Paylaş
Kılıçdaroğlu ve Bahçeli, o gün ilk kez davete icabetle Külliye’ye ayak basmıştı. Erdoğan başkanlığındaki zirve, 2 saat 40 dakika sürdü.
Zirveden bu fotoğrafla birlikte çok güçlü ‘milli birlik’ ve ‘helalleşme’ mesajları çıktı.
SON FIRSATIN FOTOĞRAFIYDI
Yeni bir sayfa açılacak, yeni bir başlangıç yapılacaktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘15 Temmuz gecesi yakaladığımız birlik ve beraberlik ruhunu böyle bir milada dönüştürme’ye çağırıyordu.
“15 Temmuz’u yeni bir milada çeviremezsek, bu fırsatı değerlendiremezsek yazıklar olsun bize” diyordu.
CHP ile MHP liderleri de bu arzuyu güçlü bir dille destekliyordu.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne boykotu sonlandırmış, dayanışma içine girmişlerdi.
KORKUNÇ BİR ŞERDEN MUAZZAM BİR HAYIR ÇIKACAKTI
Sözcü İbrahim Kalın, zirve sonrasında açıklama yapmıştı.
“Sayın Cumhurbaşkanımız, Külliye’ye teşriflerinden ve demokrasiye sahip çıkma hassasiyetlerinden dolayı genel başkanlara teşekkürlerini sunmuştur” ifadesini kullanmıştı.
“Sayın Cumhurbaşkanımız, 15 Temmuz gecesi darbeye karşı demokrasi, özgürlük ve hukukun üstünlüğünden yana açık ve net bir duruş sergilemelerinden dolayı parti liderlerine teşekkür etmiştir” diyerek üstüne basa basa tekrarlamıştı.
“Siyasi diyalog mekanizmalarının etkin bir şekilde kullanılması husunda görüş birliğine varılmıştır” ifadesiyle kamuoyunda taze umutlar yeşertmişti.
CHP de zirveyi, siyasetin normalleşmesine katkı sağlayacak olumlu bir görüşme olarak tanımlamıştı.
FETÖ’YE DİRENİŞTEN DOĞAN BİRLİK
‘Demokrasi nöbeti’ gösterilerinde farklı dünya görüşleri, çatışan siyasi kimlikler el ele, omuz omuzaydı.
7 Ağustos’taki Yenikapı mitinginde, ‘Demokrasi ve Şehitler’ adlı muhteşem bir finalle taçlandırılacaktı bu direniş kardeşliği.
İktidarla muhalefetin tankların üstüne kol kola çıkması, demokrasi kahramanı bir milleti aynı sahneden selamlaması demekti ‘Yenikapı Ruhu’.
Her parti ayrı meydan kursa, kendi darbe karşıtı mitingini toplasa, kendi kalabalığına seslense... Bastırılıp püskürtülmesine rağmen, darbenin ruh ve fikir olarak başarıya ulaştığı senaryo gerçekleşmiş olacaktı.
O gece içsavaş felaketinin, bölünüp parçalanma tehlikesinin kıyısından dönülmüştü.
FETÖ ihanetine karşı meydanlar birleştirilmiş, tankların üstünde ortak bir final gerçekleştirilmişti.
Darbe gecesi sergilenen destansı direnişe yakışmıştı, görkemli bir finaldi.
NORMALLEŞMEYE AÇILIYORDU ‘YENİ KAPI’
Kılıçdaroğlu Yenikapı’da, toplumsal uzlaşmaya bir kapı aralandığını vurguluyordu. “15 Temmuz’dan sonra artık yeni bir Türkiye var” diyordu.
Bahçeli, kutuplaşma ve cepheleşmeyi bıçak gibi kesmemiz gerektiğini haykırıyordu.
Arkası getirilirse Türkiye büyük uzlaşmayı başaracaktı.
Son bir umuttu, çok yaklaşmıştık.
FETÖ’yle mücadelenin siyasi çekişme üstü tutulması, araçsallaştırmaktan kaçınılması başarılamadı...
‘Hiçbir şey bir daha eskisi gibi olmayacak’tı.
Fakat çok geçmeden fotoğraf bozuldu, o hava dağıldı.
‘Bir daha dönülmeyecek’ denilen Milattan Önce’ye, partizan çatışma ayarlarına, yıkıcı rekabet atmosferine geri döndü siyaset.
15 TEMMUZ’U İDRAK EDERKEN
Yıldönümünü; ‘Demokrasi ve Özgürlükler Günü’, ‘Milli Birlik ve Direnme Hakkı Günü’, ‘Şehit ve Gazilerimizi Anma Günü’ olarak idrak ediyoruz.
İşte böyle bir günde...
O gecenin ölümsüz kahramanlarına layık olabilmek için, ortak direnişin mana ve ruhunu da analım... Şehitlerimizin aziz hatıralarıyla birlikte bize emaneten geride bıraktıkları kutlu duygu mirasını da yâd edelim... Kaçan fırsatı da suçlu, sorumlu aramadan, ama anlamaya çalışarak, ama hayıflanarak idrak edelim istedim.
Ebedi rahmetle, sonsuz duayla... Şükran, minnet ve saygıyla... Demokrasi şehitlerimize katar katar selam olsun.
Paylaş