Paylaş
- İşyerlerini açamayan esnafı çileden çıkarıyor.
*
- Muhalefetin eline muazzam bir koz veriyor.
*
- Sağlık Bakanlığı’nın uyarılarını etkisiz hale getiriyor.
*
- Kapanmaya yönelik öfkeyi çoğaltıyor.
*
- Restoran ve kafelere gidemeyenleri sinirlendiriyor.
*
- İktidar yetkililerini argümansız bırakıyor.
*
- “Kuralı koyan uymuyor, ben niye uyayım” duygusu yayıyor.
*
- Vaka sayısının düşmemesine gerekçe oluşturuyor.
*
- İşin ciddiyetine çok ama çok ağır darbe vuruyor.
*
- “Vatandaşa yasak, partiye serbest” izlenimi veriyor.
PALAVRALAR VE DOĞRULAR
- PALAVRA: Çin aşısı olanlar, AB vizesi alamayacak.
- DOĞRU: Tek harfi bile doğru değil. Yok AB’nin böyle bir kararı...
*
- PALAVRA: Diyanet, 81 ile 4 bin 500 lira maaşla kıble uzmanı atadı.
- DOĞRU: Tam bir atmasyon. Yok böyle bir olay.
NE YAPSIN İYİ PARTİ?
İYİ Partili Yavuz Ağıralioğlu, HDP’lilerin fezlekelerine evet diyeceklerini açıkladı.
*
Bazı CHP’liler, bu tutumu...
“İktidarın dümen suyuna girmek” olarak yorumluyorlar.
*
İyi de ne yapsın İYİ Parti?
*
Tepeden tırnağa milliyetçi bir parti olarak, HDP’ye kol kanat germe suçlamasına mı maruz kalsın? İktidar HDP’ye yükleniyor diye HDP’nin yanında mı hizalansın? İktidara karşı olan İYİ Parti tabanı, HDP’ye pek mi yumuşak?
SOSYALLEŞME ACEMİSİ OLMUŞUM
GEÇENLERDE bir grup arkadaşla bir araya geldik. Maskeli, mesafeli falan.
Şöyle bir baktım kendime:
*
- Hiçbir konuya giremiyorum.
- Gözüm sürekli telefonda.
- Sesim ya çok yüksek çıkıyor ya da çok alçak.
- Konu açamıyorum.
- Anı anlatamıyorum.
- Tartışma çıkaramıyorum.
- Hiçbir konunun bir ucundan tutamıyorum.
- Gürül gürül akamıyorum.
- Sular gibi çağlayamıyorum.
- Eve gitsem de dizimden iki bölüm izlesem diye sayıklıyorum.
*
Kısacası...
Haftalardır eve kapanmış ve sosyalleşmemiş olmanın getirdiği acılar, tereddütler, acemilikler falan...
*
“10 adımda sosyalleşme” konulu bir kurs düzenlense... Hemen kaydolurum.
AK PARTİ’NİN YENİ İSTANBUL İL BAŞKANINA TAVSİYELER
- İktidar partisinin değil muhalefet partisinin il başkanı olarak davranırsanız...
- İl binasını terk edip kapı kapı dolaşmaya başlarsanız...
- Profesyonel siyasetçilikten amatör siyasetçiliğe geçerseniz...
- Paranın ve iktidarın gücünü değil gönüllerin gücünü kullanırsanız...
- İmamoğlu’na karşı “doğruya doğru/eğriye eğri” diyen bir yaklaşım geliştirirseniz.
- Yeni bir hikâye, yeni bir aşk, yeni bir dil tutturursanız...
Başarılı olma ihtimaliniz var. Yoksa mümkün değil.
GREVLER VE 89 SENDROMU
CHP’de “89 sendromu” diye adlandırılan bir sendrom vardır.
*
Nedir bu sendrom?
Şudur:
*
1989 yılında SHP, yerel seçimlerde büyük başarı kazanmıştı. Özellikle İstanbul’da birçok belediyeyi almıştı. Fakat o dönem belediyelerde yapılan büyük hatalar sonucu CHP, uzun, çok uzun bir dönem yerelde iktidar yüzü görememişti. O dönemin en önemli simgelerinden biri de toplanmayan çöplerdi.
*
İstanbul’da CHP’li bazı belediyelerde işçiler greve gitti.
Greve gidilen ilçeler, İstanbul’un çok önemli ilçeleri.
Ve şimdiden çöp yığınları ortaya çıkmaya başladı.
*
89 sendromunu daha yeni yeni atlatmaya başlayan CHP, bu yeni grev dalgasıyla aynı sendromun içine girebilir mi?
Ben CHP’nin yerinde olsam...
Çok ama çok endişelenirdim.
SEBZELERLE DURUMUM
- Lahanayı hiç sevmezdim. Ama artık acayip alıştım.
- Pırasa dendiğinde moralim bozulurdu. Öyle bir ısındım ki bazen pırasa çekiyor canım.
- Brokoli için “Allah belanı versin brokoli” derdim. Şimdi sofraya geldiğinde yüzüm gülüyor.
- Mercimekten yapılmış yemeklerin hiçbir versiyonuna yüz vermezdim. Artık mercimekli her şeye evet diyorum.
- Karnabaharda uyuz olduğum bir şey vardı,elimi sürmezdim. Son zamanlarda iştahla yiyorum.
*
Ve fakat...
Bamya var ya bamya...
İşte ona bir türlü ısınamadım, ısınamıyorum.
Paylaş