Paylaş
En can alıcı noktalara iyi bir hitabetle dokunmasını iyi becerdiğini gösteriyor.
Ama...
Biraz fazla dağınık gibi... Bakınız: En iddialı mitinginde bir İzmir Marşı’nı çaldırmayı beceremedi.
*
Tamam.
Tayyip Erdoğan dâhil bütün adaylardan randevu isteyerek uzlaşıya değerli bir katkı sunması önemli...
Ama...
Biraz fazla sert, biraz fazla “atara atar gidere gider”ci, biraz fazla haşin.
*
Tamam.
“Huzur” vaat ederek, “kapsayıcı” mesajlar vererek önemli bir çıkış yaptı, yapıyor.
Ama...
Şimdilik sadece kendi kitlesini ve çeperlerini heyecanlandırmış durumda...
*
Tamam.
Demirtaş’la ilgili sözleri, dokunulmazlıkların kaldırılmasına “hayır” demesiyle birleştiğinde samimi bulunabilir.
Ama...
Diyarbakır’da, Batman’da, Hakkâri’de nasıl bir karşılık bulacağı hâlâ kocaman bir muamma.
*
Tamam.
Şimdilik Meral Akşener’le bir sorun yaşamıyor ve yaşamayacak gibi.
Ama...
Bir süre sonra Akşener ve İYİ Parti teşkilatıyla karşı karşıya gelmeyeceğinin garantisi yok.
*
Tamam.
Hitabeti çok iyi... Öfkeyi bir hitabet sanatına çevirmesini iyi biliyor ve cama bakmadan fena konuşmuyor.
Ama...
Elde iyi hazırlanmış can alıcı bir metin olmadan hitabetteki başarısını sürdürmesi ve heyecanı diri tutması çok zor.
*
Tamam.
İyi bir başlangıç yaptı.
Ama...
Bakalım bunu sürdürmeye nefesi yetecek mi?
HALKIN ARASINDAN BİLDİRİYORUM
MAHALLE kafesinde oturmuş uzak diyarlarda kafa dinleme hayalleri kurarken...
Son günlerde fazlasıyla politize olduğu her halinden belli olan bir teyzemiz, yanıma yavaşça yaklaşıp şöyle fısıldıyor kulağıma:
“İkinci tur olacak mı Ahmet Bey? Ne dersin?”
*
Günlük bin adım kotasını doldurmak üzere yürüyüşe çıkmışım Harbiye’den Taksim’e doğru...
Gözlüklü bir delikanlı, heyecanlı bir biçimde yolumu çevirip soruyor:
“Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Gel bakalım buraya Muharrem İnce’ demesi saygısızlık değil miydi abi?”
*
Taksi durağının önünden geçiyorum.
Matrak bir taksici...
“İnce ince / Muharrem İnce” diye bağırıyor.
*
AK Partili kasabımdan alışverişteyim...
Kendinden gayet emin şöyle diyor bizim kasap:
“Ahmet Bey! Bakma sen kuru gürültüye! Reis yine alır bu seçimi.”
*
Lokantada arkamdaki masada hararetli bir tartışma var.
- Bir taraf, “İkinci tura Muharrem kalırsa Erdoğan yenilir” diye bağırıyor.
- Bir taraf ise “İkinci tura kesinlikle Meral kalmalı” diye haykırıyor.
Neredeyse kavga edecekler!
*
Evden dışarı adımımı atmışım...
Emekli öğretmen komşum, daha “merhaba” bile demeden...
“Kürtler ne yapacak” diye soruyor.
*
Gece yatağa yattığımda ise kafamda hep şu sesler çınlıyor:
Meral / Muharrem / Reis bu işi bitirir / Kürtler ne yapacak / Birinci tur / İkinci tur / Meral / Muharrem / Bildiğimiz Reis / Temel Reis / Kürtler ne yapacak...
Falan.
*
24 Haziran’a daha epey var!
Allah’ım sen bana dayanma gücü ihsan eyle.
GÜN GÖRMEYECEKLER!
BAZI iktidar taraftarları...
“24 Haziran’da gününü göreceksin” diye mesajlar atıyor bana.
*
Bazı muhalefet taraftarları da...
“24 Haziran’da gününü göreceksin” diye mesajlar atıyor bana.
*
Size bir şey söyleyeyim mi?
Seçim nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın...
İktidar tarafında da, muhalefet tarafında da...
Öyle sert, öyle farklı, öyle bambaşka rüzgârlar esecek ki bundan böyle...
Bu tehdit dilini kullananlar, bundan böyle asla huzur bulmayacaklar, asla gün yüzü görmeyecekler.
24 HAZİRAN’DA YENİ BİR BAŞLANGIÇ YAPILSA
- Trollük yerin dibine batsa.
- Kutuplaştırmaya kalkan anında ötekileştirilse.
- Geçmiş değil gelecek konuşulsa.
- Aşağılama, laf sokma, hakaret etme bitse.
- Koyun, çomar gibi aşağılık laflar bir tarafa bırakılsa.
- Seçimler ölüm kalım savaşı değil, hizmet yarışı haline gelse.
- Kimse kimsenin oyunu cebinde keklik göremese...
ARTIK ARAŞTIRMA SONUÇLARINA BAKABİLİRİZ
DAHA hangi adaylar yarışacak belli değil...
Bir bakıyorsunuz:
Anketçiler, seçim sonucu tahmini açıklıyor.
*
Bu işleri iyi bilen İbrahim Uslu, “Adaylar belli olmadan açıklanan anket sonuçlarının hiçbir doğruluğu yoktur” dedi.
*
Dolayısıyla...
Bu zamana kadar önümüze getirilen tüm anket sonuçlarını unutalım.
Ve gözlerimizi bugünden sonra yapılacak anketlere çevirelim.
Paylaş