Paylaş
Kimdir Ümit Özdağ?
İYİ Parti’nin iki kurucusundan biridir.
İYİ Parti’de genel başkan yardımcılığı yapmıştır.
İYİ Parti’nin var oluşunun temel dayanaklarından biridir.
İYİ Parti’nin milletvekilidir.
İşte tam da bu nedenle...
İYİ Parti, bu olayı...
“Partimiz büyüyordu, önünü kesmek istediler” deyip hayali düşmanlara havale ederek geçiştiremez.
*
Şu aşamadan sonra İYİ Parti, şu iki şeyi yapmak zorunda:
*
BİR: Ümit Özdağ’ın ortaya attığı iddialarla sonuna kadar hesaplaşmalıdır. Her ithamına, her suçlamasına tek tek cevap vermelidir. “Öyle olmamıştır, böyle olmuştur” demelidir. Tek bir boşluk bile bırakmamalıdır. “Herkesin ithamına cevap mı vereceğiz?” yaklaşımı, bu durumda asla geçerli olamaz. Çünkü Ümit Özdağ, “herkes” değildir. İçeriden, hem de en içeriden konuşan biridir.
*
İKİ: İYİ Parti’den şimdiye kadar gelen açıklamalardan benim anladığım şudur: İYİ Parti yönetimi, Ümit Özdağ’ı... Partinin yükselişinin önünü kesmek için kullanılan bir aparat olarak görmektedir. İktidarın yönlendirmesiyle hareket eden bir hain olarak görmektedir. Bunlar yenilir yutulur şeyler değildir. Partinin böyle gördüğü bir isim hakkında şu ana kadar hiçbir işlem yapmaması akıl alır gibi değildir.
*
İYİ Parti’de şu ana kadar yapması gerekeni yapan tek bir isim var:
Buğra Kavuncu...
*
Ümit Özdağ’ın “FETÖ’cü” suçlamasına maruz kalan İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, mahkemeye gitmiş ve “Ben FETÖ’cü değilim. Ümit Özdağ bana iftira attı” diyerek suç duyurusunda bulunmuştur.
İYİ PARTİ SÖZCÜSÜ NEREDE
İYİ Parti’nin bir sözcüsü vardı.
Adı Yavuz Ağıralioğlu idi.
*
Partinin en sıkışık olduğu zamanlarda çıkıp konuşuyor ve bu konuşmasıyla...
Ortamı sakinleştiriyordu.
Yapılabilecek en akıllıca açıklamaları yapıyordu.
Her kafadan bir ses çıkmasının önüne geçiyordu.
Tartışmaların önünü kesiyordu.
Yastıklama yöntemiyle meseleleri yumuşatıyordu.
*
“Nerede Yavuz Bey? Neden susuyor? Niye sözcülük yapmıyor?” falan diye soruşturunca öğrendim ki...
İYİ Parti, “parti sözcülüğü” görevini lağvetmiş.
*
İşlerine burnumu sokmak istemem ama dışarıdan baktığımda bu lağvedişin partiye çok şey kaybettirdiğini söylemeliyim.
KİRLİ SİYASETE ALET EDİLMEYECEK İŞLER
İSLAM tarihinin kutlu isimlerinden biridir Musab bin Umeyr...
Türkiye’nin gündelik siyaset tartışmalarının içine dahil edilmemesi gereken bir şahsiyettir.
*
İktidara gol atma amacıyla hareket eden CHP’li Mücahit Avcı’nın Musab bin Umeyr’i diline dolaması...
Kabul edilebilir bir olay değildir.
SERDAR ORTAÇ NEDEN RAHATÇA SALLAMIŞ
SERDAR Ortaç’a sormuşlar:
“Azerbaycan için askere gider misin?”
O da cevap vermiş:
“Bana görev gelirse tabii ki giderim.”
Nasıl olsa böyle bir şeyin gerçekleşme ihtimali sıfırın altında.
Tabii böyle sallarsın Serdar Ortaç.
TAKSİM MEYDANI OYLAMAYA SUNULDU
İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi, Taksim Meydanı için bir yarışma yapmış. Yarışmada dereceye giren projeleri de halkın oyuna sunmuş.
İşte budur.
*
Demek ki neymiş?
“Bizden öncekiler halkın oyuna mı sunuyordu ki biz sunalım” diye aksileşmeyip kendi farkını ortaya koymak mümkünmüş.
ÖLÜM DEVREYE GİRİNCE
Hep iyilikler, hep güzellikler hatırlanır.
Ayağa kalkılır, saygıyla ceketin düğmeleri iliklenir.
Hayırla yâd etmek eylemine hız verilir.
En güzel, en iyi taraflar öne çıkarılır.
Olumsuz bir söz söylemek akıldan bile geçirilmez.
Sonsuz bir vedaya yakışan bir tutum alınır.
MUHİTTİN BÖCEK
BENİM en sevdiğim belediye başkanlarından Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek.
İdeolojik kasıntılıktan eser yoktur kendisinde.
Tam bir halk adamıdır. Kapısı herkese açıktır. Tevazu sahibidir. Pozitiftir.
*
İyileştiğine dair gelen her haberi...
Çok yakın bir akrabamdan gelen iyileşme haberi olarak algılıyorum.
*
Ha gayret Muhittin Başkan!
Seni görevinin başında görmek en büyük arzumuz.
ASKIDA EKMEK
YOKSULLAR için açılan bir lokanta vardı İstanbul’da. Şahane bir uygulamaydı. Askıda ekmek uygulaması da Türkiye’de devreye sokulan bir uygulamaydı. O da güzel bir uygulamaydı.
Herkes bu iki uygulamayı da beğenmiş, bu iki uygulamaya da büyük destek vermişti.
*
MHP’nin başlattığı “askıda ekmek” kampanyasını da...
Siyasi atışma hazzı yaşamak için kullanmak yerine...
Bir iyilik hareketi olarak görmek, anlamak mümkündü.
*
Tabii Türkiye, bu derece bölünmüş, parçalanmış, politize olmuş bir ülke olmasaydı.
Paylaş