Paylaş
Küfürler, kıyametler, vurmalar, kırmalar, saldırganlıklar, silahlar falan...
*
Ralli bu ya ralli!
Rallideki hangi anlaşmazlık, böylesine kontrolsüz bir öfkeye yol açabilir ki?
Rallideki hangi ihtilaf, böylesine bir sokak çocuğu kavgasını tetikleyebilir ki?
*
Yoksa bunların içindeki maganda, uğraş alanına falan hiç bakmaksızın mı açığa çıkıyor?
Tenis oynasalar, sörf yapsalar falan...
Yine de içlerindeki o maganda, gün yüzüne çıkar mı?
*
O zaman Mustafa Üstündağ’ın oynadığı dizide ağzından düşürmediği o meşhur repliği, şu şekle dönüştürmenin tam sırası:
*
“Nalet olsun içindeki magandaya.”
YAŞAM KOÇLARI OLSAM
ÖZGÜR DEMİRTAŞ’a şöyle derim:
*
Twitter’da iyi kötü buraya kadar geldin. Ama artık senin Twitter’dan el etek çekmenin tam zamanı. Kariyerini yıpratmaya değecek bir mecra değil orası. Bir süre Instagram’a geç. Eskimiş kapı, betondan fışkıran çiçek fotoğraflarıyla sosyal içerikli mesajlar ver. Sonra yine dönersin Twitter’a.
MEHMET CEYHAN HOCA’ya şöyle derim:
*
Hocam, doğruyu dikine dikine söyleyeni sevmezler buralarda. Hep pembe tablo çizeceksin. Hep bardağın dolu tarafından söz edeceksin. Hep idare-i maslahat yapacaksın. Yoksa adını karamsara çıkarırlar. Gelin, bir süre “Rakamlar şahane”, “Bize bir şey olmaz”, “Kapanma mı? Ne kapanması! Tam tersine açalım” falan deyin.
“MİLLET AÇ, AÇ” DİYEREK YAPILAN MUHALEFETLE İLGİLİ BİRKAÇ ŞEY SÖYLEYECEĞİM
SÜREKLİ “Millet aç, aç” demek...
Konuyu sürekli buraya getirmek...
Milletin önemli bir bölümünü olaya yabancılaştırabilir.
Bir süre sonra konunun kendisiyle ilgili olmadığını düşünen kitleler, “Bunlar bizden söz etmiyorlar” diyerek size olan ilgilerini azaltabilirler.
*
Sürekli “Millet aç, aç” demek...
Konuyu sürekli buraya getirmek...
Bunu dile getirenlerin toklukları meselesini akıllara getirir.
“Millet açsa sen niye toksun, sen millet değil misin?” sorusu gelir akıllara.
Yani olayı belli bir kıvamda tutmakta yarar vardır.
*
Sürekli “Millet aç, aç” demek...
Konuyu sürekli buraya getirmek...
Belki seçmeni buna ikna edebilir.
Ama seçmen bu! Orada durmaz.
Hemen şöyle demeye başlar: “Acaba bunlar gelirse benim açlığım gidecek mi?”
Yani “Millet aç, aç” dedikten sonra söyleyeceğiniz şeyler olmalı.
İKTİDARIN ŞU İKİSİNİ YAPMASI ZORUNLU
- 128 MİLYAR: Soru, “128 milyar dolar nerede” diye sorulunca... 128 milyar dolar iç edildi algısı yaratılıyor. Muhalefet, bu algıya oynuyor. İktidar “128 milyar dolar nerede” sorusuna, sorunun içerdiği tuzağa düşmeden ama sorunun yarattığı algıyı darmadağın eden, zekice bir cevap geliştirmek zorunda.
- KANAL İSTANBUL: Bu projeyle ilgili çok radikal, çok farklı, çok ikna edici bir büyük kampanya şart. İtirazlara cevap yetiştirmeye çalışan bir yaklaşımın dışında bir yaklaşımdan söz ediyorum. Bu zamana kadar böyle bir çalışma yapılmadı. İktidar cephesi, bu çalışmayı yapmak zorunda.
TOKATLI OLASIM GELDİ
TOKAT’ın polisleri, “Sabahın Seherinde Ötüyor Kuşlar” türküsünü seslendirmişler polis günü nedeniyle.
*
Daha önce çalakalem dinlemiştim türküyü. Bu kez kendimi vererek dinledim.
*
Sonra çeşitli sanatçılardan da dinledim.
Bayıldım.
Tek kelimeyle bayıldım.
Derinlikli, efendi, dürüst bir türkü.
Ezgisi muhteşem.
Sözler dokunaklı.
*
Bizim Yozgat’ın ‘Sürmeli’si de efsanedir, kabul.
Ama bu Tokat türküsünü dinleyince kısa bir süreliğine de olsa Tokatlı olasım geldi.
ATEŞBÖCEĞİ’NE DAİR ÜÇ HÜKÜM
YILMAZ Erdoğan’ın ünlü eseri ‘Sen Hiç Ateşböceği Gördün mü?’, sinema filmi oldu. Filmi izledim.
*
Film hakkında üç hüküm vereceğim:
*
- HÜKÜM BİR: Filmde eski Türk filmlerine özgü bir naiflik çabası var ama eski Türk filmlerindeki samimiyet yok. Unutmayalım: Samimiyet de samimiyetsizlik de perdede çarpan etkisiyle yansıyor izleyiciye.
*
- HÜKÜM İKİ: Tiyatroda bizi güldürmüştü bu espriler. Ama filmde pek güldüremediler. Neden acaba? Aradan geçen zaman mı eskitti esprileri? Yoksa perde ile sahne arasında bu açıdan bir fark mı var?
*
- HÜKÜM ÜÇ: Bizim sinemamız yaşlandırma tekniğinde bayağı geride ama atmosfer yaratma işini çok iyi başarıyor. Filmde çok inandırıcı bir 1950’ler atmosferi vardı. Fakat genç oyuncunun yaşlı hali, hiç inandırıcı değildi.
ÇOK ŞÜKÜR
- Clubhouse tantanası bitti. Artık hiçbir yerde bu mecradan söz edilmiyor. Çok şükür.
*
- Aşı karşıtlığı bayağı bir mevzi kaybetti. Çok şükür.
*
- Dün son kez kafeye gittim yolu uzatarak. Maskesiz tek bir kişi bile görmedim. Çok şükür.
*
- Çaydan kahveye doğru bir geçiş var bizim millette... Çok şükür.
*
- Cihangir’de bir parkta bir kadına saldıran alçak yakalanmış. Çok şükür.
Paylaş