Paylaş
CHP, şöyle bir partidir:
*
- MADDE BİR: Örgütlenmesi baştan aşağı laçka!
- MADDE İKİ: Organizasyon yapma yeteneğinden mahrum!
- MADDE ÜÇ: Tarihindeki şan ve şerefi gururla omuzlarken tarihindeki problemlerle özgüvenli bir hesaplaşma içine girecek cesareti yok!
- MADDE DÖRT: Siyaseti tamamen karşıtlık üzerinden yapmaya meyilli... O kadar ki... Tayyip Erdoğan devreden çıksa söyleyecek sözü kalmayacak!
- MADDE BEŞ: Yüzde 20/yüzde 25 bandına hapsolmuş durumda ve işin daha kötüsü partinin kodamanları bu durumdan çok da mustarip değil!
- MADDE ALTI: Markası o kadar yıpranmış, o kadar köhnemiş, o kadar problemli ki... Memlekette işler çok kötüye gittiği anda bile alternatif olarak akla gelmiyor!
- MADDE YEDİ: Partide herkes çok biliyor. Buna mukabil iş yapan yok!
- MADDE SEKİZ: Delegesinin isteğiyle seçmeninin isteği arasında devasa bir fark var!
*
Yıllar içinde bu hale gelmiş, getirilmiş bir partiyi bırakın Muharrem İnce’yi, başına Atatürk geçse bile kurtaramaz.
İşte tam da bu nedenle...
Muharrem İnce...
CHP’yi Kemal Kılıçdaroğlu ve etrafına birikmiş olan kifayetleri tartışmalı, ihtirasları tartışmasız olan tipleri bırakıp ayrı bir parti kurması şart...
*
Şu iki hususu hiç unutmayalım:
- BİRİNCİ HUSUS: Seçim süreci boyunca CHP markası, Muharrem İnce’yi ayağından tutup hep aşağı doğru çekti!
- İKİNCİ HUSUS: Muharrem İnce yüzde 30’u, CHP markasından uzak durduğu ölçüde yakalayabildi ve aşabildi.
İNCE’NİN SON ÜÇ MİTİNGİ
MUHARREM İnce’nin mitinglerinin genel havası şuydu:
İdeolojik yaklaşımdan uzak duran ama gidişattan memnun olmayan ahalinin meydanlara doluştuğu mitingler!
*
Fakat son üç mitingde hava değişti.
İnce’nin İzmir, Ankara ve İstanbul mitingleri...
Bir tür “Cumhuriyet mitingleri efekti” oluşturdu.
Ve sağcı-milliyetçi seçmenin ‘cumhur ittifakı’nda konsolide olmasına yol açtı.
BENİM GÖZÜMDE ARTIK KEMAL BEY
- Muharrem İnce’nin hakkını bile teslim etme inceliği gösteremediği için... Artık o kadar da “beyefendi” değil.
- Sayısız mağlubiyete rağmen koltuğuna yapışıp kaldığı için... Artık o kadar da “İskandinav standartlarında bir siyasetçi” değil.
- Muazzam başarısızlığını kamuoyuna başarı diye yutturmaya kalktığı için... Artık o kadar da “hakkaniyetli bir kişi” değil.
- Partisinde ortaya çıkan başarısızlığın tartışılmasına bile tahammülsüzlük gösterdiği için... Artık o kadar da “demokrat” değil.
- Hiçbir şey olmamış gibi koltuğunda oturup kalmayı içine sindirebildiği için... Artık o kadar da “hırstan uzak” değil.
DİKTATÖR TEBRİK EDİLMEZMİŞ
KEMAL Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ı tebrik etmeyecekmiş.
Çünkü diktatör tebrik edilmezmiş.
*
Kemal Kılıçdaroğlu’nu duyan da...
Erdoğan’ın 24 Haziran günü tankıyla, topuyla darbe yaptığını falan sanır.
*
Kemal Bey! Kemal Bey!
Ülkede darbe olsa, Erdoğan darbeyle başa geçse ve size de “Hadi tebrik et bakalım” dense...
“Diktatörler tebrik edilmez” dersiniz ve bu dediğinizle de tarihe kahraman olarak geçersiniz.
*
Ancak ülkede darbe değil seçim yapıldığı için...
Bu dediğinizle siz tarihe ancak “hazımsız” olarak geçebilirsiniz.
ELMA İLE ARMUT
MUHARREM İnce’nin aldığı oy ile Ekmeleddin İhsanoğlu’nun aldığı oy mukayese edilmez.
Çünkü Ekmeleddin İhsanoğlu, MHP ve CHP’nin çatı adayıydı, Muharrem İnce ise CHP’nin adayıydı.
İlle de mukayese yapılacaksa...
Muharrem İnce’nin oyu ile MHP’nin oyunu toplamanız şart.
BU ÜLKENİN GERÇEK SAHİBİ KİM?
ADALET Bakanı Abdulhamit Gül, seçim kampanyasında fenomen olan amcanın fotoğrafının altına şunları yazmış:
“Sen bu ülkenin asil ama horlanmış gerçek sahibi!”
*
Amcanın asaletine diyeceğim yok.
Horlanmış olması da buz gibi bir hakikattir.
Fakat “Bu ülkenin gerçek sahibi” tespitine gelince...
İşte orada durmak lazım!
Çünkü iş “bu ülkenin gerçek sahipliği” noktasına geldiğinde...
Bu amcanın fotoğrafı ile birlikte 81 milyon kişinin fotoğrafını yayınlamak şart oğlu şart olur.
OLAĞAN ŞÜPHELİYMİŞİM
Yakın arkadaşıma dedim ki:
“Ben kampanya süresince MHP’ye ve MHP’nin alacağı oya dair olumsuz tek bir harf bile yazmadım. Buna rağmen Bahçeli’nin sitem listesinde adım yer aldı. Ne iş?”
*
Arkadaşım dedi ki:
“Sen bir olağan şüphelisin, artık öğren bunu. Senin adının olmadığı bir liste eksik sayılır.”
GÖREVDEN ALMANIN ANLAMI
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin...
“Tayyip Erdoğan’ı biz kurtardık, AK Parti artık Meclis’te bize muhtaç, biz ne dersek o olur” diyen MHP Genel Başkan Yardımcısı’nı görevden almasının anlamı şudur:
*
- Bahçeli, “ver benim diyetimi” diye tutturan bir yaklaşım içinde olmak istemiyor.
- Bahçeli, AK Parti’yi ve Erdoğan’ı köşeye sıkıştıran bir tutuma girmek istemiyor.
- Bahçeli, ‘cumhur ittifakı’ içinde kalmak istiyor.
Paylaş