Veysel’e kurtuluş önerisi: Tuvaletin önünde otur ve gelen geçene selam ver

Bir belediye çalışanının izzetinefsiyle oynamış, o çalışana “Tuvaletin önünde oturacaksın, gelene geçene selam vereceksin” diye ceza kesmişti.

*

Bu onur kırıcı cezayı veren belediye başkan yardımcısı Veysel İpekçi, sosyal medyadan bir açıklama yayınladı dün.

Ama ne açıklama!

*

Açıklamasında...

“Dış güçler, kapitalizm, komünizm, linç, kooperatif, Güngören’in yükselişini çekemeyenlerin komplosu” türü bir sürü ipe sapa gelmez laf ediyor Veysel İpekçi...

Araya da bol miktarda “imam-hatip, reisicumhur, AK Partimiz” falan sıkıştırmayı da ihmal etmiyor tabii.

*

Buradan Veysel İpekçi’ye sesleniyorum:

*

Bunlar seni asla ve kata kurtarmaz Veysel İpekçi!

Seni kurtarabilecek tek bir şey var.

O da şu:

*

O koridora gideceksin... O sandalyeyi oraya atacaksın... Gelene geçene selam duracaksın... Bunun görüntülerini de sosyal medyada paylaşacaksın... Ayrıca “Yaptım bir eşeklik, çok özür diliyorum senden Enes kardeşim, senin şahsında tüm kamuoyu beni bağışlasın” diyeceksin...

*

Bunu yaptığında...

Bir daha belediye başkan yardımcılığı makamına falan gelmen mümkün olmaz ama en azından kamuoyunun gözünde “kibir abidesi” diye anılmaktan azıcık da olsa sıyrılman belki mümkün olabilir.

MECLİS’TEN İTİRAZ GELDİ: BİZ ZATEN ÇAKAR KULLANIYORUZ

“MECLİS’te yasa çıkardılar: Bundan böyle milletvekillerinin araçları kırmızı ışıkta geçebilecek, araçlara çakar takabilecekler” diye yazmış ve “BU YASAYA DA VETO GELSİN” demiştim.

*

Değişik partilerden milletvekilleri aradılar ve yazıma şiddetle itiraz ettiler.

Dedikleri aşağı yukarı şunlar:

*

VETO DURUMU DEĞİŞTİRMEZ: Biz şu anda zaten o hakların tümünden yararlanıyoruz. Yaptığımız şu: Genelgeyle yararlanılan haklardan yasayla yararlanılmasını sağlamak. Yasa veto edilirse değişen bir şey olmayacak ki! Genelgeyle aynı haktan yararlanmaya devam edilecek.

*

SADECE VEKİLLER İÇİN DEĞİL: Çıkan yasa, sadece milletvekilleri için çıkarılmadı. Yasama, yürütme ve yargının en üst kademelerinde görev yapanlar için çıkarıldı. Yasadan yararlanacakların sayısı son derece sınırlıdır ve hepsi sayılmıştır.

*

SİYASETÇİLERİN DÜŞMANI ÇOK: Yürütme ve yargıyı bir tarafa bırakıp sadece yasamaya yönelik tepki göstermek haksızlık. Milletvekillerini eleştirmek popüler bir konu... Ama unutmayalım ki her işte insanlar dostlarını ve düşmanlarını kendileri seçer, siyasette ise bu söz konusu değil. Milletvekillerinin farklı bir koruma statüsü içinde olmaları, bu nedenle doğal.

*

50 BİN KİŞİ VAR: Türkiye’de neredeyse 50 bin kişi var araçlarına çakar takan... Hâkimler, savcılar, bürokratlar... İçişleri Bakanlığı bunu sınırlayacak kararlar aldı. Uygulamayı göreceğiz.

*

HEPİMİZ DİKKATLİYİZ: Milletvekillerinin çoğunluğu araçlarında çakar bulunduğu halde bunu kullanmıyorlar. Çünkü biliyorlar ki koyu renkli, çakarlı araç görüldüğünde yasamaya laf ediliyor. Bu nedenle dikkatliler.

*

GEREKLİ HALLERDE: Yasada verilen haklar, sınırsız haklar değil. Yasada açıkça belirtilmiştir, “gerekli olan hallerde” diye... Oylamaya yetişecek milletvekili... Gerekli olan hal budur mesela.

*

‘HİÇ OLMASIN’ DENEBİLİR: “Böyle bir uygulama hiç olmasın” denilebilir. Bu ayrı bir şey... Bunu ayrıca tartışmak gerekir. Ancak Türkiye’nin toplumsal durumunda öteden beri yapılan bir uygulamadır bu.

YOL ARKADAŞLIĞI FALAN MI KALMIŞ ALLAH’INI SEVERSEN?

CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın Davutoğlu-Babacan-Gül üçlüsünü sert eleştirmesi... Davutoğlu’nun bu eleştiriye sert cevap vermesi...

*

Bu tartışmaya dışarıdan bakan iktidar karşıtları şu yorumları yapıyorlar:

Yol arkadaşları birbirlerini eleştirmeye başladılar.

AK Parti içinde büyük kırılma.

Bir zamanlar beraberdiler.

*

Şöyle bir bakalım:

Davutoğlu desen... Çoktandır bayrak açmış, ayrı parti kuruyor.

Babacan desen... İstifa edip gitmiş, ayrı parti kuruyor.

Gül desen... Neredeyse Erdoğan’a karşı Cumhurbaşkanı adayı olacaktı.

*

Ne yolu, ne yoldaşlığı Allah aşkına!

Yol bitmiş, yoldaşlık çoktan tükenmiş. Gözetilecek bir hukuk kalmamış. Çizgiler ayrılmış, ayrışmış.

*

Bu nedenle tartışmaya... “parti içi bir tartışma” ya da “yoldaşlar arası bir hesaplaşma” muamelesi yapılması, bana biraz tuhaf geliyor.

EN İLKEL DUYGULARIMI HAREKETE GEÇİRİYOR BU PSİKOPAT KATİL

YAKALANDIĞI anda... “İdam edilsin” dedim.

İntihar girişiminde bulunduğunu öğrendiğim anda... “O kadar kolay kurtulmamalı” dedim.

Sizi bilmem ama gencecik bir genç kızın kalbine bıçak saplayan bu psikopat katil, benim en ilkel duygularımı harekete geçiriyor. Kendime hâkim olamıyorum.

KADINLAR VE ERKEKLER

Kadınlar ille de Hindistan’ı görmek istiyorlar, erkekler ise yanından bile geçmek istemiyorlar.

Kadınlar aksiyon filmlerinin en çok aksiyonsuz sahnelerini seviyorlar, erkekler ise sadece aksiyon.

Kadınlar AK Parti’yi daha genel çerçevede tartışıyorlar, erkekler ise Burhan Kuzu ve Melih Gökçek üzerinden...

Kadınlar İstanbul’un Bebek, Arnavutköy hattına meftunlar, erkekler ise Ulus, Etiler taraflarına...

Kadınlar tartışma programlarında Ersan Şen’in tarafını tutuyorlar, erkekler ise daha çok İsmail Saymaz’ın.

ÇEKİRDEK ÇİTLEYEREK İZLEMENİN FOTOĞRAFI

CHP’liler kendi aralarında tartıştıklarında...

AK Partililer kendi aralarında tartıştıklarında...

Milliyetçiler kendi aralarında tartıştıklarında...

Atatürkçüler kendi aralarında tartıştıklarında...

Kısacası... Aynı cenah içindekiler kendi aralarında tartıştıklarında...

Hemen bu fotoğraf devreye giriyor.

*

Fotoğrafın mesajı şu: Tartışmanızı çekirdek çitleyerek izliyoruz. Laf falan da uzamıyor. Dayanıyor bu fotoğraf ve iş bitiyor.