Paylaş
Terzi’yi kıyafetinden dolayı darp eden Abdullah Çakıroğlu, yaşam tarzına müdahale suçundan da hesaba çekilecek.
Başta basit yaralamayla suçlandığından salıverilmişti.
Tekrar yakalanıp tutuklanmasını, suçun niteliğinin değiştirilmesine borçluyuz.
Suçlamanın türü değiştiği için doğru bir zemine oturdu dava ve hukuk tarihimizde bu bir ilk olacak. Adını dosdoğru koyalım.
***
Yaşam tarzına müdahale suçu, Ceza Kanunumuza 2014’te girmişti.
İlk kez işletilecek.
Örnek bir dava haline gelecek.
Abdullah Çakıroğlu’na yöneltilecek suçlamalar şunlar:
TCK’nın 86. maddesinin 2. fıkrasına göre ‘basit yaralama’, 216. maddesine göre ‘halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmek’ ve 115. maddesinin 3. fıkrasına göre ‘yaşam tarzına müdahale’...
***
Bu son fıkra, 30 Eylül 2013’te açıklanan demokratikleşme paketinde şöyle geçiyordu:
“Yaşam tarzına saygı güvence altına alınıyor.
Türk Ceza Kanunu’nun 115. maddesine eklenen yeni fıkrayla; cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir kimsenin inanç, düşünce veya kanaatlerinden kaynaklanan yaşam tarzına ilişkin tercihlerine müdahale eden veya bunları değiştirmeye zorlayan kişiye ceza verilmesi yönünde yeni bir suç ihdas edilmektedir.
Böylelikle başkalarının yaşam tarzına müdahale etmek, suç olarak düzenlenmektedir. Söz konusu düzenleme ile kişinin kişiliğinin ayrılmaz bir parçası olan ve kişi tarafından serbestçe benimsenen yaşam tarzının, cebir ve şiddete dayalı her türlü müdahaleye karşı korunması için cezai yaptırıma bağlanması amaçlanmaktadır.”
***
2014’te yürürlüğe girdi bu değişiklik. Şimdi işe yarayacak, ilk kez bir saldırgan bu maddeden yargılanacak.
Başlangıç olsun; bir daha hiçbir zorbanın yanına zorbalığı kâr kalmasın.
Ve kimse yakayı sıyırırım nasılsa diye... Elini kolunu sallayarak adliyenin ön kapısından girip arka kapısından çıkma rahatlığıyla başkalarının tercihlerine karışma hakkını kendinde göremesin.
YENİKAPI RUHUNA ZİRVE AŞISI
BAŞBAKAN Binali Yıldırım’la CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun bu hafta bir araya gelmesi bekleniyor.
İçeriğinden bağımsız olarak, görüşmenin kendisi başlı başına çok önemli.
Adli yıl açılış töreni krizinde yara almıştı Yenikapı ruhu.
15 Temmuz öncesinin siyasi gerilim atmosferine geri dönme korkusu sarmıştı havayı.
Bu haber gerilimin ateşini biraz aldı.
FETÖ’yle mücadelede mağduriyet iddiaları ve Kanun Hükmünde Kararnameleri konuşacaklarmış.
Kılıçdaroğlu, CHP’ye başvuran 25 bin kişinin mağduriyet dosyalarını Başbakan’a iletecekmiş.
Yani böyle sert ihtilaflarda bile iktidarla anamuhalefet arasında diyalog sürecek. Şikâyet ve eleştirilerini yüz yüze konuşabilecekler.
***
Yenikapı ruhunda açılan yarayı onarır mı bilemem. Aşırı anlam yüklemek de istemem.
Ama en azından mağduriyetler konusunda iktidarın muhalefete kulak verme, muhalefetin de iktidara sözünü dinletme niyetini göstermesi açısından anlamlı.
Talepte bulunan Kılıçdaroğlu’na da, görüşme talebine olumlu yaklaşan Başbakan’a da teşekkürler.
Paylaş