Paylaş
Tayyip Erdoğan ve Binali Yıldırım’la fotoğraf verdi ya...
15 Temmuz’da darbeye hayır dedi ya...
Muhalefetini yapıcı çizgide sürdürmeye özen gösterdi ya...
Milli meselelerde milli bir politika izledi ya...
Kemal Kılıçdaroğlu işte bundan dolayı suikastçı alçakların hedefi oldu.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu alçaklara vereceği en güzel cevap...
Doğru bildiği yoldan yürümeye devam etmesi olacaktır.
İKİ FOTOĞRAF KARESİ ARASINDAKİ BENZERLİK
TÜRK siyasi tarihinin en etkileyici fotoğraf karelerinden biri de hiç şüphesiz budur.
Suikast girişiminin hemen ardından Bülent Ecevit’in bu görüntüsü...
Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik saldırının ardından oluşan görüntüye çok benziyor.
EYVAH! YA IŞİD PATLATIRSA
IŞİD’in canlı bombaları kendilerini patlatıp katliam yaptıklarında...
“Nerede bu devlet, niye bir şey yapmıyor” diyorsun.
Devlet bir şey yapmaya kalkıp adım attığında...
“Eyvah! Şimdi IŞİD canlı bombalarını patlatırsa halimiz harap” diyorsun.
Sen gerçekte ne istiyorsun kardeş, bir deyiver hele.
ASIL HEDEF IŞİD DEĞİL PYD İMİŞ
DİYELİM ki böyle...
Nesi varmış bu hedefin?
Ne yani?
Sen sana ait olmayan toprakları, bir oldubittiye getirerek sana ait kılacaksın ve sınırda yepyeni bir devlet ihsas edeceksin.
Hiç kimse de sana tek bir kelime bile edemeyecek... Öyle mi?
“İyi ama Kuzey Irak” deyip durma.
Kuzey Irak farklıydı.
“Kantonları birleştiriyoruz” diye bir şey yoktu orada...
“Arada kalan ve bize ait olmayan yerleri de cebellezi ediyoruz” diye bir şey de yoktu orada...
“Bizden olmayan Kürtleri buradan sürüyoruz” diye bir şey de yoktu orada...
NASIL KÜRT DÜŞMANI OLDUM?
“PYD’nin Suriye sınırında oldubittiye getirerek devlet olma hevesi yanlış” dedim.
“PYD’nin oldubittisine Araplar da karşı çıkıyor” dedim.
“PYD bütün Kürtleri temsil etmiyor” dedim.
“PYD’nin PKK’nın Suriye kolu olmak gibi bir sorunu var” dedim.
“PYD, ilelebet ABD’nin kendisinden yana olacağını sandı” dedim.
İşte sırf bunları dediğim için...
“Ne var canım, PYD de kuruversin bir devletçik” demediğim için...
PKK çizgisine uzak / yakın ne kadar sosyal medya hesabı varsa...
Hepsi birden beni anında “KÜRT DÜŞMANI” ilan etti.
Hiç kuşkum yok:
Bunların devleti olsaydı...
Sırf partilerine biraz ileri geri laflar ettim diye beni anında “Kürt devletinin düşmanı, Kürt milletinin düşmanı” falan diye yaftalayarak hapislere tıkarlardı.
FETÖ'SÜZ BİR ORDU NE GÜZEL BİR ORDUDUR
“ORDUDAKİ FETÖ’cüleri temizleyin” falan dendiğinde...
Komuta kademesi şöyle diyordu:
“Şimdi sırası değil... Ordunun morali bozulur”.
Temizlik yapıldı.
Ve Türk Silahlı Kuvvetleri, tarihinin en önemli operasyonlarından birine imza atıyor.
Hem de gayet başarılı.
FETÖ’süz bir ordu, ne güzel bir ordudur.
Zekai Aksakallı Paşa ne güzel bir kumandandır.
PEK SORULMAYAN SORULAR
17-25 Aralık’ı kim milat tayin etti? Bunun hukuktaki karşılığı nedir?
Cemaat okulunda çocuk okutmak, memurluktan atılma nedeni mi? Eğer öyleyse... Neden Cemaat okullarında çocuklarını okutmuş başkalarına bir şey yapılmıyor?
Bu zamana kadar “FETÖ’cü” diye işten atılan ya da gözaltına alınan kaç kişinin daha sonra “FETÖ’cü” olmadığı anlaşıldı?
PKK itirafçıları için hukuki yaptırımlar söz konusuyken FETÖ itirafçıları için neden hukuki yaptırımlar söz konusu değil?
“Kandırıldık” kelimesi neden bazılarını kurtarırken bazılarını kurtarmıyor? Kriter nedir?
FRANSA'NIN 28 ŞUBAT'I
28 Şubat’ta bir ara İsmailağa’daki sarıklı cübbeliler yakalanıp götürülüyordu.
Fransa’da polisin plajlarda haşemalı kadın kovalama görüntülerini görünce bunu hatırladım.
REŞAT PETEK'İN AÇIKLAMASI
REŞAT Petek’ten bir açıklama geldi.
Takdim ediyorum:
Ahmet Bey. Merhaba. Günün erken saatlerinde yazınızı okudum.
Kendimi tanıtacak değilim. Birbirimizi yakinen tanıyoruz. Pek çok programınızda konuk oldum.
Hep hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını, darbe girişimlerinin büyük suç olduğunu, savcıların iddianameleri ve mahkeme kararlarına itibar etmek gerektiğini savunduğumu en iyi bilenlerdensiniz.
Bu duruşumu “FETÖ’cülerin kumpas davalarında FETÖ’cülerin yanında durma” olarak nitelemeniz, hakkaniyete uygun bir değerlendirme değil. Mektubumu okuduktan sonra bir daha göz atın, vicdanen rahatsız olacaksınız. İnanıyorum ki gerekli düzeltmeyi yapacaksınız.
Hâkimlik, savcılık görevlerini kötüye kullanan bu FETÖ’cülerin 17-25 Aralık darbe girişimlerinden sonra “paralel yapı” nitelemesini etkin biçimde ilk kullanan hukukçulardanım. Bu nedenle hedefleri oldum. Hakkımda uydurma suç duyurularında bulundular. Tazminat davaları açtılar. Şimdi Silivri’de yatan FETÖ’cü polis şefleri davaları kaybettiler, ben kazandım.
Ben FETÖ’yü 15 Temmuz’da tanıyanlardan değilim. 17-25 Aralık darbe girişiminden sonra TV programları ve yazılarımla bu örgütü ifşa etmeye çalıştım. Programlarınızda konuk alarak siz de gerçekleri söylememe yardımcı oldunuz.
Hakkı teslim ederek bu gerçekleri okuyucularınızla paylaşacağınıza inanıyorum.
REŞAT PETEK / AK Parti Burdur Milletvekili.
NOT: Kendisini eleştiren bir gazeteciye medeni ölçüler içinde kalarak verdiği bu cevaptan dolayı Reşat Petek’e çok teşekkür ediyorum. Aynı medeni tavrı gösteremeyen Hüseyin Kocabıyık adlı milletvekiline de Reşat Petek’ten iletişim dersi almasını tavsiye ediyorum.
Paylaş