Sel felaketiyle ilgili tartışma nasıl biter?

AK Partililer çıkıp...

Şöyle demeliler:

*

 İnşaatlara, betonlara boğduk aziz İstanbul’u...

 Ortada gram toprak bırakmadık.

 Bu yüzden yağmur suları, hasretle aradığı toprağı bir türlü bulamıyor.

 Toprakla buluşamayan yağmur suyu ne yapar? Ne yapacak? Aha böyle sel olur felaket olur, taşar babam taşar.

 Yağmuru düşünmedik, seli düşünmedik, başımıza gelecekleri düşünmedik.

 Günahımız çok, vebalimiz çok, hatamız çok.

*

CHP’liler çıkıp...

Şöyle demeliler:

*

 Umut diye gördüğümüz şu Ekrem Başkan’ın yaptığına bakın hele siz.

 Daha kırkı çıkmadan izin üstüne izin aldı.

 Madem her fırsatta soluğu Bodrum’da alacaktı, niye “Kaybedecek bir dakikamız bile yok” falan diye milleti umutlandırdı ki?

 Alarm verilmiş, uyarı yapılmış... İnsan böyle bir günde işinin başında olmaz da ne zaman olur?

 Yardımcısı bile “Ben Ekrem Bey’e ulaşamıyorum” diyor, olur mu böyle şey!

 Cumhurbaşkanı olacağım diye İstanbul’u saldı Ekrem Başkan.

AK Partililer bunları derse...

CHP’liler de bunları derse...

Bütün bu söylenenler birleşir ve ortaya tastamam hakikat çıkar.

Böylece...

İstanbul’daki sel felaketiyle tartışma yaşanmış bitmiş olur.

Üstelik saygılıca...

‘BOŞ KONUŞMAYIN’ DEDİ KUCAKLAYICI EKREM BEY

Yahu Ekrem Bey... Madem sizi eleştirenlere “Bunlar boş konuşuyor boş” diye cevap verecektiniz... Ne diye “Biz çok farklı olacağız çok... Üslubumuz çok farklı olacak... Kucaklayacağız...” falan diyerek bizi beklentiye soktunuz ki?

*

 Yahu Ekrem Bey... Madem “İstanbul’da afet oldu, İstanbul’un başkanı nerede” diye sormanın boş konuşmak olduğunu söyleyecektiniz... Ne diye sol yumruk havada “Bundan sonra herkes korkmadan, çekinmeden konuşacak” diye haykırdınız ki?

*

 Yahu Ekrem Bey... Siz daha İstanbul’a belediye başkanı olabilmişken... En küçük bir haklı eleştiride “Boş konuşmayın” falan diye racon keserseniz... Koca ülkeyi yönetecek gücünüz olsa... Bugünleri aratır mıydınız, aratmaz mıydınız? Dininize imanınıza doğru söyleyin.

ADNANCI TAKIMIYLA İLGİLİ BİR HAYRET

“DAĞILIRLAR” diyordum.

“Biterler” diyordum.

“Bir tane bile kalmazlar” diyordum.

“Ölü taklidi yaparlar” diyordum.

“Bırakıp giderler” diyordum.

“Adnan’ın A’sını bile unuturlar” diyordum.

Diyordum da diyordum yani...

*

Fakat e-posta adresime gelen yığınla mesajlarını, sosyal medyadaki olağanüstü faaliyetlerini, hazırladıkları propaganda videolarını falan görünce...

Hayretler içinde kalıyorum.

*

Tabii eğer bütün bunlar...

Üç beş kişinin yaptığı faaliyeti, binlerce kişinin yaptığı faaliyetmiş gibi gösteren tipik bir Adnancı hilesi değilse...

BİR TALAN KISIRDÖNGÜSÜ

BAKİR bir Ege kasabası buluyorlar... Oraya doluşuyorlar... Siteler, rezidanslar konduruyorlar... Güzelim kasabayı perişan ediyorlar... Bir süre sonra “Artık burada yaşanmaz” diyorlar... Ve çekip başka bir bakir Ege kasabası buluyorlar.

Bu talan kısırdöngüsünün yeni hedefini açıklıyorum:

Marmaris yakınlarındaki güzelim BOZBURUN.

Bugünlerde Bozburun’u hedef almış durumdalar. Oranın da işini bitirdikten sonra bakalım yeni kurbanları neresi olacak?

DEMET AKALIN MAHMUT TANAL’A NASIL BİR HAMLE YAPMALI?

DEMET Akalın’ın “İstanbul-İzmir yolu mis gibi olmuş... İki saatte İzmir’e gittik... Yapanlara teşekkürler...” tarzı bir sosyal medya mesajı sallaması üzerine...

CHP’li Mahmut Tanal...

“İki saatte gittim diyorsan... Hız yaptın, işaretlere ve işaretçilere uymadın, kuralları çiğnedin, suç işledin” falan diye Demet Akalın’ı mahkemeye verdi.

*

Demet Akalın’a bir tavsiyem var:

Mahmut Tanal’a “YEKTEN” adlı şarkısının...

“Oluruna bir sen/Bir ben inanırım/Yeni yola dönsem/Ne fark eder ki” bölümünü armağan etsin.

*

Böyle bir tepki biçiminin hem Mahmut Tanal hem de kendisi açısından biraz fazla şık ve elit kaçacağını düşünürse...

İmla kurallarının kafasını gözünü kırmayı ihmal etmeden, “Senin hiç başka işin yok mu la Mahmut Ağa... Komik misin sen?” diye yazıp geçebilir.

HDP OYLARININ TADINI ALMANIN FOTOĞRAFI

Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu...

 Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu...

 Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş...

 Selahattin Demirtaş’ın kardeşi Aygül Demirtaş...

Buluşmuşlar.

*

Hediyeleşmeler, iltifatlar, dayanışma mesajları, kucaklaşmalar falan.

*

İşin içinde politik çıkar mülahazası olmasa...

“Ne güzel... Ne hoş... ” falan derdim.

Fakat işin içinde buz gibi de politik çıkar mülahazası var.

*

Son İstanbul seçiminde HDP oylarının tadını almanın fotoğrafıdır bu...

Üstelik gayet uyanıkça planlanmış bir fotoğraf...

*

Çünkü bu fotoğrafla...

- Hem kamuoyuna çok açık, çok net bir siyasi birlik mesajı verilmiş oldu...

- Hem de bir şey diyecek olunursa “Canım ne var bunda? Hanımlar buluşmuşlar işte... Gayet insani bir hanımlar dayanışması... Bizimle ilgisi yok” falan deyip işin içinden sıyrılma fırsatı söz konusu...