Paylaş
Gazetecilik geçmişinizde eleştirilecek yığınla husus olmasına rağmen...
Sizi bir “meslek büyüğü” olarak kabul ederiz.
Severiz, sayarız.
*
Fakat Sayın Rahmi Turan, şu son yaptığınız olmadı.
Gerçekten olmadı.
Hiç olmadı.
Kuyuya “Külliye’ye giden CHP’li” diye bir taş attınız, bütün Türkiye birlik oldu, yine de attığınız taşı çıkaramadı.
*
Sayın Rahmi Turan...
Ne yapmaya çalıştığınızı, nereye varmak istediğinizi bir türlü anlayamadım.
*
Eğer amacınız trollük yapmaksa...
Sizin gibi yaşını başını almış bir meslek büyüğüne trollüğü hiç mi hiç yakıştıramam.
*
Eğer maksadınız Kemal Kılıçdaroğlu lehine operasyon çekmekse...
En başta sizin bunu kendinize yakıştırmamanız gerekir.
*
Eğer bazı CHP’lileri töhmet altında bırakmayı hedeflediyseniz...
Yaptığınız ayıptır, günahtır, haksızlıktır.
*
Eğer sadece eğlenmek için böyle yapıyorsanız...
Kendinize başka eğlenceli meşgaleler bulmayı denemelisiniz.
*
Eğer dikkat çekmek için yapıyorsanız bunu...
Geçmişte yaptığınız “Sakallı bebek doğdu” türü uydurma haberler bile bu yaptığınızdan daha masumdur.
*
Eğer asıl derdiniz Erdoğan’a karşı muhalefet yapmaksa...
Bunu yalanlar üzerinden değil de hakikatler üzerinden yapmayı tercih etmelisiniz.
AH KEMAL BEY AH!
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu...
“Külliye’ye giden CHP’li” konusu açılınca...
“İddia doğrudur. CHP’nin içini karıştırmak istiyorlar” dedi.
*
Bununla da yetinmedi...
Külliye’ye giden CHP’linin kim olduğunu bildiğini söyledi.
“İsim ver” denilince de...
“Vermem” dedi.
*
Oysa hiç gerek yoktu bunları yapmasına!
CHP Genel Başkanı olarak kendisine...
- Hiçbir CHP’li Külliye’den icazet almaz.
- Böyle bir şey olmaz.
- İddia eden söylesin bakalım kimmiş.
Demek yakışırdı.
*
“Ah Kemal Bey ah” başlıklı yazı yazmaktan ben bıktım, Kemal Bey bana “ah” çektirmekten bıkmadı.
YAŞAR BÜYÜKANIT VE ÖLÜM
DİKKATİNİZİ çekiyor mu?
Son zamanlarda “ölüm” bile...
Kindarlığı bitirmiyor, yürekleri soğutmuyor, öfkeleri dindirmiyor, kalpleri yumuşatmıyor, kızgınlıkları azaltmıyor.
*
“Ölüm” geldiğinde bile...
Ayağa kalkıp önümüzü iliklemek yerine öfkeli biçimde parmak sallıyoruz.
*
Yaşar Büyükanıt’ın ölümü üzerine bunları düşündüm.
Ve e-muhtırayı, Dolmabahçe’yi falan bir tarafa bırakıp şöyle canıgönülden Allah rahmet eylesin dedim.
ÖZKOÇ’UN PİŞMANLIĞI
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç’la konuştum.
*
Gözlemlerimi aktarıyorum:
- Ses tonuna sinmiş derin bir pişmanlık vardı.
- Her kelimesinde “Keşke öyle demeseydim” diyen bir tını vardı.
- “Ulan” dediği için bir utanç vardı.
- “Bu hanıma haddini bildiriniz” sözünün karşı tarafta oluşturduğu hissiyattan habersiz olmanın şaşkınlığı vardı.
*
Kısacası...
Üstüne üstüne gitme, nobranlık, küstahlık, zerre geri adım atmama, burnundan kıl aldırmama gibi tavırlar içine girmiyordu.
*
Ben şahsen samimiyetine inanmak ve bu hayli tatsız konuyu kapatmak istiyorum.
DAHA ÇOK İLGİMİ ÇEKER
- Fakir kız-zengin erkek aşkındansa... Zengin kız, fakir erkek aşkı daha çok ilgimi çeker.
*
- Amerikan şehirlerinde çekilmiş aksiyon filmlerindense... Avrupa şehirlerinde çekilmiş aksiyon filmleri daha çok ilgimi çeker.
*
- Durmuş, oturmuş, sıkıcı bir yapıdansa... Sürekli kaos, sürekli olay, sürekli hareket daha çok ilgimi çeker.
*
- Telefonda konuşarak sesli iletişim kurmaktansa... Mesajla yazışarak yazılı iletişim daha çok ilgimi çeker.
*
- Muhayyilesi dar bir kafadan çıkmış kurmaca okumaktansa... İlginç bile olmayan birinin hatıralarını okumak daha çok ilgimi çeker.
Paylaş