‘Kriz var’ demek yerine şunları diyebilirsiniz

“Ekonomik darboğaz var” diyebilirsiniz.

*

Mesela bazı işadamları gibi...

“Ekonomide bir daralma var” diyebilirsiniz.

*

Mesela Ali Koç gibi...

“Kriz olmayabilir ama bir endişe var” diyebilirsiniz.

*

Mesela Adalet Bakanı Gül’ün sözünden hareketle...

“Ekonominin psikolojisi bozuk” diyebilirsiniz.

*

Mesela Timur Selçuk’un şarkıda dediği gibi...

“Ekonomi tıkırında... Ekonomi tıkırında...” diyebilirsiniz.

*

Mesela eski MÜSİAD Başkanı gibi...

“Kısa süreli bir türbülans var” diyebilirsiniz.

*

Ya da hepsini bir yana bırakıp...

“Bir cisim yaklaşıyor” da diyebilirsiniz.

KISKAÇTAKİ ÜLKE: TÜRKİYE

BİR TARAFTA:

Her şeyi olduğundan daha kötü, daha fena, daha berbat, daha umutsuz göstermeye çalışanlar var.

BİR TARAFTA:

Her şeyi olduğundan daha mükemmel, daha güllük, daha gülistanlık göstermeye çalışanlar var.

Türkiye işte bu iki tarafın kıskacı altında maalesef...

DOLARDA TAKKELERİ DEĞİŞMEMEK İÇİN

MADEM Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dolarla iş görürseniz takkeleri değişiriz” dedi.

O zaman şuna derhal bir açıklık getirilmeli:

*

Sözleşmelerde dolar yerine liraya geçilirken...

Hangi tarih baz alınacak?

Sözleşmenin yapıldığı tarihteki dolar kuru mu, bugünkü dolar kuru mu?

MEHMET ÖZHASEKİ: DEMEK İSTEDİĞİM TAM OLARAK ŞUYDU!

DÜNKÜ yazımda AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki’nin FETÖ ile ilgili olarak söylediği...

“Hiç kimse bizim bunlarla merhabamız yoktu demesin” cümlesini eleştirmiştim.

*

Mehmet Özhaseki aradı.

“Benim demek istediğim tam olarak şuydu” diye söze başladı.

Ve şunları söyledi:

*

“Bunlar geçmişte sivil toplum örgütü görünümündeydiler. Legaldiler. Muhafazakâr kesim içinde kendilerine hoşgörülü imajı veriyorlardı. Herkesin kapısını çalıyorlar, herkesle temas kuruyorlardı. O dönemde bunlara merhaba demeyen yoktu ki... O dönem böyle bir iletişime girmenin bir sakıncası olmazdı. Ama ne zaman ki bu örgütün yurtdışındaki başka bir ülkeye hizmet ettiği ortaya çıktı, terör örgütü oldukları MGK kararlarına girdi, ne oldukları anlaşıldı... İşte ondan sonra bunların dilini konuşmak, bunlarla temas içinde olmak yanlıştır”.

*

Özhaseki, en sonunda da...

“Anlatmak istediğimin bütünü buydu... Aradan bir cümle çekilip alındığında bu bütünlük kayboluyor ve benim murat ettiğimden farklı bir anlam çıkıyor” diye de ekledi.

CHP İSTANBUL’U ALAMAZSA AK PARTİ’Yİ KİMSE YIKAMAZ

EĞER önümüzdeki yerel seçimde...

CHP, İstanbul’u alacak boyutta bir strateji geliştiremezse, bir yaklaşım denemesi yapamazsa, bir radikal çıkışa imza atamazsa, bir olağanüstü çaba gösteremezse...

Hangi olumsuz gelişme yaşanırsa yaşansın...

AK Parti’yi Türkiye’de kimse yıkamaz!

SANKİ DEFNE’YE YANIT VERİR GİBİ

AJDA Pekkan’ın şu fotoğraflarını görünce...

On binlerce kişi gibi ben de...

“Ajda Pekkan’dan Defne Samyeli’ne tokat gibi okkalı bir yanıt” dedim.

*

Ardından da cümledeki sertliği, “Bir Günah Gibi” şarkısına uyarlayarak...

Şu şekilde yumuşattım:

“Sanki Defne’ye bir yanıt verir gibi...”

ZEKİ MÜREN DENİLİNCE HİSSETTİĞİM YEDİ DUYGU

- BİR: Geçmişe keskin bir özlem duygusu...

- İKİ: Siyah beyaz günlerde kalan masumiyet duygusu...

- ÜÇ: Kibarlıkta yarışma duygusu...

- DÖRT: Telaffuz ettiğimiz harflerin üzerine sert biçimde basma duygusu...

- BEŞ: Her cümleyi “efendim” diye bitirme duygusu...

- ALTI: Sanat, güneş, Bodrum ve Paşa duygusu...

- YEDİ: Hicranla dolu bir gönül duygusu..

NOT DEFTERİMDEN

- Bu yıl, her zamankinden daha fazla aşure yaptı.

- Bazen kafam öyle atıyor ki... Konkordato ilan etmemek için zor tutuyorum kendimi.

- “Muhatap” kelimesini “muhattap” diye yazanı anında hayatımdan çıkarabilirim.

- Sınıf kapısında öğrencilerini dans ederek karşılayan öğretmen videoları izlerken içimden geçen cümle: “Özenti olsa bile hoş”.

- Anadolu vatanımız, Neşet Ertaş babamız!