETÖ yüzünden murdar oldu. Ya sesi duyan odunu kaptığı gibi sokağa fırlayacak ya da evdeki masanın altında, telaş içinde pasaporttaki vizeyi kontrol edecek.
İstanbul Beşiktaş’ta bir kaç yıldır Color Festival yapılıyordu. Binlerce kişi rengarenk boyaları birbirine atarak eğleniyor, sonra ellerinde Türk bayraklarıyla şarkılar söylüyorlar, ücretsiz konserlere iştirak ediyorlardı. Çoluk, çocuk, genç, yaşlı herkes sokakta bir bayram havasında eğleniyordu. O da valilik tarafından güvenlik gerekçesiyle iptal edildi. Ben bu yazıyı 19 Mayıs tarihinde yazarken, sayın valiye bu konuda hala bir bilgi gelmedi sanırım, çünkü dört gün önceki en son açıklaması ‘şu anda bende bir bilgi yok, bakarız ona’ yönündeydi.
Vakit öldürücü, gereksiz yakın temasa sebebiyet veren, dekolte sıkıntılar yaratan, batı özentisi müziklerle bezenmiş sakil hareketlerin koreografileri yerine; ağır abilerin bir yerlere çelenkler koyduğu, 19 Mayıs temalı resim, şiir ve kompozisyon yarışmalarına ağırlık verilen bir kutlama biçimi kesinlikle daha doğru bir karardır.
Sokaklarda gülüp eğlenmek, bayramları bayram havasında kutlamak yerine; ön koltuklarda protokolün oturduğu, marşların, şiirlerin okunduğu, gençlerin efendi gibi gösterilerini devlet büyüklerine yaptığı kapalı mekan kutlamaları çok daha nezih oluyor tabi. Ben bir defa daha kompakt ve özellikle daha formal buluyorum. Sonuçta milli bayramdır. İnsanların bayramları belli bir düzen ve disiplin içerisinde kutlamaları gerektiğini bilmeleri gerekir. Herkesin kafasına göre güle oynaya, gençliklerini yaşayarak 19 Mayıs Gençlik Bayramı’nı kutlamasını beklersek işimiz var!
Doksan sekizinci 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı geride kaldı.
Sokaklarda bayraklar sallayarak, gülerek, eğlenerek kutlayamıyoruz. Belki Atatürk’ü de gönlümüzce anamıyoruz ama gönlümüzde özlemle anıyoruz.
Buna da bağlı bulunduğumuz muhtarlıklardan izin almamız gerekmiyor herhalde.
Bana Twitter, Facebook ve Instagram’dan ulaşabilirsiniz: @anlatanadam
Paylaş