Paylaş
Elindeki silahla sosyal medyada poz veren tiplerden korkmamamız, çekinmememiz gerektiğini yazmıştım.
*
Yazıda şöyle demiştim:
*
“Sosyal medyada bazı tipler var. Silahla fotoğraf çektirmeye bayılıyorlar. Daracık pantolon, üstten üç düğmesi açılmış gömlek, ucu sivri bir iskarpin ve silah. Tabanca, tüfek... Her türlü silah. Ey vatandaş! Bu tiplerden sakın korkup çekinmeyin! Çünkü bu kişiler, fotoğraf çektirirlerken ellerine aldıkları silahı asla kullanmazlar. Daha doğrusu kullanamazlar. Çünkü kullanacak olan göstermez.”
*
“Isıracak olan köpeğin havlamaması” tezine işaret eden bir yazıydı bu.
Temel kaygısı buydu yazının.
*
Elinde silahla pozlar veren şahısları korumaya ve kollamaya yönelik bir yazı olmadığı...
Gayet netti, gayet açıktı, gayet belirgindi.
*
Fakat ne oldu?
Şöyle bir şey oldu:
*
Elinde silahla poz veren bir adam, bir cinayet işledi.
HDP’ye baskın düzenledi ve gencecik bir kadını katletti.
*
Yani “Havlayan köpek ısırmaz” tezine aykırı bir örnek oluşturdu.
Bu tekil olay, tezin işaret ettiği gerçeği yerle bir eder mi?
Ne yani?
Havlayan bir köpek, ısırdığında...
Artık “Havlayan köpek ısırmaz” denemez mi?
*
Ben hâlâ aynı kanaatteyim:
Bu tiplerden korkmaya, çekinmeye gerek yok.
Bunların çoğu, ellerindeki silahı kullanmaya yeltenme cüreti göstermezler, gösteremezler.
*
Ama bu tiplerin, ellerinde silahla poz verip şiddeti özendirmelerine bir dur demek gerekmez mi?
Tabii ki gerekir.
¡
Geçen gün yazdığım yazıda da işte bunu dile getirdim.
Dedim ki:
*
“En son HDP’ye yönelik saldırının faili olan katilin fotoğrafları çıktı ortaya. Elinde silahla poz veriyor adam. Sosyal medyada son zamanlarda öyle çoğaldı ki bu tür fotoğraflar. Eline silahı kapan pozunu veriyor. Makineli tüfekler, tabancalar falan. Ruhsatlı mıdır bu silahlar, ruhsatsız mıdır? Bilmiyorum. Ruhsatsızsa... Zaten suç. Ama ruhsatlı olsa da suç sayılmalı. Çünkü güya kahramanlık şovu yapılan bu fotoğraflarla... Şiddet özendiriliyor. Şiddet yüceltiliyor. Şiddet propagandası yapılıyor. Buna bir dur demenin vakti geldi de geçiyor yani. Polisimiz, savcılarımız bu konuya bir el atmalı.”
*
Bazıları, iki yazı arasında yaman bir çelişki bulmuş gibi...
“Ahmet Hakan on iki gün arayla acayip çelişkili iki yazı yazdı” diye yansıttılar benim bu iki yazımı.
*
İki yazının anafikrini bir kez daha yazıyorum:
*
- BİRİNCİ YAZI: Bu tiplerden korkmaya, çekinmeye gerek yok. Çünkü aslında bunlarda o silahı kullanacak cüret yoktur.
*
- İKİNCİ YAZI: Bu tiplerin ellerine silah alıp fotoğraf çektirmelerine hukuken geçit vermemek gerekir. Çünkü şiddeti özendiriyorlar.
*
İki yazıyı da noktasına virgülüne dokunmadan yayınladım. İki yazının da anafikrini ortaya koydum. İki yazının da maksadını tane tane anlattım.
Bundan sonrasını...
“Mantık” dersi hocalarına bırakıyorum.
*
Çelişki var mı, yok mu?
Onlar karar versin.
EN ÖNEMLİ NOT: Silahlı fotoğraf paylaşanların tırsak olması ya da olmaması... Silahlı fotoğrafların şiddete özendirmesi... Bütün bunlar bir yana... Bizim esas karşı çıkmamız gereken şey BİREYSEL SİLAHLANMA olmalıdır. Bireysel silahlanmanın yaygınlaşmasına şiddetle itiraz etmeliyiz.
YAPMAYIN ETMEYİN
- Tamam... Belgeli kanıtlı her iddianın üzerine gidin. Ama puslu atmosferden yararlanıp kara çalanların peşine takılmayın.
*
- Tamam... Varsa bir şaibe, aman vermeyin. Ama ortada hiçbir somut bir durum yokken şeref ve haysiyetle oynayan çakallara yüz vermeyin.
*
- Tamam... Her türlü hesap sorun. Ama hesap soruyoruz diye ilgili ilgisiz herkesi töhmet altında bırakan alçaklardan uzak durun.
İLK DEFA GÜZEL BİR HEYKEL FAKAT ONU DA TAŞIDILAR
“UMUDA Yolculuk” diye bir anıt açmış CHP’li belediyeler.
Almanya’ya işçi göçünü anlatan bir heykel bu.
*
Şöyle bir bakınca:
Kompozisyonuyla, duruşuyla, anlatımıyla... Çok beğendim heykeli.
*
Fakat bunun da şöyle bir sorunu var:
Aylar önce bu heykel Saraçhane taraflarındaymış.
Dün de aynı heykel, Saraçhane’den alınıp Kadıköy’de yeniden açılmış.
*
Bu heykel işinde...
Bir türlü dikiş tutturamıyoruz vesselam.
BRAVO HAMAMCIOĞLU! BRAVO BURAK ELMAS!
KIRAN kırana giden bir seçimin ardından...
Burak Elmas, Galatasaray Başkanı oldu.
Eşref Hamamcıoğlu ise ikincilikte kaldı.
*
Burak Elmas, kazandığını öğrenir öğrenmez...
Eşref Hamamcıoğlu’nun yanına gitti.
Beraber kürsüye çıktılar.
İlk sözü Hamamcıoğlu’na verdi.
*
Bu muazzam olgunluk için bravo Burak Elmas!
*
Demokratik bir rekabetteki yenilgi karşısında müthiş hazımlıydı Eşref Hamamcıoğlu.
Rakibini kutladı.
Birlikte sahneye çıkmayı kabul etti.
Şahane bir konuşma yaptı.
*
Bu hazımlı tutum için bravo Eşref Hamamcıoğlu.
*
Vallahi izlediğim tablo...
Bir uygarlık tablosuydu.
Ben onu bilir, onu söylerim.
Paylaş