Süleyman Soylu’ya Cumartesi Anneleri sorusu

“Anneliğin teröre alet edilmesi ve istismar edilmesi” olarak açıkladı.

Ve “Biz bir kandırmacaya son verdik” dedi.

*

İyi ama Cumhurbaşkanımız Erdoğan, başbakanlığı döneminde “Cumartesi Anneleri”ni makamında ağırlamıştı.

Fotoğraf hala gözümün önünde.

Hepimize nasıl da umut olmuştu o fotoğraf...

Çok mutlu olmuştuk kayıp çocuklarını arayan anneleri o makamda görünce...

“İşte devletin şefkati” demiştik.

“İşte özlediğimiz fotoğraf” demiştik.

*

O fotoğrafın çekildiği günden bugüne “Cumartesi Anneleri” açısından ne değişti ki...

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu böyle bir yaklaşım ortaya koydu?

*

Keşke Sayın Bakan...

Hem istismarın ne zaman başladığını...

Hem de Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde bu anneleri makamında ağırlamasını nasıl değerlendirdiğini...

Bir izah etse de...

Meseleyi tam olarak anlamış olsak.

BAŞKAN MI DİYECEĞİZ CUMHURBAŞKANI MI?

“BAŞKAN Erdoğan” diyen de var...

“Cumhurbaşkanı Erdoğan” diyen de var...

Benim için fark etmez.

“Başkan” da derim, “Cumhurbaşkanı” da...

Fakat madem halkoyuna sunulan sistemin tam adı “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” idi...

O halde...

Halkımızın oy verdiği halinin temel alınması gerekmez mi?

Yani “Cumhurbaşkanı Erdoğan” denmesi daha doğru değil mi?

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” diye bir formül söz konusu olmasaydı ve doğrudan “Başkanlık Sistemi” denseydi...

Ancak o zaman “Başkan Erdoğan” demek gerekirdi.

ALİ KOÇ’UN YÜKSELİŞ VE DÜŞÜŞ DÖNGÜSÜ

- DÜŞÜŞ DÖNGÜSÜ: Fenerbahçe başarısız olacak / Ali Koç’a isyan başlayacak / Aziz Yıldırım aranacak / “Yönetim istifa” sesleri yükselecek / Ali Koç antipatik bir figür olmaya başlayacak...

- YÜKSELİŞ DÖNGÜSÜ: Goller atılacak / Turlar atlanacak / Transferler hoşa gidecek / Galibiyetler gelecek / Ali Koç daha da yükselecek / Aziz Yıldırım iyice unutulacak / Ali Koç sempatisi daha da büyüyecek...

- KISSADAN HİSSE: Şu hayatta futbol kadar nankör, futbol kadar tamamen sonuca odaklı, futbol kadar anında değişen, futbol kadar inişli çıkışlı, futbol kadar yukarı kaldırıp indiren başka bir alan yok desem yeridir.

CHP YEREL SEÇİMDE VARLIK GÖSTEREBİLİR Mİ?

HEP söyledim, yine söylüyorum:

Yerel seçimde CHP’yi bekleyen tam bir hezimettir.

*

Sadece şöyle bir ihtimal var:

Ekonomideki dalgalanmalar nedeniyle seçmen iktidar partisini uyarmak isteyebilir.

Eğer böyle bir şey gerçekleşirse...

CHP, beklenen hezimeti tam olarak yaşamayabilir.

*

Yani CHP’nin işi tamamen CHP dışı etkenlere kalmış durumda.

BİR BAKAN OLARAK VARANK

TA çocukluğumdan beri “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı” denilince...

Aklıma sadece can sıkıntısı gelir.

*

Neden?

Biraz havanda su dövülüyor hissinden...

Biraz benim bu alanlara ilgisizliğimden...

Biraz da bu bakanlığı yapanların sempatik olmak için pek çaba harcamamasından...

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, şu kısa süre içinde bu bakanlıkla ilgili bende oluşan o kadim can sıkıntısını yıktı attı.

- Sosyal medyayı bayağı eğlenceli biçimde kullanıyor mesela...

- Bakanlığın dilini hem anlaşılır, hem ilginç hale getirdi mesela...

- Sosyal medyada gençlerin sorunlarına anında çözüm buluyor mesela...

- Gençlerle birlikte gökyüzünde gözlemler yapıyor mesela...

*

Kısacası iyi başladı Varank, dilerim iyi ilerletir ve iyi götürür.

KAFELERE BİR TAVSİYE

MADEM menemen ve soğan meselesi aldı yürüdü...

Bu furyadan siz de yararlanın.

Ve mönülerinize “soğanlı menemen / soğansız menemen” diye iki seçenek koyun.

Popülaritenizi arttırır, son tartışmadan faydalanırsınız.

*

Sizin için daha ne yapalım arkadaş!

SUUD’DAN NEFRETİMİN FOTOĞRAFI

DEVASA binaların içinde ara ki bulasın Kabe’yi...

Öyle ufaltmışlar, öyle küçültmüşler ki Kabe’yi...

İnsan baktıkça sinirleniyor.

Mimari nezaketsizlik falan değil bu...

Düpedüz bir saldırı...

Apaçık bir saygısızlık...

Göz göre göre edepsizlik...

Suudi yönetiminden nefretimin çeşitli nedenleri var ama en temel nedeni işte bu fotoğraf...