Umuttan mı? Umutsuzluktan mı?

Bazen işin aleni hakaretlere vardırıldığı görülüyor.

Hakaretleri kınamaktan kaçınıldığına dair izlenimler ortaya çıkıyor.

*

İyi ama neden böyle oluyor?

*

Cevap:

Ya umuttan böyle oluyor ya da umutsuzluktan.

*

Umuttan oluyor olabilir.

*

Çünkü iktidara çok yakınlaştıklarını düşündükleri için dillerini sivriltiyor olabilirler. Dilini en fazla sivriltenin yeni dönemde kendine en iyi pozisyonu bulabileceğini düşünüyor olabilirler.

*

Umutsuzluktan olabilir.

*

Çünkü iktidara yaklaşamadıklarını düşündükleri için hırçınlaşıyor olabilirler. Hedefe ulaşamama duygusuyla dilleri sivriliyor olabilir. Karamsarlığın aşıladığı duyguyla hareket ediyor olabilirler.

*

Peki ama hangisi?

*

Ben bir karara varamadım. İkisi arasında gidip gelmekteyim.

YETMEZ AMA EVETÇİ TEK HALİL ERGÜN KALDI

BİR ara ben de “Yetmez ama evet” eleştirisi yapmayı pek seviyordum.

Ancak son zamanlarda ipin ucu kaçtı.

“Yetmez ama evet” eleştirisi yapmayana kız vermiyorlar gibi bir durum oluştu.

Ben de biraz soğudum.

Bunda “Yetmez ama evet” destekçilerinin çoğunun, yarı mahcup bir şekilde köşelerine çekilmiş olmalarının da etkisi yok değildi hani.

*

İşte tam da böyle bir ortamda...

Yani “Yetmez ama evet”, anadan öksüz, babadan yetim kalmışken...

Sanatçı Halil Ergün, Sabah gazetesine verdiği röportajda şöyle demiş:

*

“Bazıları beni ‘Yetmez ama evetçi’ olarak suçluyor ama ben yetmez bile demedim, doğrudan ‘Evet’ demiş biriyim.”

*

“Yetmez ama evet” konusundaki eleştirilerimi saklı tutmak kaydıyla şunu söyleyebilirim:

*

Kendisine yönelik olası bir linç tipisini göze alması açısından...

Halil Ergün’ün böyle bir açıklama yapması, bana pek delikanlıca geldi.

Fikirlerine katılmıyorum ama bu gözü pekliğini de takdir ediyorum.

*

Ama Voltaire gibi bir eda takınarak...

Halil Ergün’ün bu fikrini söylemesi için canımı feda etmem.

Canımızı da sokakta bulmadık yani.

KAFALARINA SIKACAKLARMIŞ

ADINDA “15 Temmuz” bulunan bir grubun basın açıklamasına rastladım sosyal medyada.

İktidar yanlısı bir grup bu.

*

“Kafalarına sıkacağız” diyorlar yaptıkları basın açıklamasında.

Bu sözü duyar duymaz...

Ben de herkes gibi irkildim.

*

Hangi gerekçeye yaslanırsa yaslansın...

Hangi bağlamda söylenirse söylensin...

Hangi kesime yönelirse yönelsin...

Bir hukuk devletinde yapılan bir basın açıklamasında...

“Kafalarına sıkacağız” diye bir cümlenin yer alması, çok ama çok büyük bir faciadır.

ÇOK COOL HAREKET

SOSYAL medya kanallarında...

Karlı bir fotoğraf paylaşmamayı başarabilmek...

Bana kalırsa...

Son günlerin en cool hareketidir.

BEŞ FATMA GİRİK

- BİR: Siyah beyaz filmlerdeki genç Fatma Girik... Ağzında şeker varmış gibi konuşur, Vahi Öz’le atışır, “Gençlik başımda duman” havalarındadır. En saf hali budur.

*

- İKİ: 70’lerdeki bilinçli Fatma Girik... 1 Mayıs gösterilerinde en öndedir. Dayanışma taraftarıdır. En ideolojik hali budur.

*

- ÜÇ: Sinemada devleşen Fatma Girik... Çile çeken ana rollerinde oynar... Anadolu kadınını canlandırır... En sanatkâr hali budur.

*

- DÖRT: 90’lardaki partili Fatma Girik... SHP’de siyaset yapar, Şişli’ye başkan olur, televizyonda haber programı yapar... En sivri hali budur.

*

- BEŞ: Son zamanlardaki Fatma Girik... Hikmetli bir duruş sergiler... Bilgece tavırlar ortaya koyar... En kuşatıcı hali budur.

KİŞİSEL TAZİYE:

Her haline karşı ayrı bir sempati duyduğum Fatma Girik’in bu dünyadan göç ettiğini duyunca... “Bir devir kapandı” dedim. Allah rahmet eylesin Fatma Girik’e... Nurlar içinde yatsın.

KAR YAĞARKEN GÖK GÜRLER Mİ?

İKİ sene önce konuşup aşmıştık bu mevzuyu.

*

İki sene önce...

Kar yağmış, gök yaman bir şekilde gürlemiş, biz soruyu sormuş, uzmanlar da konuyu bir güzel açıklamıştı.

*

Yani kar yağarken gök gürlemesiyle ilk kez karşılaşıyormuş gibi yapmayalım.

DOĞU’DA PUSU BATI’DA DÜELLO

DAHA önce de yazmıştım, yine yazıyorum:

*

Çetin Altan, “Batı’da düello geleneği var, bizde ise pusu” diye bir söz söylemiş ya... Üstünde hiç durup düşünmeden “doğru” kabul ediyoruz. Kulağa etkileyici gelen bu tür genellemeler üzerinde azıcık düşünsek durumun hiç de böyle olmadığını anlarız. Doğulu düellocular olduğu gibi Batılı pusucular olduğunu aklımıza getirsek... Tez aniden çöküverir.

*

Milliyetçi geçmişten gelen Gelecek Partili Selçuk Özdağ’ın, Çetin Altan’ın pusu / düello sözünü onaylayarak paylaştığını görünce...

Bunları yeniden hatırlatmak istedim.