Paylaş
IŞİD, Musul ve Telafer’den sonra Kerkük’te de mi cami bombalamamış...
IŞİD, Yemen’in başkenti Sana’da da mı cami vurmamış...
IŞİD, Suudi Arabistan’ın Dammam kentinde mi yine bir camiye saldırmamış...
IŞİD, Kuveyt’te cuma vakti bir camiye düzenlenen bombalı saldırıyı mı üstlenmemiş...
CAMİ DE HEDEF REINA DA
Şurada Şii camisini bombaladı, burada Şii camisini patlattı haberlerinden geçilmiyor.
Tıyneti ortada, IŞİD denilen bu vahşet organizasyonu camiyle gece kulübünü ayırmıyor.
Namaz kılanla kılmayan, içenle içmeyen, dindarla günahkâr, muhafazakâr yaşam biçimiyle liberal yaşam biçimi diye bir ayrım yapmıyor.
İnsanları ve mekânları, başka bir kriter üzerinden kategorilere ayırıyor.
Hedeftekiler kategorisine cami de giriyor, cemaat de.
Yılbaşı kalabalığının üstüne nasıl gözünü kırpmadan ateş açabiliyorsa cuma cemaatini de aynı gaddarlıkla tarayabiliyor.
Eğlence mekânına nasıl eli titremeden kurşun yağdırabiliyorsa camide de aynı soğukkanlılıkla katliam işleyebiliyor.
CANİLİĞE CİHAT MASKESİ
Boşa nefes tüketiyoruz; IŞİD, Reina’yı ‘Hıristiyan şirk bayramı’ dediği Noel kutlanıyor diye hedef seçmedi.
Yılbaşı eğlencesine karşı olduğu için o canlara kıymadı.
Ama yılbaşı duyarlılığını, Noel hassasiyetini istismar ettiği için öyleymiş gibi gösterdi.
Yaşam biçimini filan hedef almadı.
Ama yaşam biçimleri diye bir tartışmamız, bir çatlağımız olduğu için oraya yıktı işi.
Noel’le yılbaşını karıştırdığı için sözüm ona ‘Hıristiyan şirk bayramı’nı kutlayan ‘Müslüman’ları katletmedi.
Kafa kesen John’un İngilizceye hâkimiyetini unuttunuz mu?
Avrupa görmüş, tahsilinden geçmiş adam, neyin ne olduğunu bilmez mi?
Ama bu konudaki kafa karışıklığından yararlanıp katliamını bağnaz tabanında meşrulaştırmak için... Caniliğine ‘cihat’ kılıfı uydurmak için... Varsa kanmaya müsait yobaz; din, iman, Allah, kitap diyerek kandırmak için o süsü verdi.
MUHAFAZAKÂRLA MODERNİN KAVGASINDAN YARARLANIYOR
Muhafazakâr kesim, baskıcı ve dayatmacı laiklik anlayışından çok çekti...
Dindarlar, ‘gardırop laikçiliği’nden çok çekti...
Bugünkü yaşam biçimi arızalarımızın çoğu, o çatışmacı laiklik anlayışından, o tepeden inmeci Batılılaşma sürecinden miras kaldı, bu da doğru.
Fakat mücadele siyasete taşındı, o anlayış ‘CHP zihniyeti’ olarak kodlandı ve hesaplaşıldı.
Bugün artık CHP bile o eski ‘CHP zihniyeti’nde değil.
Ve bugün kendilerini ‘çağdaş’, ‘modern’ ya da ‘Batılı’ görenler daha çok tehdit altında hissediyor.
Yaşam biçimlerine yönelik tehdit algısı yer değiştirdi, ‘endişeli modern’lerde bu algı daha yüksek.
Böyle bir fay hattımız olmasa tetiklemeye oynayamazdı IŞİD, böyle bir damar olmasa kışkırtmaya soyunamazdı.
ORTAK TEHDİT, ORTAK MÜCADELE
Endişeli modernimizin de... İktidar özgüveniyle kendini emniyette hisseden muhafazakârımızın da eski kavgayı eskide bırakma vakti.
IŞİD, muhafazakâr ya da modern diye ayırmıyor.
İki yaşam biçimi de hedef, ikisi de tehdit altında.
Zaman ne ‘CHP zihniyeti’yle ne de ‘irtica tehlikesi’yle hesaplaşma zamanı.
Hesaplaşılacak bir zihniyet varsa o da IŞİD kafasının yaydığı ortak tehdittir.
Pompalanacak bir ‘irtica korkusu’ varsa o da FETÖ zihniyetinden doğan baş belasıdır.
Terör ideolojilerinin elinden, mermiye silaha çevirdikleri sapkın din yorumunu, batıl inanç propagandasını almak şart.
Karşılıklı suçlama değil, birlikte karşı koyma zamanı.
Paylaş