Paylaş
Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, Hamburg’u Kraliçe’nin adamlarının yaktığını düşünüyor.
Pazar günü, kafa bulmak için ortaya atmıştım aynı şeyi. Karagül şaka yapmıyor, ciddi ciddi yazdı.
Hamburg’u İngilizler vurmuş. Himaye ettikleri terör örgütlerini Almanlara karşı kullanmışlar. Amaçları AB’yi zayıflatmak, acziyet ve çaresizliğe düşürmekmiş. Gezi terörünü finanse eden Alman istihbaratı evinde faka basmış, Hamburg terörünü organize eden İngiliz istihbaratınca atlatılmış.
MERKEL FARKINDA DEĞİL
Karagül, iyi niyetle Almanları bu sinsi düşmana karşı uyarıyor. Yazık ki Merkel hâlâ mesajı alamadı, büyük oyunu göremiyor.
Şansölye’nin en sert, en kızgın, en öfkeli tepkisi “Barışçıl gösterileri anlayışla karşılıyorum. Ama şiddet içeren protestolar kabul edilemez, tahammül edilemez, hoş görülemez” şeklinde.
Almanlar saf saf hâlâ “Kötüydü, iğrençti, düzen bozucuydu, kaosçuydu, tekrarına izin verilemez” tonunda konuşuyor.
İngiliz parmağı, içlerini karıştıradursun, sokaklarını kasıp kavurarak savaş alanına çevirsin... Aymazlığa devam ediyor, oyuna uyanmıyorlar.
STAR’IN TEZİ İSE DEĞİŞİK
Önceki günkü manşetiyle ‘Büyükada’da İngiliz Parmağı’nı tespit ederken, Alman istihbaratıyla İngiliz istihbaratının işbirliğini de belgeledi.
Büyükada’daki ‘ihanet toplantısı’nı İngilizlerin yeni bir Gezi kalkışması planlamak üzere tertiplediğini söylüyor. Yalnız yakalananlar arasında bir İngiliz vatandaşı yok.
Ama Şansölye’nin ‘insan hakları savunucusu’ kılığında bir adamı gözaltında. Alman vatandaşı Peter Steudtner, ‘toplumsal olaylarda uzmanlığıyla bilinen Alman Ulex örgütünün kilit ismi’ymiş. Ve ‘Türkiye’deki toplumsal olayları kışkırtan İngiliz ajanlarının tezgâhladığı gizli buluşma’nın başrollerinde.
Yalnız, ‘Alman’ kamuflajıyla Kraliçe’ye çalışmıyorsa ortada İngiliz-Alman ortak yapımı bir operasyon olmalı.
KOMPLOLAR BURADA AYRILIYOR
Yeni Şafak’a göre Almanlar da Türkiye’yle birlikte İngiliz saldırısına hedef. Star’a göre ise Kraliçe’nin ajanlarıyla Şansölye’nin casusları ortak, birlikte bize ayaklanma provokasyonu çekiyorlar.
En iyisi aralarındaki ihtilafın giderilmesini ulusalcı komploculuğun piri Doğu Perinçek’e havale etmek. 40 yıldır, birinin kuyruğunu diğerine değdirmeden hepsini uç uca ekleyerek birbirine bağlamayı başarıyor. Arap saçına dönen bu çelişkiler yumağını ustalıkla çözeceğine, tutarlı bir açıklama getireceğine inancım tam.
Fakat endişem, bu arada Almanların komplo anlatılarımızdan ürküp geri çekilmesi.
TAM FETÖ’YE UYANMAYA BAŞLAMIŞLARDI
İlla İngilizlerin sinsi düşmanlığına da uyandıracağız, oradaki büyük oyunu da göstereceğiz diye FETÖ’cülerin iadesinden mi olalım, varsın uyusunlar...
Bakın; 15 Temmuz’un yıldönümünde Alman kanalı ARD bir belgesel yayınladı. FETÖ’nün içyüzünü pazara çıkarıyor. Hain darbe girişimiyle ilişkisini gözler önüne seriyor. Mizansendi, tiyatroydu, kurguydu, kontrollü darbeydi spekülasyonlarını yıkıyor.
İstihbarat şeflerinin, FETÖ’nün darbeyle ilişkisinden şüphe duyduğunu saklamadığı noktadan buralara gelindi. Az mesafe değil.
Avrupalı havsalasının almakta zorlanacağı bir garabet FETÖ.
Bayram haftası uğramıştım. Entelektüel hasleti olan Türkler de Alman medyasında havanın dönmeye başladığını söylüyordu.
Diyorum ki arkadaşlar, hazır yol alınıyor, Almanlarda bir anlayış, bir farkındalık gelişiyorken parazit yaparak, cızırtı çıkararak kafalarını karıştırmasak...
Dışişleri bakanları Gabriel ne demişti: “Darbe girişimine karşı seçilmiş hükümetle dayanışmamızı daha güçlü vurgularla ifade edebilirdik, hatamızı kabul ediyorum.
Ama Türk tarafının kabullenmekte zorlandığı konu, FETÖ’cülerin iadesine ancak bağımsız mahkemelerin, somut kanıtlar üzerine karar verebileceği gerçeği. Bize sizin de derin bir devletiniz var deniyor. Komplo teorisi. Olmadığına Türk tarafını ikna etmeyi başaramadım...”
Belli ki bizimki kadar gelişkin değil, havsalalarını her komploya basmaya zorlamasak mı acaba?
Paylaş