Paylaş
“Bırakın, bağlansınlar” derim.
*
Ama tabii eğer şu üç şey söz konusuysa:
*
- BİR: Söylediklerimden eminsem.
*
- İKİ: Elimde kapı gibi belgeler varsa...
*
- ÜÇ: Bağlananı bağlandığına pişman edebileceksem...
*
Bu üç şey söz konusuysa...
“Bağlayın efendim, bağlayın... Bağlansınlar, çok memnun olurum” diyerek olayın üstüne üstüne giderim.
*
Bu üç şey söz konusuysa...
Net ve tartışmasız bir galibiyettir beni bekleyen.
Tepeye, en tepeye yükselirim.
*
Öyle ki...
Tüm taraftarlarım...
“Helal olsun bizim lidere! Bağlanan herkesi madara etti bıraktı” derler.
*
O kadar ki...
Taraftarım olmayanlar bile...
“Adam amma da dişli çıktı yahu” diye iç geçirirler.
*
Hatta ve hatta...
Canlı yayına bağlananlar...
“Keşke hiç bulaşmasaydık bu adama” diyerek derin bir nedamet içine girer.
*
Ama bu sonucu sağlayamayacaksam...
Asla ve kata...
“Bağlayın efendim bağlayın, benim açımdan sakınca yok” demem.
*
Bunun yerine...
“Ne münasebet efendim. Falanca liderin programında böyle bağlantılar yapılıyor mu?” diyerek...
Telefon bağlantısına kapılarımı sımsıkı kapatırım.
*
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun telefon bağlantılı programına...
İşte bu açılardan şöyle bir baktığımda...
Verdiğim hüküm şu oldu:
*
Keşke telefon bağlantılarını hiç kabul etmeseydi.
YORUCU ŞEYLER
- Kulüp dizisindeki Raşel karakteri.
- Sürekli konuşan, hiç dinlemeyen tipoloji.
- “Anladın, anladın sen onu” diye sokulan laflar.
- Özgür Demirtaş’ın bağıra bağıra Fatih’i anlattığı video.
- Metaverse üzerine yapılan geyikler.
İÇİM PARÇALANDI
“LANETLİ ırk” ilan edilen pitbull cinsi bir köpeği, bir konteynıra bağlayıp gitmişler.
Aç susuz kalan zavallı hayvan, ölümün pençesinde.
Fotoğraflarına bakamadım.
İçim parçalandı.
Dövüştürdüler.
Vahşileştirdiler.
Yasal düzenleme yürürlüğe giriyor korkusuyla...
Şimdi de sokaklara terk ediyorlar.
*
Vallahi bu insanoğlu...
Çok zalim, çok gaddar, çok acımasız, çok vicdansız, çok azgın.
BEYOĞLU’NA DÖNÜŞ VE HAYDAR ALİ YILDIZ
BU haftaki Hürriyet Cumartesi’nin sorusu şuydu:
*
“Özlediğimiz Beyoğlu’na kavuşacak mıyız?”
*
Hürriyet Cumartesi, sorunun cevabını da veriyordu:
*
“Beyoğlu, ‘Bitti’ diyenlere inat küllerinden doğuyor. Eski Roxy, yeni RX’in sokağı yine çok hareketli. Dorock XL, semte geri döndü. Jolly Joker, JJ Private olarak yeni bir konseptle misafirlerini ağırlıyor. Babylon yok ama yerine aynı tatta Blind açıldı.”
*
Beyoğlu, küllerinden doğarken ben de Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız’la buluştum.
*
Başkan Yıldız da Hürriyet Cumartesi’nin izlenimlerini paylaşıyor.
*
Özellikle AKM’nin açılışı ve Beyoğlu Kültür Yolu projesinin hayata geçmesiyle, Beyoğlu’nun yeniden eski kozmopolit günlerine döndüğünü vurguluyor.
*
“Kadıköy, Beyoğlu’nun alternatifi olmaya başladı” deniyor ya epey bir süredir.
Başkan Yıldız’ın bu konudaki yaklaşımı şöyle:
“Alternatif denemez. Beyoğlu da var, orası da var denilebilir. İstanbul, çok büyük bir metropol. Değişik seçeneklerin çıkması doğaldır.”
*
Haydar Ali Yıldız, yerel siyasetten Ankara’ya, oradan da tekrar yerele dönen bir siyasetçi.
Kişisel olarak tarihe tutku derecesinde meraklı.
Belki de bu merakından dolayı Beyoğlu’nun tarihi, kültürel, sosyolojik dokusuyla ilgili olarak bilinci yüksek.
*
Atatürk’ün Samsun’a çıkışı, “ilk adım” olarak görülüyor ya...
Başkan Yıldız, esas ilk adımın Beyoğlu’dan atıldığını söylüyor.
*
Diyor ki:
“16 Mayıs’ta Karaköy’den Samsun’a gitmiştir Atatürk. Karaköy Rıhtımı, Milli Mücadele’nin başladığı yerdir.”
*
“16 Mayıs–İlk Adım” başlıklı törenler, sergiler, programlar düzenliyor Beyoğlu Belediyesi.
Bu tarihi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu açısından önemli bir tarih olarak topluma benimsetmek istiyor.
Tabii Karaköy Rıhtımı’nı da ilk adımın atıldığı yer olarak tanıtmak istiyor.
*
Başkan Yıldız’ın bir özelliği de dışa açık olması.
Konuşurken sürekli “Cihangir’deki dostlarımızla buluştum, Cihangir’deki dostlarımız bana şöyle dedi, Ben Cihangir’deki dostlarımıza şöyle dedim” türü cümleler kuruyor.
*
Haydar Ali Yıldız’la konuşup sohbet ettikten sonra...
“Beyoğlu emin bir elde” kanaatine vardım.
Paylaş