Paylaş
“Erdoğan dün akşam bütün gazetelerin yöneticilerini, özellikle Aydın Doğan’ı çağırıp Adalet Yürüyüşü’nü vermemelerini emretti.”
*
Aydın Doğan’a sordum.
Dedim ki:
“Doğru mu bu?”
*
Aydın Doğan’ın söyledikleri şunlar:
- Tabii ki doğru değil.
- Tabii ki yalan ve iftira...
- Hem bana iftira hem Cumhurbaşkanı’na iftira...
- Üstelik “emretti” gibi yakışıksız ifadelerle yalan söylüyor, iftira atıyor.
- Bütün medya oradaydı... Medya sahipleri ve yöneticileri... İstisnasız hepsi oradaydı. Fakat hepsini bırakmış, sadece benimle uğraşıyor. Anlamak mümkün değil.
*
Aykut Erdoğdu kim?
CHP’de Genel Başkan Yardımcısı...
Sorumluluğu büyük yani...
*
Fakat bu büyük sorumluluğuna karşın büyük bir sorumsuzluk içinde...
İşte görüyorsunuz:
- Alenen yalan söyleyebiliyor.
- Alenen iftira atabiliyor.
Tarafsız habercilik yapmaya çalışan bir medya grubunu yalanıyla, iftirasıyla töhmet altına almaktan hiç çekinmiyor.
Hem Cumhurbaşkanı’nı hem de Aydın Doğan’ı yalanıyla, iftirasıyla zan altında bırakabiliyor.
*
Buradan Aykut Erdoğdu’ya sesleniyorum:
- Tabii ki muhalefet yapacaksın ama yalan söylemeyeceksin.
- Tabii ki eleştireceksin ama iftira atmayacaksın.
- Tabii ki gürleyeceksin ama töhmet altında bırakmayacaksın.
- Tabii ki hakkını arayacaksın ama her şeyden önce dürüst olacaksın.
Başka türlü olmaz.
Katiyen olmaz.
HAYIRCILAR KEMAL BEY’İN YÜRÜYÜŞÜNÜ DESTEKLİYOR
ÇEVREMDEKİLERE iki soru sordum:
- BİR: Kemal Bey’in yürüyüşüne ne diyorsun?
- İKİ: Referandumda hangi oyu verdin?
*
Sonuç şudur:
- Referandumda evet diyenler... Kemal Bey’in yürüyüşüne karşı çıkıyor.
- Referandumda hayır verenler... Kemal Bey’in yürüyüşünü destekliyor.
*
Yani Kemal Bey’in yürüyüşü...
“Hayır” cephesini bir kez daha toparlayıp bir araya getirmiş gibi...
*
- “Hayırcılar bir daha herhangi bir konuda aynı noktada buluşamaz” deniyordu ya...
- “Yüzde 48.6’lık bir blok yok, hayal görmeyin, saçmalamayın” deniyordu ya...
Bu tablo, işte bunları diyenlerin yanıldıklarını inceden kanıtlıyor gibi.
NEDEN HİÇBİR İKTİDAR YETKİLİSİ ŞUNLARI DEMİYOR
- NEDEN adalet istiyorsunuz?
Memlekette adalet sorunu mu var?
*
- Yargımız muhteşem... Hukukumuz müthiş...
*
- Burası adaletin zirve yaptığı bir ülkedir.
- Bizde adalet eksiği yok adalet fazlası var.
*
Bunları demek yerine... “Adalet yollarda aranmaz” demekle yetiniyorlar. Yani onlar da farkındalar adaletin aranacak duruma düştüğünün...
YAĞMUR YAĞDIKÇA MIRILDANDIKLARIM
- İYİ ki mont koleksiyonumu sağlam tutmuşum.
*
- Londra’ya gitmeye gerek kalmadı, param cebimde kaldı.
*
- Dur, dur... Hazır yağmur yağıyorken birkaç şiir yazayım bari.
*
- “Yağmurda iyi giden filmler” listesi var mıdır acaba sağda solda...
*
- Kemal Bey’in aklına “Beraber ıslandık yağan yağmurda” şarkısı geliyor mudur acaba?
*
- Gördünüz mü başınıza geleni sivrisinekler! Hahaha!
*
- Melih’e soracağım, “Bu bitmeyen yağmurlar da mı FETÖ’nün işi” diye...
MAHKEME KARARINA SAYGI DUYMAK ZORUNDAYMIŞIZ
- REFAH Partisi’nin kapatılma kararı, bir mahkeme kararıydı. Ama zerre kadar saygı duymadılar haklı olarak.
*
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin türban kararı, bir mahkeme kararıydı. Ama hiç saygı duymadılar haklı olarak.
*
- Mahkemelerin verdiği sayısız türban yasağı kararları, mahkeme kararlarıydı. Ama hem saygı duymadılar hem de sokağa çıktılar haklı olarak.
*
Şimdi bakıyorum da...
Bütün bunları yapanlar...
“Mahkeme kararına saygı duymak zorundasınız” falan diyorlar, diyebiliyorlar.
Allah’ım! Allah’ım! Neydi günahım!
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR
Paylaş