İstihbarat ‘millet ittifakı’nı yıkmak için devredeymiş

CHP’ye göre... İstihbarat elemanları devredeymiş.

Meral Akşener’e göre... Gazeteciler bu işi körüklüyormuş.

*

Böyle diyorlar.

Ve bunları ciddi ciddi söylüyorlar.

Demek ki iktidara geldiklerinde...

En küçük bir çatırtıyla karşılaştıklarında...

Dış ve iç mihraklar devrede!operasyon çekiyorlar!

Falan diye açıklama yapacaklar.

*

Buradan hem CHP’ye, hem de İYİ Parti’ye sesleniyorum:

*

İYİ Parti Sözcüsü, televizyon ekranlarına çıkıp...

“CHP, HDP ile arasına mesafe koymalı. Koymazsa bu böyle gitmez. CHP’yi ikaz ediyoruz. CHP’nin HDP’ye yaklaşmasından memnun değiliz” falan türü açıklamalar yapmaktan kaçınırsa...

Dünyanın bütün istihbarat örgütleri ile dünyanın bütün yandaş gazetecileri el ele vererek...

Millet ittifakını paramparça etmek için operasyon üstüne operasyon çekseler bile...

Millet ittifakından zırnık koparamazlar.

*

Yani demem o ki...

İstihbarattı, gazeteciydi falan diye sahte düşmanlar yaratmak yerine...

Kendi içinize dönün.

Ve sağlam durun.

KEMAL BEY FOTOĞRAF ÇOK GÜZEL AMA

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Adana’dan Ankara’ya Anadolu Jet’le gitmiş.

Uçak kapısında çekilmiş ve her tarafından tevazu akan şu fotoğrafı görünce...

“Bu ne halk adamlığı! Bu ne şahane bir olay! İşte bu!” diye haykırdım.

Çok ama çok beğendim bu fotoğrafı!

*

Fakat sonra birden halkımızın bu fotoğraf karşısında ne hissedebileceği üzerine biraz kafa yordum.

*

 “Halk” dediğimiz kitle, sadece bizde değil dünyanın her yerinde çok enteresan kitledir.

Hep yırtmak ister. Hep yükselmek ister. Hep sınıf atlamak ister.

Hepsi olmasa bile çok önemli bir kısmı, binecek arabası bile yokken özel jet hayali kurar.

*

Yani demem o ki...

Bazı vatandaşlarımız, Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu fotoğrafından “Hayaller özel jet, gerçekler Anadolu Jet” şeklinde çok sert bir mesaj çıkarabilirler.

Fotoğrafa bakıp, “Geleceğin iktidar namzedi bir siyasi lider, bize en büyük hedef olarak bunu mu gösteriyor?” diyebilirler.

Tabii ki tam olarak böyle ifade etmezler, tabii ki pek belli etmezler, tabii ki adını koymazlar ama içlerinin ta derinliklerinden böyle geçirecekleri kesin gibidir.

*

Durumun böyle olmasından hiç ama hiç hoşlanmıyorum ama maalesef insanoğlu ve insankızı, sanıldığından çok daha karmaşık bir varlık.

CHP’DEN İLK KEZ NET BİR ÖZELEŞTİRİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çıkıp net bir şekilde şunları söyledi:

*

“Bizim de çok kabahatimiz, kusurumuz var. Gerçeği konuşalım. Başörtüsü meselesini, Türkiye Cumhuriyeti’nin en temel meselesi haline getirdik. Sana ne kardeşim ya! Kadın ister başörtüsü takar, ister takmaz. O kız çocuğu üniversiteye gidiyor mu? Okuyor mu? Derdin o olmalı”.

*

CHP, biraz da şartların zorlamasıyla ve hayli gönülsüz olarak başörtüsünü mesele olarak görmekten vazgeçtiğine dair işaretler vermişti ama özeleştiriye asla ve kata yanaşmamıştı.

Dikkat! Dikkat!

Bu bir ilktir!

CHP, ilk kez bu konuda yan yollara sapmadan şahane bir özeleştiri yaptı.

*

Mırın kırın etmeden... Hepimizin ama hepimizin... Bu özeleştiri nedeniyle...

Ayakta alkışlamamız gerekir Kemal Kılıçdaroğlu’nu...

BEN OLSAM

AK Parti’nin yerinde ben olsam... Uzun bir süre Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı rahat bırakırdım.

CHP’nin yerinde ben olsam... IMF ile görüşmezdim.

Bahçeli’nin yerinde ben olsam... Kemal Kılıçdaroğlu için “Dokunulmazlığının kaldırılması ve mahkeme yolu açılmıştır” diye bir yazılı açıklama yapmazdım.

EN SEVDİĞİM KELİME: TAHLİYE

SIRRI Süreyya Önder tahliye olmuş!

Osman Kavala’nın tahliyesini de hasretle bekliyoruz.

Velhasıl en sevdiğimiz kelimedir tahliye...

YAĞMURA ÖVGÜ

Her damlasında bir “peri” taşır ki adına “ilham” denir.

Bulutların karartısından bir neşe çıkar ki adına “yaşama sevinci” denir.

Hafif karanlık bir ışık kaplar her tarafı ki adına “laciverdi” denir.

Bir toprak kokusu yükselir ki adına “var oluşsal kıpırtı” denir.

Bazıları ıslanır, bazıları hisseder ki adına “imtihan” denir.

AÇILIN! BU MANKENİ SAVUNACAĞIM

ÖYLE bir yerdeyiz ki...

Estetik denilen olgu yüzünden...

Bütün burunlar birbirine benzedi... Bütün dudaklar aynı kıvama geldi... Bütün kaşlar aynı şekilde hizalandı.

*

İşte böyle bir ortamda...

Karakterli bir burunla...

Kendine özgü bir kaşla...

Değişik bir yüzle...

Gucci’nin 23 yaşındaki modeli Armine...

Aniden arz-ı endam etti ortamlara...

*

Herkesin üzerinde “güzel” diye ittifak etmesini zora sokarak “güzellik” ve “çirkinlik” kalıplarını darmadağın eden Armine Harutyan’ı yıktığı kalıplar aşkına selamlıyorum da selamlıyorum.