Paylaş
Öztrak’ın bu eleştirisine, çok sert bir cevap verdi Muharrem İnce.
Dedikleri şunlar:
*
- Beni saray ağzıyla konuşmakla suçlayan Faik Öztrak’ın durumuna bir bakalım: 90 yıldır dede, baba, torun ya bakan ya milletvekili. Ya bakan oluyorlar, ya milletvekili...
- Ama hiç ilçe başkanlığı yapmıyorlar, hiç il başkanlığı yapmıyorlar. Tepeden inme, Tekirdağ listesinin en tepesine yerleştiriliyorlar. İkinci sıradan itibaren ise önseçim yapılıyor. Yani birinci sıra hep onların hakkı.
- Benim babam kamyon şoförü, dedem koyun çobanı. Ben buralara ilçe, il kongrelerinde çalışa çalışa, çarpışa çarpışa geldim.
- Saray ağzını bilmem ben. Ben halkın dilinden konuşurum. Saray ağzı, aristokratların işidir.
- Faik Öztrak gibiler, Cumhuriyet’ten hep alacaklı. Dede, baba, torun... Alacakları hiç bitmiyor. Hiç borçları yok.
*
Muharrem İnce, bu sert sözlerin ardından...
Şu mesajı da verdi:
*
“Ben bu tür polemikleri burada bitirmeyi tavsiye ediyorum. Artık Türkiye’ye neler yapacağımızı konuşmak istiyorum. İftira atmadıkları sürece tek kelime etmeyeceğim. İftira atanlara da misliyle cevap vereceğim.”
MUHARREM İNCE: İKİ BUÇUK YILDA ÇOK ŞEY DEĞİŞTİ
DÜNKÜ yazımda Muharrem İnce’nin cevaplaması gereken soruyu sormuştum.
Şöyle demiştim:
*
“Bu parti iki buçuk yıl önce sizi cumhurbaşkanı adayı yapmadı mı? Her şey iki buçuk yılda mı bozuldu?”
*
İnce, bu soruya şu yanıtı verdi:
*
- Son iki buçuk yılda tüzük değiştirildi. Önseçim kaldırıldı.
- Son iki buçuk yılda ilk kez grup başkanvekilliği seçimi, seçimle değil atamayla oldu.
- Son iki buçuk yılda ilk kez baskıyla tek adaylı il/ilçe kongreleri oldu.
- Son iki buçuk yılda bırakın belediye başkanlarını, belediye meclis üyelerini bile genel merkez belirledi.
- Yani partideki tüm demokratik kanallar tıkandı.
- Türkiye’de bir tek CHP’de parti içinde aksak da olsa bir demokrasi vardı.
- Ahmet Hakan’a cevabımdır: Evet, son iki buçuk yılda parti içi demokrasinin tümü yok edildi.
*
Muharrem İnce’ye...
Atatürk üzerinden, Soros üzerinden, FETÖ üzerinden yaptığı eleştirileri hatırlattım.
Ve sordum:
“Bunlar da mı son iki buçuk yılda oldu?”
*
Tek cümlelik bir cevap verdi:
*
“Onların da son iki buçuk yılda sayıları arttı.”
MENEMEN VE URLA
MUHARREM İnce, Menemen ve Urla üzerinden parti içi demokrasi eleştirisi de yaptı. İşte İnce’ye göre Menemen ve Urla olayı:
*
- MENEMEN: Menemen’de 20 yıldır başarılı bir başkanımız vardı. Aday yapılmadı. Neden? Çünkü İnce’ye imza vermişti. Yerine aday yaptıkları kişi ise yolsuzluktan tutuklandı. Onun yerine belediye meclisinde oylama yapıldı. Mecliste millet ittifakının 18, cumhur ittifakının 12 meclis üyesi vardı. Oylamada 15-15 çıktı. Demek ki millet ittifakından üç kişi, cumhur ittifakının adayına oy vermiş. Belediye başkan adaylarını, meclis adaylarını örgüt seçseydi böyle olmazdı. Genel merkez seçmiş bunları. Menemen yazı tura ile elimizden gitti.
*
- URLA: Urla’daki mevcut başkanı aday yapmadılar. Başka birini buldular, onu aday yaptılar. O da görevden alındı. Kendisine yönelik suçlama: FETÖ... Burada partinin yapması gereken iki şey vardı: Eğer bu kişi, gerçekten FETÖ’cü ise... Onu aday yapan kim? Hangi genel başkan yardımcısı yaptı bu kişiyi aday? Eğer bu kişi FETÖ’cü değilse... CHP, genel başkan dahil bütün milletvekilleriyle neden Urla’ya kamp kurmuyor? Neden yeri göğü inletmiyorlar?
‘BEN TABELA PARTİSİ DEMEDİM’
MUHARREM İnce’nin son açıklamasıysa “tabela partisi” polemiğiyle ilgili oldu.
Bu konuda söyledikleri şunlar:
*
“Benim CHP için ‘Tabela partisi’ dediğim yalanını söylediler. Ben böyle bir şey demedim. ‘CHP’nin ilkeleri yok edildi, değerleri silindi ve ortada sadece bir tabela kaldı’ dedim. ‘Tabela partisi’ demek başka şey, ‘Partinin ilkeleri, omurgası, duruşu yok edildi’ demek başka bir şey.”
HER ŞEYDEN ÇOK ÇABUK SIKILIYORUM
- Türk astronot esprilerinden şimdiden gına geldi bana.
*
- Melih Bulu adını artık duymak istemiyorum.
*
- “Yeni anayasa” dendiğinde sayfayı hemen çeviriyorum.
*
- “Mutasyon” kelimesini duymaya tahammülüm yok.
*
- Kaç milyon aşı ne zaman gelecek meselesi hiç ilgimi çekmiyor artık.
*
- Azılı kışçı olmama rağmen “Kar geldi gelecek” haberleri bile sıkmaya başladı beni.
UZAY DİLİ VE EDEBİYATI BÖYLE OLMAMALI
TÜRKİYE Uzay Ajansı Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım...
“Uzay yolculuğunun masrafları nasıl karşılanacak?” sorusuna şöyle yanıt vermiş:
*
“‘Biz de gitmek isteriz’ diyen diyene... ‘100 milyon dolar atın’ desem, atacak ülke çok.”
*
Sokak dili ve edebiyatına aşinayım, severim ve kullanırım.
Mesela bir arkadaşımdan borç isterken, “Bana bir bin lira ateşlesene” derim.
*
Ancak “uzay” gibi bir konunun kaptanının, böyle bir dili kullanmasını yadırgadım doğrusu...
*
Bunun bir adım sonrası...
Uzay aracını kullanana...
“Neden tam gaz basmıyorsun kaptan” diye sormaktır.
Ki bu da ancak bir Cem Yılmaz parodisinde geçer.
Paylaş